Sahnelerden, dizilerden, reklamlardan, filmlerden, projelerden kazandıkları veya ailelerinden sahip oldukları parayla 500 bin TL'ye saat, 45 bin TL'ye bebek arabası, 100 bin TL'ye çizme, 50 bin TL'ye çanta, binlerce liraya pırlanta yüzük, milyonlarca liraya en lüks otomobilleri satın alıyorlar ama 'Aman kimse duymasın!' diyorlar. Eğer kendilerinin bu lüks yaşamlarıyla ilgili tek kelime haber çıkarsa ortalığı ayağa kaldırıyorlar.
NE VAR BU DÖNEMDE?
Sebep ne biliyor musunuz? 'Böyle bir dönemde göze batmak istemiyorum' kılıfı... Ne ilginç değil mi? Ne var acaba bu dönemde? Türkiye yerle bir oldu, insanlar sokaklarda sefalet içinde veya bir savaşın içindeyiz de haberimiz mi yok? Türkiye, refah seviyesi çok düşük bir ülke de büyük bir çöküşün içinde mi? Ya da biz bir üçüncü dünya ülkesiyiz de açlık etrafta kol mu geziyor? Neye ve niye hizmet ettiğinden bihaber olan bazı medyatikler, bir algı oyununun içine düşürüldüklerinden habersiz; paralarıyla satın aldıkları ürünün arkasında durmaktan korkuyor! Bunda kötü bir şey yok; paran var, harcıyorsun, bu kadar basit!
Felaket çığırtkanlığı veya şımarıklık arasında kalan bu isimler; acaba dünyaca ünlü birçok ismin ve zengin işadamlarının, her fırsatta tatillerini Türkiye'de geçirmeleri hakkında ne düşünüyor? Türkiye, çizmeye çalıştığınız gibi bir ekonomik kriz içinde olsaydı, bu insanlar Türkiye'ye tatile ya da yatırım yapmaya gelir miydi? En lüks mekanlarda yemek yerken, eğlenirken, en lüks arabalara binerken, binlerce liralık kıyafetler giyerken, en lüks otellerde konaklarken; bunların haber yapılmasına böylesine gereksiz tepkiler göstermeyin ve sahip olduğunuz paranın arkasında durun. Sermaye düşmanı değilim; çalışan kazanır, kazandığını da istediği gibi harcar.
İster yatırım yaparsınız, ister su gibi para harcarsınız. Hayat sizin, para sizin, keyif sizin; bana ne! Ama böyle ikiyüzlü davranmak yerine Mevlana'nın şu sözünü bir kenara yazın: Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol! Yani bırakın kolpayı, nokta!