Yumurcak, Şehir Işıkları, Altına Hücum, Modern Zamanlar, Büyük Diktatör gibi halen sinema dünyasında önemli yer tutan filmlere imza atan dünyaca ünlü İngiliz sanatçı Charlie Chaplin hakkında pek çok kitap yazıldı. Onun 1889'da kelimenin tam anlamıyla yoklukla başlayıp zirveye doğru giden ve 1977'de sonlanan hayat hikâyesi zaten başlı başına bir kitap konusu. Akıl hastanesinde yatan annesiyle diyalogları, filmleri, ödülleri, aşkları, dört evliliği, savaş karşıtı söylemleri, ABD vatandaşlığından çıkarılması, kendisine açılan babalık davası, Kraliçe II. Elizabeth tarafından Sir unvanı verilmesi... Chaplin söz konusu olunca onunla ilgili bilinmesi gereken çok şey var. Destek Yayınları'ndan çıkan Charlie Chaplin kitabı sizi onun hayatının koridorlarında dolaştırıyor. Chaplin hakkında pek çok şey öğrenirken onun hayat mottosu olarak kabul edilecek özlü sözlerinin de altını çizerek okuyorsunuz... Kitapta ilginç anekdotlardan biri de Chaplin'in 2. Dünya Savaşı döneminde Türk hayranlarına gönderdiği mesaj... Tarihler 6 Aralık 1942'yi gösterdiğinde Türkiye'de Amerika'nın Sesi adlı bir radyo programda Chaplin, radyodan Türk halkının evlerine konuk olur. O dönem, Türkiye'nin Almanlara karşı Amerika'nın yanında savaşa girmesi niyetiyle çeşitli propagandalar yapılır. Chaplin, bu niyetle sorulan bir soruya, Nasreddin Hoca fıkrası ile karşılık verir. Chaplin şu fıkrayı anlatır önce: "Hocanın bir gün kapısı çalınır. Hoca kapıyı açar, gelen komşusudur. 'Hoca, eşeğini alabilir miyim?' diye sorar. Hoca'nın eşeği vermeye niyeti yoktur. 'Eşeğim burada yok' diye cevap verir. Komşu arkasını dönüp tam gidecekken, ahırdan eşeğin anırması duyulur. Bunun üzerine komşu sinirlenip, Hoca'ya döner: 'Hoca! Hoca! Şu sakalından utan yalan söylemeye utanmıyor musun?' der. Hoca da: 'Bre adam, bana mı inanıyorsun ahırdaki eşeğe mi?" Sonra usta bir es verir ve devam eder: "Beni Türkiye'den dinleyen hayranlarıma söylemek istediğim şudur: İnsanlar artık bir karara varsın! İnsanlığın sesini mi dinleyeceksiniz yoksa eşeklerin mi?"