İstanbul Üniversitesi Ekonometri Bölümü'nü dereceyle bitirdikten sonra MBA sınavlarına girdi ve birincilikle yüksek lisansa devam etti.
Öğrenciyken birinci ligde basketbol oynadı, hem de babasının gıda malzemeleri şirketinde çalıştı. Sonra Başak Gürsoy Ajansı'na başvurdu ve hayatı değişti.
Her şeyi bir arada yürütemediği için seçimini yaptı ve basketbolu bıraktı. Ardından modellik yarışmaları, birincilikler, televizyon dizileri geldi.
Yunanistan göçmeni bir babanın oğlu olan Burak Hakkı, yıllar sonra Atina'ya gidip baba toprağında tiyatro yaptı. Yunan nişanlısı Hara Pappa ile sakin bir hayat süren Hakkı ile evlilik planlarını ve rol aldığı 'Diriliş: Ertuğrul' dizisini konuştuk... cimri değilim, hatta çok bonkörümdür
Bir yıldır Atina'da tiyatro oyununda rol alıyorsunuz. Mankenlik, dizi oyunculuğu derken yurt dışında tiyatro yapma fikri nereden çıktı?
Atina'daki ekipten birkaç kez sinema filmi teklifi almıştım ama uygun dönemleri denk getiremedik.
Akabinde tiyatro yapmak istediler, bu sefer planlarımız uydu. Zaten Atina, tiyatronun doğduğu yer ama ben daha önce tiyatro yapmamıştım ve Yunanca bilmiyordum. Biliyor musun, Atina'da 4 bin tiyatro var ve oradaki kültürel ilgi çok yüksek.
Yunanistan tiyatrosuyla meşhur, onlarda sinema daha geri planda kalıyor. Mesela Atina'da bir taksiye biniyorum, adam beni tiyatrodan tanıyor. Çünkü oradaki insanlar haftanın üç-dört günü tiyatroya gidiyor. Tabii bizim Türk dizileri Yunan televizyon kanallarına satıldıktan sonra, oradan da çok fazla teklif gelmeye başladı.
Tiyatroda rol alacağınızı hiç düşünmezdim...
Benim de aklımdan geçmezdi ama oluyor işte.
Büyük amcam çatır çatır Yunanca konuşuyor, orada doğup büyüdüler. Sonuçta böyle bir kültürden geliyorum, belki o da etkili oldu. Arabistan'da doğsalardı, belki Arapça bilecektim ve oraya gidecektim.
Hayat bu... Tabii Türkiye'yle Yunanistan'ın çok ortak yönü var. Bazen kahve, cacık, lokum gibi şeyleri sahipleniyorlar, ben de Türkiye'yi savunuyorum. (Gülüyor)
Ülkenizde tiyatro yapmadan orada sahneye çıkmak nasıldı?
Oyun Yunancaydı ve sahneye çıktıktan sonra 1.5 saat boyunca sahnede kalmam gerekiyordu.
Başlarda "Yapamam" dedim. Sonra biraz değiştirdiler; altyazı sistemi olduğu için oyunun yarısına kadar Türkçe oynadım, sonrasında da Yunanca bilmeyen biri gibi davranıp çok iyi Yunanca konuşan birini oynadım.
Oyunu önce Türkçe'ye, sonra İngilizce'ye, sonunda da Yunanca'ya çevirip ezberledim. Ezberlediğim haliyle Yunanca konuşuyormuş gibi yaptım ama yabancı dile yatkınlığımdan dolayı zamanla Yunanca'yı gerçekçi kullandım.
Anladığım kadarıyla bu maceraya para için değil, tecrübe olsun diye atıldınız...
Yok canım, para için yapmadım. Hiçbir şey oyunculuğun getirdiği keyfi vermiyor. Cimri bir adam değilim; hatta bonkörümdür ama istediğim kadar para kazansam da yat ve uçak almam. En büyük lüksüm, lüks bir araç olabilir ama o da şart değil. Hatta Gelibolu'da traktörüm de var. Bu projeyle kariyerime çeşitlilik katmak istedim. Kompleksleri olmayan bir adamım ve başarılı ya da rezil olur muyum gibi dertlerim olmadı; tamamen 'Kendimi daha fazla nasıl geliştiririm?' diye düşündüğüm için tiyatro yaptım. Kendimi geliştirmek istedim, çünkü oyunculuğun yaşı yok. Oyunculuğun tarifi çok kolay; 'Oyuncu oldum' dediğin an, bittiğin andır. Biz emekleyerek çıktık, nasıl ineceğimizi de biliriz. Hep başrol ya da popülarite sahibi olmak bir noktadan sonra insanı yoruyor. Artık 45 yaşındayım ve rolüm neyse onu oynarım, jönlük peşinde koşmam.
Neredeyse tüm jönler, mankenlikten gelen isimler. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bunun tam tersini de gördük. Mankenlikten oyunculuğa geçip bugünlere gelemeyen 100 kişi sayabilirim. Mankenlik zor bir meslek ve insanlar sunuculuk, oyunculuk yaparak yeteneklerini farklı alanlarda denemek istiyor. Yapımcı olsam, düzgün fizikli ve güzel yüzlü insanlar oldukları için mankenlerle çalışmayı denerim. Tabii ki çok değerli tiyatro oyuncuları var ama Kıvanç Tatlıtuğ benim arkadaşım ve oyunculuğunu hayranlıkla izliyorum.
ATİNA'DA FOTOĞRAF ÇEKİP TÜRK BASININA SATTILAR
Hayatınızın magazinselleşmesi sizi rahatsız ediyor mu?
Ediyor ama buna engel olamıyorum. Piyasa yapmak ya da insanların birbirine laf atması hiç bana göre değil.
Polemik sevmiyorum, gerek yok. Yoksa çok fırsat ve herkes için söyleyeceğim şeyler vardı ama benim yapıma uygun değil. Bir durumdan memnun değilsem, gider kişinin kendisine söylerim; zaten herkes hatalarını biliyor.
Her şeye rağmen bu sektörden dostlarım da var, yani hâlâ iyi insanlar kaybolmuş değil. Tabii ki basın mensupları da işini yapmaya çalışıyor ve herkese saygım var. Şu anda birlikte olduğum kişiyle ilk kez Atina'daki Nikos Vertis konserinde görüntülendik.
Orada birileri fotoğrafımızı çekmiş ve Türk basınına satmış. Allah'tan çok saçma sapan şeyler yazmadılar.
Hara, sizi oyuncu olarak tanıdı ama sonra tarla süren çiftçi tarafınızı da gördü. Nasıl gidiyor ilişkiniz?
O da var, bu da var; hepsi var. (Gülüyor) Nişanlım Hara çok uyumlu bir insan, kendisi de iç mimarlık bölümünü bitirdi ve ön çalışmasını yaptı.
Kafasında başka işler de var;
YouTube üzerine birtakım şeyler yapıyor, kendisi karar verecek. Birlikte yaşıyoruz, o da şimdi İstanbul'da, buraya uyum sağlamakta bir problem yaşamadı. 2018 yılı için niyetimiz ciddi diyebilirim.
GELİBOLU'DA TARIM YAPIYORUM
Atina'ya gitmenizin bir sebebi de İstanbul'dan kaçmak mıydı?
Biraz kaçış oldu tabii. İstanbul yoruyor ve sizi emiyor. 82 yaşında amcam var, o yaştaki adam WhatsApp öğrenmiş. Hayata adapte olmak mecburiyetindeyiz. Şartlarınıza neresi uygunsa oraya göçersiniz ama ben sadece Atina'ya gitmiyorum. Gelibolu'da bir ceviz bahçem var, orada tarım işiyle uğraşıyorum. 'Burak Hakkı 30 dönüm yer aldı' diye dedikodu yaptılar ama orası 10 yıldır var.
Yaşadığınız onca tecrübeye rağmen ikinci bir evliliğe karşı kaygılarınız yok mu?
O tecrübeler olunca önünüzü daha net görebiliyorsunuz. İnsan ilişkileri sadece duygusal anlamda olmuyor, akraba ya da arkadaş ilişkilerinde de geçerli; ağzınızdan çıkan bir söz ya da yanlış bir tavrınız farklı sonuçlara yol açabiliyor. O yüzden daha tedbirli ve daha dikkatliyiz.
Aslında olduğumuz gibiyiz ve bizi de böyle kabul etsinler istiyoruz.
Oğlunuz Rüzgar ile nişanlınızın arası nasıl?
İyi, hiçbir problem yok. Zaten en önemli dengeler bunlar, eğer Rüzgar ile Hara anlaşamasaydı evliliği düşünmezdim.
Ciddi düşündüğümüzü ve gizli saklı bir ilişki yaşamadığımızı da herkes gördü.