Çevre tarafından kabul görme çabası
Günümüzde marka takıntısı birçok ailenin karşılaştığı bir sorun halini aldı. Marka takıntısı genellikle ilkokul hatta ana okul çağlarında çocukların arkadaş çevresine özenmesi ile başlıyor. Marka tutkusunun oluşmasında medya organları da oldukça etkili oluyor. Çocuklar, dergilerde, reklamlarda, filmlerde başarılı olmuş ve belli bir hayat standardını yakalamış ailelerin ve çocukların markalı kıyafetler giyen bireyler olduklarını görerek büyüyorlar. Özellikle televizyon kanaları aracılığıyla hangi kıyafetlerin ya da oyuncakların alınması gerektiğine dair bilinçaltına yerleştirilen binlerce mesaj çocuklarda kimlik oluşumuna yön veriyor.
Marka kullanımı bireyin kendisini yetersiz, değersiz hissetmesini önlemenin bir yolu gibi algılanıyor. Çevremizde "marka bağımlısı" olup markanın imajını ve kendi dış görünümünü pek çok şeyin üstünde tutan çocuk ve gençler görüyoruz. Çevre tutumları, medya organlarının propagandaları, toplumsal beklentiler ve baskılar, arkadaş gruplarının marka kullanımını teşvik etmesi sonucunda, çocuklar da bu çılgın tüketim zincirinin bir halkası olup markaların sağladığını düşündüğü imajlara bağımlı hale geliyor.
Arzu edilen markaya ekonomik nedenler yüzünden sahip olamayan çocukların ruh sağlığı ise bu durumdan olumsuz yönde etkileniyor. Sonuç olarak karşımıza hayal kırıklığına uğramış, özgüven düşüklüğü olan ve kendilerini yetersiz hisseden çocuklar çıkıyor.