Çaresizlikten fotoğraf makinemi sattım

Üç kuşaktır oyunculuk yapan bir aileden gelen Hazım Körmükçü, en son 'Kiraz Mevsimi' isimli diziye konuk oyuncu olarak katılmıştı. 2003'te türkücü Hilal Özdemir ile evlenen ünlü oyuncunun; bu evlilikten Ada adından bir kız, Ayka adında da bir erkek çocuğu var. Körmükçü, geçtiğimiz günlerde eşiyle boşanmak için mahkemeye başvurdu. Hazım Körmükçü, hayatının bilinmeyen yönlerini ilk kez GÜNAYDIN'a dobra dobra anlattı. Bu röportajda bazen okuduklarınıza inanamayacak, bazen de göz yaşlarınıza hakim olamayacaksınız...
Geçtiğimiz günlerde boşanmak için eşinizle mahkemeye başvurmuşsunuz, bu doğru mu?
Sen nereden duydun, daha yeni bir olay, pes vallahi. Evet, doğru duymuşsun, boşanıyoruz.
Neden bu kadar sessiz boşanma kararı aldınız?
Çok sessiz olması gerekiyordu çünkü bu ailevi bir olay. Biz Hilal'le karşılıklı konuşup böyle bir karar aldık. Sonuçta Hilal; bana 12 yıl boyunca hayat arkadaşlığı yaptı ve iki tane pırlanta gibi evlat verdi.

SIT-COM GİBİ BİR EVLİLİKTİ

Boşanma kararını nasıl aldınız?
Bizim evliliğimiz sitcom'a dönmüştü. Sizler bilmiyorsunuz ama eşim geçmiş yıllarda boşanmak için beş kere mahkeme koridorlarına gitti. Yakınlarımız her seferinde araya girip bizi tekrar barıştırdı. Ancak bu sefer ben de "Tamam" dedim. İkimiz de tek celsede boşanmayı ümit ediyoruz. Boşanma kararı almamızdan yaklaşık 20 gün önce eşim; çocukları ve bütün eşyalarını da alarak kendi ailesinin yanına taşındı. Biz boşanıyoruz ama 'Ah ah, vah vah' demiyoruz. Allah herkesin yolunu açık etsin. Allah dağına göre kar verirmiş.
Sizi tam beş kere mahkemeye taşıyan ve sonunda da boşanmanıza neden olan olaylar neydi?
Bizim evliliğimizi bitiren sebepler tek değil, birçok sebep var. Yolu doğru olanın yükü de ağır olurmuş; bizim de yükümüz hep ağır oldu. Bir tek neden yüzünden boşanmıyoruz. Bu evliliğin sonunu getiren nedenler; 12 yıllık evliliğimizde kendimizi yenileyemememiz, birtakım birikimler, kendimizle ilgili sıkıntıları yumuşatamamamız, hayata daha olumlu ve sıcak bakamamamızdır.
Boşandıktan sonra tekrar evlenir misiniz?
Benim için evlilik olayı tamamıyla bitmiştir. Bu benim üçüncü evliliğim ve toplamda üç çocuk babasıyım. Evlilik müessesesi benim için işlemeyen bir kurum demek ki evlilikte başarılı olamıyorum. Bundan sonra da evlilik müessesini zorlamanın anlamı yok. Evlilik benim beceremediğim bir şey ben bunu üç evlilik ve 50 yaşında anladım.
Peki biraz da iş konuşacak olursak, oyunculuğun yaşamınızda sizi zorlayan yanları var mı?
Üç-dört kuşaktır oyunculuk geçmişi olan bir aileden geliyorum ve bununla ilgili endişelerim hiç olmadı. Ancak devamlılığı olmayan bir sektördeyiz. Dizi reyting almazsa hemen yayından kaldırılıyor. Biz oyuncular da bunalıma girip kendimize uygun roller bekliyoruz. Garantisi olmayan bir iş yapıyoruz; biz oyuncuların yaptığı, suya yazı yazmak gibi bir şey. (Gülüyor)

BANA 'ALKOLİK' DEDİLER

Yakında 50 yaşına gireceksiniz ama hâlâ 30'lu yaşlarda gibi görünüyorsunuz. Genç görünmenin size faydası oluyor mu?
Tam tersine, çoğu zaman genç görünmem bana zarar verdi; çok genç göründüğüm için benden vazgeçen yapımcılar oldu. Bu durumun beni üzdüğü dönemler yaşadım.
Hazım Körmükçü ismi bir dönem yapımcıları korkutuyor muydu?
Hiçbir zaman bölüm başı 40-50 bin lira alan bir oyuncu olmadım. Her zaman mütevazı fiyatlara çalıştım ve hâlâ da öyleyim. Dışarıdan bazen farklı algılandığım kulağıma geliyordu, "İsmi var, o Hazım Körmükçü; şimdi çok para ister" diyorlarmış. Beni olduğumdan farklı gösterenler var. Neden böyle yapıyorlar ve bu kişiler kimlerdir bir türlü çözemedim.
Kulağınıza gelen başka söylentiler de var mı?
Bir dönem adımın geçtiği yeni bir dizi projesinde yapımcı "Hazım alkolü bıraktı mı?" diye sormuş. Oysa ağzına alkol koymuş biri değilim. (Gülüyor) Beni sarhoş gören ne bir gazeteci, ne de bir yakınım var. Bırakın sarhoş görmeyi, içki masasında çekilmiş görüntüm bile yokken nerden çıkarıyorlar alkolik olduğumu inan şaşırıp kalıyorum. Böyle bir görüntümü çıkarsınlar, o kişiyi alnından öperim. Bundan daha vahim ve düşündükçe hâlâ kanımı donduran bir şey anlatayım. Bağlı bulunduğum ajansın benim için bir dizi projesi görüşmesi sırasında "Hazım bir tarikata mensupmuş" demişler. Ajansım bana bu olayı sordu "Elhamdülillah önce Müslüman'ım sonra Türk'üm!" dedim. Böyle saçma sapan anlam veremediğim bir dönem de yaşadım.

ELİM VE GÖNLÜM HER ZAMAN EVLATLARIMLA OLACAK

Şu an çocuklarınızın olmadığı bir evde yaşıyorsunuz. Bu evde en çok neyi özlüyorsunuz?
Daha önce evin içinde bir koşturma ve ses vardı şimdi kendimle baş başa sessiz bir ev içindeyim. Eskiden gece kalkıp çocuklarımın üstünü örterdim, şimdi odalarının önünden geçerken çocuklarımın üstünü örtememek ve uyurken yanaklarına bir öpücük konduramamak içimi acıtıyor. (İşte tam bu esnada gözyaşlarının yanaklarından süzüldüğünü gördüm) Ama bunu da yaşamam gerekiyormuş ve yaşıyorum. Allah çocuklarıma ve bana sağlık versin. Şimdi bu duygularım çok taze, sonuçta aynı evde değiliz ama onlar benim her zaman evlatlarım ve elim, gönlüm her zaman onlarla olacak. Kendim için de çocuklarım için de Allah her şeyin hayırlısını versin.

ÜÇ YIL EVDE OTURDUM BEŞ PARASIZ KALDIM

Yaşadığınız talihsiz dönemlerde para da kaybettiniz mi? 'Hazım, iyi bir isim; çok para ister' ve 'Hazım alkolik' dedikoduları bana çuvalla para kaybettirdi. Sonuçta yatları, katları olan biri değildim, hiçbir zaman da böyle bir mal varlığım olmadı; hâlâ kirada oturuyorum. Hazıra dağ dayanmaz, dayanmadı da. O dönemde bakmakla yükümlü olduğum bir ailem vardı, her şeyden önce sorumlulukları olan bir aile reisiydim. İkiüç yıl evde oturdum; gün geldi gerçekten beş parasız kaldım. n Peki işsiz ve parasız geçen o yıllarda ailenizin geçimini nasıl sağladınız? Bunu ilk kez size anlatıyorum. O yılları hiç hatırlamak istemiyorum. Bir keresinde öyle çaresiz kaldım ki; 2 bin 500 liraya aldığım fotoğraf makinemi 750 liraya sattım. Daha sonra bin liraya aldığım perküsyonumu 250 liraya sattım. En son da 4 bin liralık klarnetimi bin 250 liraya sattım. Hepsini de çok seviyordum ama mecburen elden çıkardım. Bütün bunlar gerçekten çok canımı yaktı.