Samatya'da Çerkez bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Gülcan Altan, Adıgece ve Abhazca şarkıları bir araya getirerek 'Gunef' isimli bir albüm çıkardı. Kuzey Kafkasya'dan Türkiye'ye gelen Çerkezler'in Şapsığ boyundan olduğunu, Adıgece ve Abhazca'yı her zaman kullandığını belirten Altan, Ada Müzik tarafından yayınlanan albümünü anlattı.
POPÜLER OLAN REVAÇTA
Müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz? Ben, Kafkas müziği yapıyorum. Kafkas müziği dendiğinde etnik anlamda akla birçok müzik türü gelebilir. Çünkü bu bölgedeki milletlerin müziği kendi içinde ayrı ayrı özellikler gösterir. Ama ben özellikle Kuzey Kafkas halklarının müzikleriyle ilgileniyorum. Bu albümde de Adıgece ve Abhazca şarkılar var.
Daha önce Kafkas müziklerini içeren bir albüm yapmış mıydınız? Yeni albümünüz 'Gunef'ten biraz bahseder misiniz?
2008 yılında çıkan 'Gülümser' isminde bir albümüm var. Bu albümde uzun yıllar beraber çalıştığım Vedat Sakman'ın şarkılarını yorumlamıştım. Geçen yıl da 10 dilde 10 şarkının yer aldığı 'Anlat' albümünde Adıgece şarkılar söyledim. Geçtiğimiz ay da 'Gunef' albümünü çıkardım. Bu çalışmada da Adıgece ve Abhazca şarkılar söylediğim için, Türkiye'de bir ilk...
Neden bu dilde şarkılara ağırlık verdiniz?
Şimdiye kadar yaptığım çalışmalar ve albümlerle, müziğin evrensel dilini ve gücünü anlatmaya çalıştım. Unutulan dilleri hatırlatıyorum. Çok kültürlülük, üzerinde yaşadığımız gezegeni daha da güçlendiren bir unsur... Bütün, bu renkler, dünyanın renkleri ve hepsi harmanlanıyor.
Etnik müzik yapan biri olarak ülkemizdeki müziği de değerlendirir misiniz?
Hem umutlu, hem de umutsuz bir durum söz konusu. Tüketim çılgınlığının müziğe yansıması popülerleşmeyi önemli hale getiriyor. Popüler ve kolay olan hâlâ revaçta. Ama geçmişe nazaran köklerini araştıran bir nesil de yetişiyor. Bu durum da umut verici. Emekler boşa gitmiyor.
GÜLCAN ALTAN KİMDİR?
1976 doğumlu Gülcan Altan, 2001 yılında İstanbul Konservatuvarı'na girdi ve okulu 2005 yılında dereceyle bitirdi. Altan solistliğinin yanı sıra klasik kemençe, piyano ve gitar çalıyor. Çerkez dilinde çeşitli lehçeler olduğunu ancak bunların kaybolduğunu söyleyen Altan; Adıge dili yok olmadan, gelecek nesiller için albümler hazırladığını söylüyor.