Bu sezon Atv dizisi 'Yeter'in kadrosuna dahil olan oyuncu Ekin Türkmen'le bayramda bir araya geldik. Haliyle ilk sorum Kurban Bayramı oldu...
Kurban Bayramı'na özel bir anınız var mı?
Çocuktum, çok sevdiğim bir kuzum vardı. Onu kesmişlerdi. Keseceklerini düşünmemiştim. Çok üzüldüm, ağladım. Sonra da bari içimde yaşasın diyip onu bir güzel yemiştim. (Gülüyor) Eskiden babaannemin köyünde birkaç hayvan keserdik. Ailemden hiç kimse ölmemişken, kalabalık aile yemeklerimiz vardı. Şimdi çekirdek ailemiz bir araya geliyor.
HUZURLU BİR EKİBE KATILDIM
Atv'nin sevilen dizisi 'Yeter'in kadrosuna katıldınız. Rolünüzden bahseder misiniz?
Dizide bir gazeteciyi canlandırıyorum. Kadın hikayeleri yazan bir köşe yazarı. Senaryo gereği 'Yekta'nın ilişkisini haber yaparak diziye dahil oluyor, 'Aylin'in hikayesini yazıyor. 'Aylin'le, eskiden tanışıyor. Bu sezon seyirci 'Aylin' ve 'Yekta'nın daha önce görünmemiş hikayelerini de görecek, geçmişe yönelik ortak hikayelerimizi izleyecekler.
Bu araştırmalarınızdan en çok kim rahatsız olacak?
Aslında kimse rahatsız olmuyor. Bir şeyleri ortaya çıkarıyorum ve kendim çok zor durumlarda kalıyorum. 'Yekta' ve 'Aylin' arasındaki olayları çözüyorum.
Çekimler nasıl gidiyor? Sete alıştınız mı?
Güzel gidiyor, huzurlu bir ekip var. Sonradan okula gelmiş öğrenci gibiyim. Ama ekip çok sıcak ve keyifli bir set.
Diziye sonradan dahil olduğunuz için daha büyük bir sorumluluk hissediyor musunuz?
Evet.
SEYİRCİ YENİYİ KABULLENMEYEBİLİR
Bir oyuncu için diziye sonradan dahil olmak zor mudur?
Zor tarafları var ama avantajlı tarafları da var. Oturmuş bir ekip, stresin daha az olduğu bir ekip olur. Zaten seyircinin sevdiği, izlediği, tutmuş bir dizi... Sadece zor tarafı şu: yeni gelen kişi, senaryoda doğru konumlanmadıysa eğer seyirci kabul edemeyebiliyor, benimsemesi biraz zor oluyor. Onun için seyirciye olan sorumluluğun biraz daha fazla oluyor.
Rolünüze nasıl hazırlandınız?
Aslında çok hazırlanmayı gerektiren bir durum yoktu benim için. Aksiyon sahnesi olsa, dövüşçüyü canlandırsaydım; bedensel olarak hazırlanırdım. Ama gazeteciyim. Zaten benim gözlemlediğim şeyler... Sürekli röportaj yaptığım için gazeteci arkadaşlarımı gözlemleyerek hazırlandım. Zaten çok güzel yazılmış bir karakter.
Gerçek hayatta gazeteci olabilir miydiniz?
Evet, olabilirdim. Sadece şunu düşündüm, bunu da oynarken düşündüm; yaptığım haberlere müdahale edilmesi beni rahatsız ederdi. Ben daha cesur hareket eden bir gazeteci olurdum. Dengeler de var tabii; onlara uyarak davranırdım. Psikolojik-sosyolojik olarak değerlendirip ona göre haberlerin yapılması, özellikle kadın-çocuk istismarları konusunda, çok önemli. Çok göz önünde olunca bazen insanlar üzerinde alışkanlık oluyor, o haberi gördüğünde bir şey hissetmemeye başlıyor insan.
TELEVİZYONDA CESUR HAREKETLERE GEREK YOK
Genelde iyi karakterleri canlandırıyorsunuz. Senaryo seçerken buna özellikle dikkat ediyor musunuz?
Kötü karakterler de gelse kabul ederim. Bir sürü değişik karakteri oynadım. Ama iyileri oynadıklarım tuttu. 'Menekşe ile Halil'de oynadım, orada kötü bir karakterdim. 'Karakol' dizisinde bir fahişeyi canlandırdım, yedi bölüm sürdü. Ama iyi karakterlerim hatırlanıyor. Belki de bana uygun olan budur diye düşünüyorum.
Oyunculukta öyle biçilmiş karakter var mıdır? Oyuncu başka karakterlerde de olmak zorunda mıdır?
İyi bir oyuncu bütün karakterleri oynayabilmelidir. Fakat izleyici oyuncuyu farklı rollerde görmek istemiyor. Ben de çok istemiyorum aslında. Ben Kenan İmirzalıoğlu'nu televizyonda iyi adam, delikanlı adam olarak görmek istiyorum. Ama sinemada kötü adam olarak görmek isterim. Bir oyuncu olarak, televizyonda çok cesur hareketler yapmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Tiyatro mezunuyum, aslında bunun aksini söylemem gerekirken sinemayı, tiyatroyu ayrı değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Ama dizide izleyici başka bir şey istiyor. Bana, 'Evimizin kızı' diye barda içki vermediklerini bile hatırlıyorum. Bu algıyı çok alternatif karakterlerle bozmamak gerekir.
İZMİR'DE ÖĞRENCİ YURDUMUZ VAR
Bu sezon tiyatroda yer alacak mısınız?
Hayır. Dizi ve tiyatro, ikisi birden zor oluyor. Çok strese giriyorum.
Başka dizileri izler misiniz?
Yeni başlayan her dizinin ilk bölümünü izlerim. Genelde tüm yabancı dizileri izlerim. Dizi izlediğimde hep set arkasını görüyorum. Devamlılıklara bakıyorum, konsantre olamıyorum.
İzmir'de öğrenci yurdu işletiyordunuz, devam ediyor musunuz?
Kardeşim işletiyor, ben yardım ediyorum. Ek bir bina yaptırdık şimdi.
Senaryo yazıyordunuz...
Evet, devam ediyorum. Birden çok hikayem var. İnşallah film senaryolarım hayata geçecek. Dizi senaryosu da olabilir. Ama iş ticari bir tarafa gittiği zaman keyif almıyorum. Kadın-erkek ilişkileri, romantik komedi yazıyorum. Romantik komedi komik geliyor yazarken, kendimi yazdığım da oluyor. Kızlar oturup konuştuğu zaman bir sürü malzeme çıkıyor, yüz yıllardır aynı şeyler yaşanıyor çünkü.
Peki sizin hayatınızda biri var mı?
Evet, var.
AŞK HASTALIKLI BİR ŞEYDİR
Dizide 'Aylin'in yerinde olsaydınız siz ne yapardınız?
Ben herhalde çoktan kaçar, kurtarırdım kendimi. Çok acayip. Aşkın başka hali Aylin'inki.
Böyle bir aşka inanıyor musunuz peki?
Aşk zaten hastalıklı bir şey, sağlıklı değil. Bu tür aşklarda bir sürü örnekler var. Benim öyle arkadaşlarım da var. 'Artık ayrıl, neden bunları yaşıyorsun?' dediğim çok arkadaşım oldu. Kendini çok çıkmazda hissediyor. Hayatı bitecek gibi geliyor. 'Yekta' çok ilginç bir karakter. Ve izleyici çok seviyor, özellikle kadınlar. Demek ki; kadınların sevdiği, aşık olduğu bir durum var.