Akademisyen ve kısa filmci Emin Alper'in ilk sinema filmi
Tepenin Ardı dünya prömiyerini 62. Berlin Film Festivali'nde yaptı. Festivalin yeni ve 'alternatif' seslerine yer veren Forum bölümünde gösterilen filmin önceki gece yapılan galasına ilgi büyüktü. Tıklım tıklım salonda gösterilen film, bol alkış aldı. Yapımcılar Enis Köstepen ve Seyfi Teoman, oyuncular Reha Özcan, Mehmet Özgür, Atilla Lök ve Banu Fotocan'ın katıldığı gala sonrası seyircilerin sorularını Alper yanıtladı. Öyküsünün ilhamını Yaşar Kemal'in
Yer Demir Gök Bakır üçlemesinden aldığını söyleyen Alper, "Hayranı olduğum Haneke ve hiç sevmesem de Lars Von Trier gibi sinemacıların da öykümde etkisi olmuştur," dedi. Türk sinemasının son 10 yıldır yükselişte olduğunu söyleyen Alper, "Türk sineması umarım daha da yükselir, yükselecek. Bunda en büyük etkenlerden biri Kültür Bakanlığı'nın filmleri desteklemesi oldu. Bakanlık, ticari şansı olmayan, ancak sanatsal ağırlığı ve yoğunluğu yüksek projeleri desteklemeye başladı. Bu, yeni bir kuşağın yetişmesine neden oldu" dedi.
DÜŞMANLIK ÜZERİNE
Tepenin Ardı 'düşmanlık' üzerine bir öykü. Kırsaldaki bir ailenin fertleri üzerinden 'öteki'ne bakışımızı, suçu kendimizde aramak yerine başkalarını suçlama refleksimizi anlatıyor. Bu hikayede ailenin babası, arazisinin sınırını geçerek keçilerini otlatan yörüklere kafayı takınca filmin baştaki tekinsiz atmosferi iyice yükseliyor, aile içi sorunlarla yüzleşmek hayal oluyor. Filmde kısa bir rolden gayri kadın karakteri yok. "Zaten çatışma erkeklerin işi," diyor Emin Alper. Dünyanın her yerinde yaşanabilecek bu öyküde kuşkusuz memleketimizin güncel meseleleri de yerini buluyor. Senaryoyu tek başına yazan Alper, sette hiç doğaçlama yapmadığını ama küçük oyuncuların, çekimlerin gerçekleştiği Karaman civarındaki halktan seçildiğini söyledi.