Ünlü oyuncu Pelin Akil, atv dizisi 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın kadrosuna dahil oldu. Geçtiğimiz yıl ikiz kızları Alin ile Lina'yı dünyaya getirdikten sonra bütün hayatının değiştiğini söyleyen oyuncu; diziyi, 'Bahar' rolünü, anne olduktan sonraki değişimini ve eşi Anıl Altan'la olan aşkını anlattı.
■
'EDHO' takip ettiğiniz bir dizi miydi?
Açıkçası değildi ama işe başlayacağım belli olduktan sonra hem karakterleri tanımak, hem de dili anlamak için internetten izlemeye başladım ve ben de kaptırdım kendimi. Senaryosu, karakterler arasındaki ilişkiler, dönüşümler o kadar kuvvetli ki, kendinizden illaki bir şeyler buluyorsunuz. Böyle bir işte olmak ayrıcalık. 'İyi ki buradayım' diyorum.
■
Sizi etkileyen ne oldu?
'Bahar'ı yapımcımızın ve senaristimizin gözünden dinlemek için görüşmeye gittim, 'Bahar'ı dinleyince büyülendim. Gücü acısından daha kudretli bir kadın. Çok da akıllı, sürprizleri olan biri. 'Bahar'ı dinlerken bir an önce sete çıkıp oynama isteğiyle dolmuştum. 'Bahar'a aşık oldum.
■
Çekimlerde başınıza silah doğrultuldu. Zorlandınız mı?
'Bahar'; ölüm anında bile "Bana dokunmayın, öldürecekseniz öldürün ama bana dokunmayın" diyor. Dokunulması ölümden beter onun için. O karakterin korkusunu, 'kafasına silah tutulsa nasıl tepki verir' diye düşünmek zorlamış olabilir belki biraz beni.
■
İkizlerden sonra daha sakin biri mi oldunuz?
Öyle oldu. Çok uykusuz olduğum dönemlerde bir ikiz annesine rastlamıştım, "Ne zaman rahatlayacağım?" diye sormuştum. "Seni üzmek istemem ama her gün yine zor olacak ama bu zorluklar hep değişecek" demişti. Öyle gerçekten. Daha sabırlı oldum ama sakin oldum mu; o an ne fırtınalar kopuyor içimde Allah bilir.
■
İkizlerle ilişkiniz nasıl?
'Baba baba' diye uyanıyorlar ama günün sonunu anneyle bitiriyorlar. Tüm o bahsettiğim yorgunlukları, içimdeki fırtınaları, kriz anlarını bir kenara bırakalım. Hayatımın en güzel anları, bir 'annem' diyorlar, kucağıma koşuyorlar, yanağıma buse konduruyorlar ya, dünya duruyor. Ağlasınlar, bağırsınlar, ömrüm boyunca gece odalarından boş biberonlarını alıp çıkmaya razıyım. Dünyanın hiçbir mutluluğu evlatlarının o kokusunun yerini alamaz.
EŞİM BENDEN YARATICI
■
Eşinizle birbirinize vakit ayırıp sürprizler yapıyorsunuz hep. Romantik bir çift misiniz? Her zaman. Küçük sürprizlerle,
genelde Anıl o konuda daha
yaratıcı, bu yoğun zamanlarımızda
birbirimizi şarj ediyoruz. Sonra
kaldığımız yerden devam. Birbirimizi
bırak, kendimizi bile unuttuğumuz
zamanlar olmuyor mu, çok
oluyor. Ama böyle de güzeliz, bu
da başka bir biz.
■
Evlilik, aşkı nasıl değiştirdi? Çağ atlama, başka bir şeye
dönüştü ama olumsuz bir duygu
değil. Çocuklara yoğunlaştık
tabii doğduklarından beri çünkü
rol çaldılar ama onca koşturmaca
içinde bir bakarız birbirimizin
gözlerinin içine, anlarız halimizi,
hissederiz özveriyi, aşkı hatırlarız,
o ilk günkü 'biz'i. 'Bu da böyle
bir dönem, büyüyecekler' deriz,
şükrederiz. Ben çok aşığım Anıl'a.
Hatta çocuklarımızdan sonra daha
bir başka. Çünkü babacanlığına,
kızlarımızla olan iletişimine
şahit olarak beraber yaş
almak, tarifi mümkün olmayan
duygular benim için.
ANIL HAYATIMDA GÖRDÜĞÜM EN HARİKA BABA
■
Nasıl bir anne oldunuz?
Üzerime titremesi
konusunda annemi eleştirirken
ben daha korumacı
oldum. Doğdukları
ilk günden beri ben ne
kadar ilgiliysem Anıl da
aynı. Bir keresinde ona
en uykusuz, en yorgun
olduğum zamanlarda
bana yardım ettiği için
teşekkür ettiğimde, "Ben
sana yardım etmiyorum,
ben babalık yapıyorum"
demişti. O kadar hoşuma
gitmişti ki... Bunun
bilincinde olması bana
her zaman gurur veriyor.
Kızlarla iletişimi gerçekten
şahane. Uyanınca bir
çocuk, hatta iki çocuk,
'Baba baba' diye ağlar
mı? Hayatımda görüp göreceğim
en harika sevgili
ve en içten baba. Her güne
şükür sebebim kocam
ve güzel kızlarım.
SERT BİR DEĞİŞİM OLDU
■
İkizlerle hayat nasıl değişti?
Sert bir değişim oldu. Ama çok da güzel oldu.
Dünyanın en güzel duygusuymuş ebeveynlik. Çok
yoğun ve çetrefilli bir yol. Mutlu olsunlar diye
koruyup kollamakla ve tüm sevgimizi vermekle
geçiyor zamanımız. Çok kıymetli
zamanlar çünkü çok çabuk geçiyor. Kaçırdığım
her anları için üzülüyor, yanlarında
olduğum her anın tadını çıkarıp
aşkla doluyorum.
SENARYODA BİR VİRGÜLÜN BİLE ÇOK ANLAMI VAR
■
Dizide karanlık bir dünyanın içinde çok naif işlenmiş aile ilişkileri, dostluklar dikkat çekiyor...
Kesinlikle öyle, ilmek ilmek
işleniyor senaryo, tekstte her bir
virgülün, noktanın, üç noktanın
bile bir anlamı var ve oyuncu bunu
okurken senaristin dünyasından
görebiliyor hikayeyi. Giyilen
kıyafetlerin rengine kadar her
şeyin bir sebebi var. İzleyici 'Benim
başıma gelse ne yapardım?'
diye empati kurmaya başlıyor.
Aile bağları, arkadaş ilişkileri çok
sağlam. Çok güçlü bir senaryomuz
var, çok hayattan.
'BAHAR'A AŞIK OLDUM
■
'Bahar'ın sizi en çok etkileyen özelliği nedir?
'Hızır' onu kurtardıktan
sonra arabaya
binerken bile üstünü
başını şöyle bir silkeleyip
öyle kaldığı yerden
devam ediyor hayatına.
Babasının cenazesinden
sonra içi kan ağlarken
bile sürekli sürdüğü
kırmızı ruju çok şey
anlatıyor bence karakteriyle
ilgili. Dediğim
gibi, aşık olunası bir karakter.
Beni bütünüyle
çok etkiledi.