BANA 'ALKOLİK' DEDİLER
ELİM VE GÖNLÜM HER ZAMAN EVLATLARIMLA OLACAK
Şu an çocuklarınızın olmadığı bir evde yaşıyorsunuz. Bu evde en çok neyi özlüyorsunuz?
Daha önce evin içinde bir koşturma ve ses vardı şimdi kendimle baş başa sessiz bir ev içindeyim. Eskiden gece kalkıp çocuklarımın üstünü örterdim, şimdi odalarının önünden geçerken çocuklarımın üstünü örtememek ve uyurken yanaklarına bir öpücük konduramamak içimi acıtıyor. (İşte tam bu esnada gözyaşlarının yanaklarından süzüldüğünü gördüm) Ama bunu da yaşamam gerekiyormuş ve yaşıyorum. Allah çocuklarıma ve bana sağlık versin. Şimdi bu duygularım çok taze, sonuçta aynı evde değiliz ama onlar benim her zaman evlatlarım ve elim, gönlüm her zaman onlarla olacak. Kendim için de çocuklarım için de Allah her şeyin hayırlısını versin.
ÜÇ YIL EVDE OTURDUM BEŞ PARASIZ KALDIM
Yaşadığınız talihsiz dönemlerde para da kaybettiniz mi? 'Hazım, iyi bir isim; çok para ister' ve 'Hazım alkolik' dedikoduları bana çuvalla para kaybettirdi. Sonuçta yatları, katları olan biri değildim, hiçbir zaman da böyle bir mal varlığım olmadı; hâlâ kirada oturuyorum. Hazıra dağ dayanmaz, dayanmadı da. O dönemde bakmakla yükümlü olduğum bir ailem vardı, her şeyden önce sorumlulukları olan bir aile reisiydim. İkiüç yıl evde oturdum; gün geldi gerçekten beş parasız kaldım. n Peki işsiz ve parasız geçen o yıllarda ailenizin geçimini nasıl sağladınız? Bunu ilk kez size anlatıyorum. O yılları hiç hatırlamak istemiyorum. Bir keresinde öyle çaresiz kaldım ki; 2 bin 500 liraya aldığım fotoğraf makinemi 750 liraya sattım. Daha sonra bin liraya aldığım perküsyonumu 250 liraya sattım. En son da 4 bin liralık klarnetimi bin 250 liraya sattım. Hepsini de çok seviyordum ama mecburen elden çıkardım. Bütün bunlar gerçekten çok canımı yaktı.