Geleceğin teminatı çocuklarda çevre ve doğa bilinci, kadim şehircilik geleneği, iklim değişikliği konularında bilinç ve farkındalık oluşturmak amacıyla iki proje hayata geçirildi. İlki çocuklarda çevre ve doğa bilinci oluşturmak için hazırlanmış Türkiye'nin ilk çevreci ve engelsiz dijital eğitim platformu Çevre ve Çocuk Akademisi oldu. Bakan Kurum, platformun EBA entegrasyonun tamamlandığını ve 18 milyon öğrencinin kullanıcı adı ve şifreleri ile akademiye girebileceğini aktardı. Kurum, "Platformdaki bütün videoların işaret dili betimlenmesi yapıldı ve işitme engelli çocuklarımızın da faydalanabilecekleri şekilde tasarlandı" dedi.
AKADEMİ DOPDOLU İÇERİK SUNUYOR
Çevre ve çocuk akademisinin eğitici videoların olduğu 6 akademiden oluştuğuna değinen Kurum, "Platform, Çevre Akademisi, Şehircilik Akademisi, İklim Değişikliği Akademisi, Sıfır Atık Akademisi, Doğa ve Sanat Akademisi, Çevre ve İletişim Akademisinden oluşuyor. Ayrıca akademide öğrencilerin eğlenerek öğrenecekleri ve görev videoları gönderecekleri Çevre Müfettişleri ve İklim Elçileri isimli iki kulüp yer alıyor" bilgilerini verdi.
Öğrencilerin çevre ve iklim değişikliği konularını eğlenerek öğreneceğini belirten Kurum, akademi tamamlandığında çocukların Çevre ve Çocuk Akademisi Bilgi Yarışmasına katılacağını, toplanan puanlarla çevre marketinden dilediği hediyeleri alacaklarının müjdesini verdi.
ÇOCUKLAR ÇEVRE BİLİNCİYLE YETİŞİYOR
Çevre ve çocuk akademisi ile çocukların çevre bilinciyle yetişmeleri ve bu kültürün tüm okullarda yaygınlaşmasıyla ilgili kapsamlı çalışmalar yapıldığını söyleyen Bakan Özer, çocukların çevre bilinciyle yetişmeleri için ilk adımı 7 ve 8. sınıflardaki çevre eğitimi seçmeli dersinin müfredatının güncellenmesiyle attıklarını hatırlattı.
Özer, "Yapılan değişiklikle 'çevre eğitimi ve iklim değişikliği dersi' olarak dersimizi değiştirdik ve 6, 7 ve 8. sınıflara seçmeli ders olarak koyduk. Daha sonraki adımımızda tüm öğretmenlerimize çevre farkındalığı, sıfır atık kültürünün farkındalığını artırmayla ilgili okullarımızda bu kültürün yaygınlaşmasıyla ilgili birlikte eğitimler düzenledik ve gördük ki öğretmenlerimiz bu tür eğitimlere çok daha istekliler. Zorunlu olmamasına rağmen hemen hemen tüm öğretmenlerimiz bu eğitimlere aktif olarak katıldılar" değerlendirmesinde bulundu.