PKK terör örgütü ile bağlantılı Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyesi 23 kişi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı iddianame hazırlamıştı. Soruşturmada, sözde din âlimleri derneğinin, "PKK'nın Diyanet'i" olarak örgütlendiği tespit edildi. PKK'nın sözde Kürdistan devletini kurması durumunda dernek başkanı Ekrem Baran'ın bu terör devletinde Diyanet İşleri Başkanı olacağı ortaya çıktı. İddianamedeki tespit ve delillere göre şüphelilerden Hasan Karahan da DİAYDER Başkanı Ekrem Baran'ın sözde Kürdistan Diyanet İşleri Başkanı olacağını itiraf etti. Şüphelilerden ele geçirilen dijital materyallerde de PKK'nın diyanet yapılanmasına ilişkin belgeler bulundu.
İddianamedeki tespitlere göre, Ekrem Baran, PKK/KCK terör örgütü tarafından 2015-2016 yıllarında "özyönetim" ilan edilip Güneydoğu Anadolu'da sözde Kürdistan kurulması eylemlerine destek verdi. Kuran'dan alıntılar yaparak İslamiyet'te özyönetim anlayışının olduğunu açıkladı. Terör örgütü tarafından hendek ve çukurlar kazılarak, barikat kurulmasına karşı devletin yaptığı operasyonlara tepki gösterdi. Kürtler'i devlete karşı ayaklanma ve direnişe çağırdı. Sözde din alimleri derneği, "direniş oruçları" diye eylem yaptı.
Öte yandan Ekrem Baran'ın, Emniyet'te susma hakkını kullanıp ifade vermeyi kabul etmediği, savcılıkta ise kamera görüntüleri ve delillere rağmen öncülük ettiği bütün örgüt eylemlerini inkâr yoluna gittiği belirtildi. Yaptığı basın açıklamalarını bile hatırlamayan Baran, "29 Ocak 2016'da 'Özyönetim İslam'a uygun bir yönetimdir' şeklinde beyanda bulunup bulunmadığımı hatırlamıyorum. 30 Ocak 2016 tarihinde dernekte direniş orucu şeklinde 3 günlük bir eylem yapıldı ancak söz konusu eylemin ne amaç ile yapıldığını şu an için hatırlamıyorum. Birçok mele o direniş orucuna katıldı. İslam'a göre de bir musibet olduğu zaman sünnet amacıyla oruç tutulabilmektedir. Ancak ben o dönem gerçekten bu eylemin ne için yapıldığını hatırlamıyorum" dedi.
ARŞİV TARAMASI BİLE YAPMAMIŞLAR
AK Parti Afyon Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Başkanvekili Ali Özkaya, terörle iltisaklı şahısların işe alındığı İBB ile ilgili SABAH'a değerlendirmelerde bulundu. İBB'nin üzerine düşeni yapmadığını savunan Ali Özkaya, "Bir kişiyi işe aldınız daha sonra şüphelendiniz. Hemen bu kişi ile ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı'na hakkında devam eden dava, soruşturma veya bir karar var mı diye soracaksınız. Bu arşiv araştırmasının içinde yer alıyor ve mutlaka kamu kurumunun bakması gereken bir zorunluluktur. İBB, bu zorunluluğu yerine getirmemiştir. Belediyenin bu kadar geniş sayıdaki terör örgütü ile bağlantılı isimleri işe alması asla iyi niyetli bir davranış değildir. Bağırıp çağırmalarına gerek yok. İçişleri Bakanlığı'nın müfettişlerine yardımcı olacaklar, belgeleri ortaya koyacaklar. Haklılarsa zaten bir sorun çıkmaz ama haksızlarsa sonucuna katlanırlar" ifadelerini kullandı.
