Donanmanın Mavi Vatan'daki "kalesi": İstanbul Tersanesi Komutanlığı
İstanbul Tersanesi Komutanlığı, Cumhuriyet döneminde inşa ettiği 200'ün üzerinde askeri ve ticari gemi ile donanmanın gücüne güç katarken, Türkiye'nin 100 yıl önce Büyük Taarruz ile yaktığı bağımsızlık ateşinin yükselmesine katkı sağlıyor.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan Büyük Taarruz, dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti. Bir asır önce kıt imkanlara rağmen ulus bilinciyle elde edilen zafer, Cumhuriyet'in ilanına kapı araladı.
Cumhuriyet'in en büyük kazanımlarından biri yerli ve milli üretimler oldu. Osmanlı'nın birikimi ve tecrübesinden de istifade edilen dönemde kurulan askeri tersaneler, Türk donanmasının Mavi Vatan'daki "silahı" oldu.
İstanbul Tersanesi Komutanlığı da "Her fabrika bir kaledir" anlayışıyla Mavi Vatan'da donanmaya adeta "kale" oluşturan, Türkiye'nin en büyük tesisi konumunda bulunuyor.
Yerli ve milli savaş gemilerinin inşa edildiği komutanlık yerleşkesi aynı zamanda Büyük Taarruz başta olmak üzere Milli Mücadele'nin en ateşli dönemlerine tanıklık eden gemilere ev sahipliği yapıyor. Söz konusu gemilerin periyodik bakımları da buradaki tersane işçilerince yapılıyor.
Tersanedeki sessiz tanıklardan biri de İstanbul'un işgal edildiği 13 Kasım 1918'de güvertesinde Mustafa Kemal Atatürk'ün yaverine, "Geldikleri gibi giderler." diyerek Kurtuluş Savaşı'nın ilk işaretini verdiği "Kartal" istimbotu.
Atatürk mirası, Türk tarihinin en sembol gemilerinden 111 yıllık Kartal istimbotunun yanı sıra Atatürk'ün vefatından önce 54 gün geçirdiği, Bakanlar Kurulu toplantılarını yaptığı Savarona yatı da tersanede yer alıyor.
Türk hükümeti, yapımı 1931 yılında tamamlanan 136 metre uzunluğundaki yatı 1938 senesinde satın aldı. Dönem içinde restore edilen ve 2019 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığına devri gerçekleşen gemi, Cumhuriyet döneminde dünyada sayılı donanmaların sahip olduğu araç ve sistemlerin yerli ve milli imkanlarla hayata geçirildiği tersanedeki gemilerin yanına konuşlandırıldı.
"TARİHİ BOTU İSTANBUL TERSANESİ KOMUTANLIĞINDA MUHAFAZA ETMEKTEN GURUR DUYUYORUZ"
İstanbul Tersanesi Komutanı Tuğamiral Recep Erdinç Yetkin, AA muhabirine, büyük zafere giden yolda Mustafa Kemal Atatürk'ün başlattığı bağımsızlık ateşinin sonsuza dek yanmaya devam edeceğini söyledi.
Bu yolun özgürlük, hak, adalet, aklın ve ilimin rehberliğinde tam bağımsızlık yolu olduğunu belirten Tuğamiral Yetkin, Atatürk'ün işgal edilmiş ata yurdunda, bağımsızlık ateşini yakarak tüm ulusu bir ülkü etrafında toplaması ve milli iradeyi hakim kılma mücadelesinin kolay olmadığına vurgu yaptı.
Milli iradenin hakim kılınması uğrunda bağımsızlık ateşinin ilk kıvılcımının Kartal istimbotunda yakıldığına değinen Yetkin, şöyle konuştu:
"Milli Mücadele'miz, o dönem Tuğgeneral Mustafa Kemal'in, Yıldırım Orduları'nın kapatılması ve Adana'dan trenle 13 Kasım 1918'de Haydarpaşa Garı'na gelişiyle başlamıştır. Birinci Dünya Savaşı'nı yenik tamamlayan Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul işgal edilmiş ve İtilaf Devletleri'nin 55 parçalık donanması Boğaziçi'ne intikal etmiştir. Bu sırada Haydarpaşa Garı'nda bulunan Mustafa Kemal, iskelede bekleyen Fransız işgal kuvvetlerine ait Kartal istimbotuna binerek, Haydarpaşa'dan Galata'ya hareket etmiştir.
Demirli savaş gemilerinin arasından geçerek ilerleyen bu botta bulunan ve üzüntü içinde ağlayan yaveri Cevat Abbas'a, Mustafa Kemal Atatürk dönerek 'Geldikleri gibi giderler.' sözünü söyler. Bu söz Kurtuluş Savaşımızın ilk işareti ve her zor şartta dahi bağımsızlık aşkı ve özgürlükten asla vazgeçmeyeceğinin bir kıvılcımı olmuştur. Geçirdiği restorasyonun ardından bizler de bu tarihi botu İstanbul Tersanesi Komutanlığında muhafaza etmekten büyük bir onur ve gurur duyuyoruz."
"TÜRK ORDUSU İNÖNÜ, ESKİŞEHİR-KÜTAHYA VE SAKARYA MEYDAN MUHAREBELERİYLE ARAZİ HAKİMİYETİNİ YENİDEN KAZANDI"
Yetkin, büyük zafere giden yolda Ankara yakınlarına kadar çekilen Türk ordusunun önce lojistik imkanların seferber edilmesiyle güçlendiğini, ardından da İnönü, Eskişehir-Kütahya ve Sakarya meydan muharebeleriyle moral ve motivasyon ile arazi hakimiyetini yeniden kazandığını dile getirdi.
Yetkin, Atatürk'ün bu savaşlar sırasında, "Kulağım İnebolu'da gözüm Sakarya'da." sözüyle de ifade ettiği üzere harp silah ve mühimmat lojistiğinin İnebolu'dan deniz yoluyla muhabere sahasına ulaştırılmasında deniz ve denizciliğin önemini daha o günlerde anladığını kaydetti.
Atatürk'ün denizciliğe verdiği önemin bir başka göstergesinin de Savarona yatı olduğuna vurgu yapan Yetkin, şöyle devam etti:
"Bir çocuğun oyuncağını istediği gibi özlemle beklediğini ifade ettiği Savarona'da 54 gününü geçirmiş ve ayrıca Bakanlar Kurulu toplantısını icra etmiştir. 1936 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün konuğu olarak ülkemize gelen İngiltere Kralı 8. Edward'ın İstanbul'u ziyareti sırasında o zamanki devlet yatı Ertuğrul'un bacasından dökülen kurumun kralın beyaz elbisesini kirletmesinden mahcubiyet duyan Atatürk, yeni bir Cumhurbaşkanlığı yatı araştırılması için emir vermiş, o sırada İngiltere'de bulunan Savarona satın alınarak Mart 1938'de Türk bayrağı Savarona'ya çekilmiştir. Gemimizin bakımları İstanbul Tersane Komutanlığında yapılmakta ve Savarona burada muhafaza edilmektedir."