Şüphesiz ihaleye çıktığından bu yana Türkiye'nin en çok konuşulan mülkü oldu Zorlu Center. Tabi ki kış aylarında açılması nedeniyle AVM'nin 'vitrini' avenue katının küçük hataları bile göze batıp ilgili ilgisiz herkes tarafından eleştirildi. Bir de son yıllarda yeni Türkiye sosyalliği dedikodu için yiyip, gezmek olunca Zorlu'yu çekiştirmek bir statü haline geldi. Hala her köşede AVM çekiştiriledursun, Zorlu bu yaz elitlerin İstanbul'daki en gözde gör-görül noktası. Bunu sağlayan en büyük sebep ise Avenue katındaki lüks restoran konseptlerinin başarısı oldu.
Zorlu'da hangi mekanda nasıl sosyalleşiliyor...Avenue katındaki bu ferah ve geniş yerleşim hala mekanlar arasındaki bütünlüğü sağlamaya engel olsa da bir bakımdan aynı semtteki sokağın diğer ucundaki cafe izlenimini de sağlıyor. Açık alandan giriş yaptığınızda gözünüze ilk olarak Jamie's Italian çarpıyor. Konum ve kullanım alanı bakımından en şanslı bu yere Kaya Demirer'in kurduğu İtalyan Lezzetleri A.Ş'nin getirdiği İngiliz marka konumlandı. Türkiye algısındaki İtalyan restoranındaki makarna kalemlerinin önde olmaması, pizzanın hiç olmaması nedeniyle marka biraz biraz bocalamıştı. Fakat geçtiğimiz aylarda göreve gelen, Zuma'nın eski genel müdürlerinden Volkan Açıl operasyonlarıyla markaya iyi bir yaz geçirmesini sağladı.
Pizzasız İtalyan olmaz denilince...
Marka, ülkemizdeki İtalyan restoranı algısına yaklaşmak adına kendi kurallarını bozarak mönüsüne pizza koydu. Kural bozulduktan sonra İrlanda – Dublin'deki şubede de pizzanın satılmaya başlandığı söyleniyor. Henüz markanın isim sahibi Jamie Oliver'ın teşrif etmediği mekanda sosyalleşmek için en ideal yer, girişte pencere önünde kurulan masalar. Daha mekan içine odaklanmak istiyorsanız yine bahçedeki bar çevresini tercih edebilirsiniz...
Yine Londra'nın gastronomi dünyasına sunduğu bir diğer ünlü şef Tom Aikens'ın ortağı olduğu Tom's Kitchen bu yılın en çok konuşulan markalarından biri oldu. Tom Aikens'ın sık sık şubeye gelip Şef Deniz Ahmet Köse ile yaptığı mönü çalışmalarının bunda etkisi büyük. Mekanın üçgen şeklindeki Parle'ye doğru bakan bahçesinde oturmak önemli. Deniz Ahmet Köse'nin yaptığı salataları ve mönüdeki kuzunun başrolde olduğu main course'ları deneyin...
İstikrarlı Morini
Belki de Zorlu'nun en başarılı ve istikrarlı markası Morini! Morini'nin bu başarısının altında finans dünyasından yeme-içme sektörüne transfer 3 hanımın imzası var. Yaprak Baltacı - Başak Soykan kardeşler ve Aslı Sayar Amerika'nın en çok konuşulan, hatta ileriki yıllarda daha da şöhreti katlanacak şeflerinden Micheal White'ın Morini'sini İstanbul'a getirdiler. Hem de kendisini de mekana ortak ederek! Başlı başına yazı konusu olabilecek bu hikayenin dışına çıkarsak Morini'nin, mekana sırtınızı dönerek oturulan masaları çok popüler. Gerçek İtalyan lezzetleri ise bizzat Micheal White tarafından 'yerinde' reçetelendirilerek mönüye eklenmiş. Arancini (risotto topu) ve makarna çeşitleri enfes. Soho'daki Osteria Morini tarzında bir restoran olmasa da kendi kimliğiyle açıldığı günden bu yana günün her saati popülasyonunu koruyor...
Mönüsü Cantinery, ruhu Lucca
İstanbul'da sosyallik denilince akla gelen ilk mekan olan Lucca'nın sahibi Cem Mirap'ın Cantinery'si en geç açılan restoran oldu. Farklı konseptini New York'lu 'Roman and Williams'ın mimari uygulamasıyla da belli eden Cantinery mönüsünde sürekli farklılıklar yapıyor. Diğer mekanların aksine Cantinery'nin iç bölümünde oturmak daha önemli. Yemekler arasında İstakoz Burger en tercih edilen seçenek. Unutmadan; Cantinery'nin damlasakızlı cheesecake'i de dillere destan!
Michelin Yıldızlı Bottura'dan özel restoran
Konsept olarak hepimizi heyecanlandıran Eatly ise henüz farkını gösteremedi. Yerleşim, proje harika olsa da gereken ruh ve hareket bir türlü sağlanamadı. Eatly'nin içinde bulunan michelin yıldızlı Massimo Bottura 'Ristorante Italia' ise şehir için büyük şans. Rezervasyonu çok dolu olmasa da özenle hazırlanmış, tedariki pahalı bir mönü hazırlanmış.
Akmerkez'in en popüler olduğu dönemlerde piyasa yapmak isteyenler 'S Cafe'de otururdu. Zorlu'daki bu boşluğu ise Parle doldurdu. Aslında başarılı bir mönüye sahip olsa da futbol dünyasını yöneten takım elbiseli adamların kalabalık masalarda oturması, platin saçlı, pembe giyinen model ve şarkıcıların da mekanın vitrinindeki masalarda oturması kimi zaman avantaj, kimi zamanda dezavantaj olabiliyor. Tercihinize bağlı!
Zorlu'dan bahsederken, burada markası bulunan dünyaca ünlü şeflerden Tom Aikens dün İstanbul'a geldi. Tanışmak isteyenler kendisini Tom's Kitchen'da bulabilir. Bir diğer celebrity chef Micheal White ise 18 Eylül'de Morini'nin yeni mönü çalışmaları için İstanbul'a gelecek...
Şimdi sıra Şahenk'te
ALS 'ice bucket challange' iddiaları gittikçe sulu bir hal alsada büyük işadamları da birbirlerine meydan okumaya başlayınca bağışların sayısı artacağa benziyor. Geçenlerde Emirgan Sütiş, Günaydın, Saray ve Sütiş Kuveyt'e meydan okudu. Bu meydan okumaya Günaydın'ın sahibi Cüneyt Asan'ın verdiği cevap ise muazzam. Hatırı sayılı bir bağışta yapan Cüneyt Usta, smokiniyle ekibi tarafından buzlu sulara maruz kalarak ortağı D.ream'in sahibi Ferit Şahenk, CEO Levent Veziroğlu ve işadamı Ali Ağaoğlu'na meydan okudu. Bu isimlerinde önemli bağışlar yapacağına adım gibi eminim...
Depremle ortaya çıkan koleksiyonerler
Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, insanoğlunun karşı koyamayacağı en büyük etkenin doğa olduğunu her felakette anlıyoruz. Yerkabuğunun en çok deprem üretme potansiyeline sahip bölgelerden biri olan California dün orta büyüklükteki bir depremle sarsıldı. Depremin en çok kendini gösterdiği yer ise ülkenin en zengin bağlarının bulunduğu Nopa oldu. Jeolojinin, topraktaki mahsulü direkt etkileyecek olması nedeniyle şimdiden birçok koleksiyoner bölgedeki gelişmeleri takip altına aldı. Gastronomi için 2014 yılını yazın bir kenara derim!