Yarım
asırdır İtalyan sinemasına damgasını vuran, dünyaca tanınan üstatlardan Ettore Scola ile geçen hafta Bifest'te, yani Bari Uluslararası Film ve TV Festivali'nde karşılaştık. Festivalin başkanlığını üstlendiği için 80 yaşındaki efsane sinemacının güleryüzüyle günün her anında karşılabilirsiniz. Akabinde defalarca geldiği İstanbul'u sevgiyle yad etmeye başlayabilir. İtalyan sinemasının şimdilerde yeniden kıpırdanışına sahne olan Bifest'te ödülleri toplayan ise
Serseri Mayınlar filmiyle Ferzan Özpetek oldu. İtalya'nın güneyindeki güzelim sahil kenti Bari, değişen iktidarla kültür çıkmazına giren Roma'ya ve havalı Venedik'e alternatif bir sinema etkinliğine sahip çıkıyor. Üstad Scola da zaten "Festivaller sinemanın kurtarılmış bölgesidir" diyor. Bu yıl Claudia Cardinale, Taviani kardeşler, ünlü
Cennet Sineması'nın yönetmeni Giuseppe Tornatore gibi eski ve yeni isimleri bir araya getiren festival, Berlusconi iktidarının gölgesinden uzakta, mütevazı bütçeli ama dinamik bir etkinlik. Üstat Scola, memleketinde 1950'lerde başlayan ve 30 yıl süren bu dönemi 'sinemamızda yaratıcılığın tavan yaptığı yıllar' olarak niteliyor ve 'uzun süredir sıkıntı yaşasak da toparlanıyoruz, gençlerden umutluyum" diyor.
HEDEF ŞAŞIRTILIYOR
Berlusconi iktidarıyla açmaza giren kültürel iklimden şikâyetçi olduğu iyi bilinen Scola, lafını esirgememesi ve gerektiğinde sokağa çıkıp protestolara katılmasıyla tanınıyor. Muhteşem filmi
Özel Bir Gün'de olduğu gibi Sophia Loren ve Marcello Mastroianni ikilisi eşliğindeki sıradan insan öykülerinde faşizmin ayak seslerini zarafetle anlatan üstada göre şimdiki politik ortam da farklı değil. Üstelik yeni Berlusconi skandalıyla ilgili söyleyecek yeni bir şey bulamıyor: "İnsanların özel hayatı bizi ilgilendirmez. Nasıl yönetildiğimiz ve insan yerine konup konulmadığımız önemlidir. Ne var ki bunların arasında fark kalmadı. Nedense faşist uygulamaları konuşacağımız yerde maalesef magazin konularıyla ilgileniyoruz. Yolsuzluk ve ahlaksızlığın üstü pişkinlikle örtülüyor. Politik manevraların artık endazesi kaçmış, hedef şaşırtılıyor. Uyanık olmak ve direnç göstermek gerek" diyor.
DİRENİŞ ÖNEMLİ
Filistin'den Mektuplar gibi önemli ortak projelerde yer alan ama ancak Berlusconi iktidardan düştükten sonra film yapacağını açıklayan üstat direnişini sürdürüyor: "Sinema pahalı iş ve eğer onlardan para alacaksam hayrını göremem. Ama sinemamız son yıllarda heyecan verici bir kıpırdanma yaşıyor. Sesimi yükseltmeye devam edeceğim tabii ki. Politik sinema slogan atmak değildir. Önemli olan sıradan hayatlardaki etkisini anlatabilmek. Faşizm her yerde ama sinema aşkın bir sanattır, kalın tarifleri affetmez. Kültürü ve çeşitlilikleri kucaklayan her yer kurtarılmış bölgedir. Demek ki her şeye rağmen direniş önemli, ümidimiz baki!".