İş
pozisyonlarını tanımlayan unvanlar son dönemde bir hayli değişikliğe uğramış görünüyor. Artık titlelar sorumlu olunan pozisyonun fonksiyonunu yansıtmaktan ziyade bir bakıma prestij göstergesi olarak tercih ediliyor. Çalışanlar kartvizitlerinde yazan unvanları özellikle C-Suite yani tepe yönetici pozisyonlarından seçmeye özen göstererek bir nevi önemsenmek istediklerini vurguluyor ki özellikle Türkiye'de CEO, CFO ve COO kavramları artık iç içe geçmiş durumda. Ve bu unvanların tanımındaki anlam karmaşası da gitgide artıyor. Bu karmaşanın en çok yaşandığı iki titr ise genel müdürlük koltuğunda oturanların büyük kısmının CEO unvanını kullanmayı seçmesi ile yaşanıyor.
4 YILDA 3 KAT ARTTI
Yılda yaklaşık 45 milyon kartvizit basımına imza atan bidolubaski.com'un verilerine göre, her 3 yöneticiden 2'si kendisini CEO olarak tanımlarken, titrini CEO olarak paylaşan kişi sayısı son 4 yılda yaklaşık 3 kat arttı. Bu artışı profesyonel ağ kurup yönetmeye yardımcı olan sosyal platformlar üzerinden gözlemleyebilmek de mümkün. Öyle ki bu platformlara kayıtlı yaklaşık 18 bin 500 Türk kullanıcı CEO olduğunu ilan ediyor. Özellikle bilişim ve inşaat sektörlerinin CEO unvanını kullanmaya düşkün olduğu yüzde 51'lik kullanım oranıyla kendini gösteriyor.
Y KUŞAĞI UNVAN İSTEMİYOR
Bidolubaski.com'un dikkat çeken başka bir istatistiği ise yeni bir trendin habercisi olma niteliği taşıyor. Son dönemde basılan kartvizitlerin yüzde 29'unda titr belirtilmiyor. Bu da özellikle Y kuşağı yöneticilerinin dikey yerine yatay bir yönetim sistemi benimsemesinin ve hiyerarşiyi reddederek herkesin sadece mevcut işine odaklanmasını daha değerli görmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor.