Yönetmenliğini Murat Şeker'in yaptığı 'Çakallarla Dans' filminin beşincisi, 9 Kasım'da gösterime girecek. Çekimlerin son gününde yönetmen Şeker ve filmin başrol oyuncusu Murat Akkoyunlu ile buluştuk. İkili, dünyada benzerine rastlanmayan bir rekora sahip. Akkoyunlu, Şeker'in yönettiği 13 filmin 11'inde rol alarak kadronun vazgeçilmez ismi oldu. İşte ikilinin GÜNAYDIN'a anlattıkları...
Az önce kalabalık bir sahne çektiniz. Kalabalık sahneleri daha mı çok seviyorsunuz?
MURAT ŞEKER:
En sevdiğim! Şenlikli ve renkli film yapmayı sevdiğim için kalabalık sahnelere bayılıyorum. Tribünlerden gelen adam olduğum için kalabalıklarda coşuyorum. Bazı yönetmenler tırsar, bense kendimi buluyorum bu sahnelerde.
Serinin ilk filmini 2010 yılında çektiniz... Sekiz yılda neler değişti hayatınızda?
M.Ş.:
'Çakallar'ın buralara geleceğini hiçbirimiz öngörmemiştik. Sekiz yılda hepimizin hayatı değişti. İlker Ayrık ünlü oldu, Şevket Çoruh sahne açtı. Ben daha rahat film yapma imkanına eriştim. Kendi yağıyla kavrulup bu kadar film yapan ve başarıya ulaşan az yapım şirketi vardır.
'Çakallarla Dans'ın bu kadar çok sevilmesinin sebebi ne sizce?
MURAT AKKOYUNLU:
Ekip olarak dağılmadık hiçbir şekilde. Bu başarıda Murat Şeker'in imzası var. Set dışında da görüşmemiz, bizi aile yaptı. Set bizim için şımarma alanı oluyor. Serinin seyircisi sürekli artıyor. Sekiz yılda değişen komedi anlayışına doğru yanıt verebilmişiz demek ki. Üçüncü filmden sonra kadın karakterler de arttı, kadın seyirci de...
M.Ş.:
Birbirimizi seviyoruz; sadece filmden filme görüşen ekip değiliz. Bu samimiyet, perdeye yansıdı bence.
BİZ AYRILAMAYIZ
Birlikte 11 film çekmişsiniz...
M.Ş.: Biz ayrılamayız, 2006'dan beri birlikteyiz. İki Murat olarak çok şey değiştirdik biz.
M.A.: Murat Şeker olmadan film yapamıyormuşum gibi bir algı oluştu. (Gülüyor) Sinema yapmayı çok seviyorum, tiyatrodan sonraki en büyük serüvenim.
Peki filmde canlandırdığınız 'Hikmet' karakteri için ne düşünüyorsunuz? Seviyor musunuz 'Hikmet'i?
M.A.: İnanılmaz! Hem karakteri seviyorum, hem de onu oynamayı... Bana sürekli üçkağıtçı, kaypak adam tipleri geliyordu. 'Hikmet' onların tam tersi bir adam. İçinde kötülük yok.
Beşinci filmde nasıl bir 'Hikmet' var peki?
M.A.: Bu filmde 'Gökhan' karakteri özelinde bir hikaye var. 'Gökhan'ın bir kızı olduğu ortaya çıkıyor. Kızıyla tanışma aşaması ekseninde gelişen olaylar anlatılıyor. Kızı, hiç tasvip etmediği bir ilişki yaşıyor ve 'Gökhan' da diğer arkadaşlarıyla birlikte kızını bu ilişkiden uzak tutmaya çalışıyor.
BABALIĞI YENİ KEŞFEDİYORUM
Murat Bey, siz kız babasısınız. Kızınızla ilişkiniz nasıl?
M.A.:
Kızımla dört senelik bir ilişkimiz var. Yeni yeni keşfediyorum babalığı. Evde başka bir birey oluşmaya başladı, ona ayak uydurmaya çalışıyoruz.
Geç baba olduğunuzu düşünüyor musunuz?
M.A.:
Hayır, 40 yaşındaydım baba olduğumda; ne kadar geç, o kadar iyi. Erkeklerin ergenlik dönemi 40'a kadar devam ediyor. Ben de 40'ıma kadar ergenliğimi tamamlayıp baba oldum. Hayatta istediğim şeyler hep yerinde oldu. 18 yaşındayken 'İnşallah kızım olur' diye düşünüyordum. Benim üç erkek kardeşim var, kadınların olduğu evleri merak ederdim. Eşim ise üç kız kardeş büyümüş. Kardeşlerinin de birer kızları var. Bir araya geldiğimizde yedi-sekiz kadın oluyor.