10 YIL SONRASI İÇİN HAYALİM YOK
Dizi setlerinde uzun saatler geçirmek dışında neler yaparsınız?
Bize sizin İstanbul'unuzu anlatır mısınız? Genelde Galata-Beşiktaş arasında yürüyüş halinde olurum. Bazen Harbiye üzerinden yürürüm, bazen de sahil yolundan. Takıldığım yerlerin çoğu bu güzergahlar üzerinde. Haftada bir de, kendime bir iş çıkarıp Anadolu Yakası'na geçiyorum. Beykoz'u, Kuzguncuk'u ve Kadıköy'ü seviyorum. İstanbul çok güzel tabii ama kafanıza beşlik bir kalas düşmeyeceğinin, üstünüze bir otomobil çıkmayacağının da garantisi yok. Yani İstanbul, tehlikeli bir şehir.
10 yıl sonrası için ne hayal ediyorsunuz?
İnanın hiçbir öngörüm ya da hayalim yok. Hayal gücü bana bugünü anlamak için lazım, yıllar sonrasını değil.
ÖZGÜRCE YAŞAMAK EN BÜYÜK TUTKUM
Anadolu'da yaşarken siz de 'kasaba sıkıntısı' yaşadınız mı?
Hayır, yaşamadım. Trabzon'daki yılları kastediyorsanız, orada sıkılmanız zordur. Trabzon'da, her an her şey olabilir. Cenazede gülüp düğünde ağlayabilirsiniz. Ama özgür olduğumu hatırlıyorum o yılları düşününce. Ve çok eğlendiğimi...
Kendinize ait ev eşyalarınız olmadan, ev değiştirdiğinizi okudum; niye böyle olduğunuzu düşündünüz mü?
Nedenini düşünmeden sadece özgürce yaşamaya çalışıyorum. Gitmişsiniz, kalmışsınız; çok da önemli değil. Gitmek melankoli biraz, yani gittiğini düşünmek falan saçma şeyler; ama birkaç saatte toparlanıp taşınabilecek olmak, beni hâlâ heyecanlandırıyor. Ben bu duyguyla ilgileniyorum zaten.