Murat Kekilli, Zeytinburnu Belediyesi'nin düzenlediği konserde hayranlarıyla buluştu. Konser sonrası açıklamalarda bulunan Kekilli, dünyadaki global krizin ve Türkiye'deki "terör belasının" sanatçıları çok etkilediğini ifade ederek, terör nedeniyle son bir yılda 22 konserinin iptal edildiğini kaydetti.
Kekilli, müzik sektöründen geçimini sağlayan insanların terör yüzünden zor zamanlar geçirdiğini aktararak, "Sanat camiasına ivedi çözümler getirilmesi gerekiyor. Bizim bu sıkıntılarla değil, müziğimizle uğraşmamız lazım. İnsanlara vereceğimiz mesajlar var ve bu mesajlara bugünkü kadar ihtiyaç duyulan başka zamanlar bilmiyorum. Dünya istim üstünde, coğrafyamız da öyle. İnsanları barışa, güzelliğe, iyiliğe yöneltecek sanatçılara, yazarlara, müzisyenlere çok ihtiyaç var" değerlendirmesinde bulundu.
Şarkıcı Kekilli, ülkelerin zor zamanlarında insanlarla buluşturulan sanatçıların duruşlarının öneminin altını çizerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kaos zamanlarına sanatçının ağzından çıkacak her söz çok önemli. İnsanları ötekileştiren, başkalaştıran değil, sağduyu, birlik, beraberlik, iyilik, güzellik kavramlarının mesajını veren sanatçıların sahnelerde olması gerekiyor. Kaostan beslenen sanatçılarla topluma güzel mesajlar vermek mümkün değil. Bu manada belediyelere ve üniversitelere çok iş düşüyor, seçimlerini çok iyi yapmak zorundalar."
Sanatın insanlığa dair vermesi gereken mesajları olduğunu vurgulayan Kekilli, "Bu dünyayı yaşanılmaz hale getirmenin bir alemi yok. Dünya bugün Japonya'da atılan bombaların hesabını veremiyor. Yanı başımızda, Suriye'de Esed'in yaptığı katliamları hiçbir akıl, hiçbir vicdan açıklayamıyor. Kendi türüne düşman bu insanları kim yetiştirdi? Dünya mı? Bu şekilde giderse hepimiz cennetten kovulacağız. Birilerinin buna el atması lazım."
Dünyada yaşanan vahşetlere duyarlı olunması gerektiğine işaret eden Kekilli, sözlerini şöyle tamamladı: "İnsanların uğradığı zulümlerin sıradanlaşmaması lazım. Ben 'Sam Amca', 'Vay Be', 'Anadolu Benim' gibi savaş karşıtı şarkılarımı yaparken, görüntü için, 'Aman televizyona çıkayım, yeşil, barış' diyeyim düşüncesiyle yapmadım. Birebir birçok konuda düşünerek, samimiyetle olayların içerisine girerek ve yaşayarak, içselleştirerek yaptım çünkü bu coğrafyayı, bu coğrafyanın insanını, kendi insanımı önemsiyorum ve her şeyin en güzelini hak ettiklerini düşünüyorum."
