10 yıldır sunduğu evlilik programlarıyla fenomen olan Esra Erol, atv'de hafta içi her gün canlı yayınlanan 'Esra Erol'da' programıyla izleyiciyle buluşuyor. Programın geçtiğimiz salı günü yayınlanan bölümünü izlemek üzere soluğu stüdyoda aldık. Tüm adaylar gibi yaka kartlarımızı takıp Erol ve 62 kişilik ekibinin canlı yayın heyecanına ortak olduk. Hem adayları ve taleplerini mercek altına aldık, hem de Erol'un kamera arkasındaki hallerine tanıklık ettik. İşte dört farklı gözden bir 'Esra Erol'da' günü... MERVE YURTYAPAN 'OTOBÜSE BİNİP İNSANLARIN HİKAYELERİNİ DİNLERDİM' 10 yıldır evlilik programı sunan Esra Erol'la altı yıl önce bir röportaj sırasında tanıştık. Yıllar onu değiştirmiyor; hep samimi, sıcak ve doğal. Gündelik hayatta nasılsa programda da öyle. Programın başarısının sırrı da bu bence. Stüdyoda seyircilerin arasında yerimizi aldık. Hem izleyicilerle, hem de adaylarla tanıştık. Kendimizi o kadar kaptırdık ki, bir ara adaylara gelen talipleri eleştirmeye başladık. Programın ne kadar çok izlendiğini yayın bittikten sonra anladık. Hiç tahmin etmeyeceğimiz kişiler bizi arayıp 'Sizi Esra Erol'da gördük. Siz de mi talibinizi arıyorsunuz!' diye espri yaptı. Esra Erol tam bir profesyonel. Programda her şeye hakim ve canlı yayını çok iyi idare ediyor. Eşi Ali Özbir'le çok iyi ekip olmuşlar. Erol, 'Kural koyduk, stüdyodan çıkar çıkmaz programla ilgili konuşmayı bırakıyoruz. Akrabalar, arkadaşlar arayıp yorum yapıyor zaten. Bazen 'Neden böyle söylemedin?' diye eleştiriyorlar beni. Bu yorumlar hoşuma gidiyor' diyor. Her adayla nasıl bu kadar samimi ilişki kurduğunu sorduğumda 'Küçükken de böyleydim; otobüse binerdim, herkesin hikayesini öğrenip öyle inerdim. İnsanların hayatlarına ortak olmayı seviyorum' diye cevap veriyor. Günlük yaşamını çok iyi organize ediyor. Kendisini oğulları İdris Ali ve Ömer'e göre programlıyor ama bunu hayattan kopmadan yapıyor. Her sabah 08.30'da kalkıyor. Çocuklarla kahvaltı yapıp, sonra İdris Ali'yi okula gönderip ardından Ömer'le vakit geçiriyor. Her gün mutlaka spor yapıyor. Saat 14.30'da kanala gittiğinde, telefonunu elinden bırakıyor. Sadece acil durumlar ve çocuklarını takip etmek için telefon kullanıyor. Program bittiğinde ekiple toplantı yapıp, sonrasında hemen eve dönüp oğullarıyla vakit geçiriyor. ÖMER KARAHAN EKRANDA 5 SANİYE GÖRÜNDÜK ONLARCA TELEFON ALDIK! 10 yılı aşkın süredir evlilik programları hazırlayıp sunan Esra Erol, işindeki başarısı ile alkışı hakediyor. Bu arada 'Esra Erol'da' programının izlenme oranı gerçekten çok yüksek. Konukların arasında otururken, sadece beşaltı saniye ekranda göründüm diye çevremden onlarca telefon aldım. Herkesin programı izlediğini yaşayarak görmüş oldum. Programda bir 'elektrik'tir gidiyor... Kimse ne olduğunu ifade edemiyor fakat her köşeye sıkışma durumunda bir anda ağızdan çıkıveriyor o söz: 'Elektrik alamadım.' Programı stüdyoda, epey yüklü elektrik içeren ışıklar ve teknik ekipmanın arasında izlemek de çok ironikti tabii... Kadın ve erkek adayların hepsinin topu elektriğe atmasına hayret ettim. Karşısındaki kişiyi istemediğini söylemek bu kadar kötü bir şey mi? Bir de adayların, bir türlü tarif edemediği 'hayallerindeki eş profili' konusu var. Adayların hayallerinden biz de pek bir şey anlamadığımız için en iyisi bu mevzuya hiç girmeyelim. ÖZLEM AVCI YAYIN ÖNCESİ DUA EDEREK HEYECANINI ATIYOR Esra Erol'u ilk izlediğimde 'Ne kadar doğal' demiştim. Başarısının en büyük sırrı da bu doğallığı... Ancak Erol'un bir yönünü yeni keşfettim; program boyunca seyirciyle göz teması kurmuyor. Aslında o heyecanlı ve utangaç bir kız çocuğu gibi. İnsanları tanımaktan ve hayat hikayelerini dinlemekten sıkılmayan, nev-i şahsına münhasır bir kadın. Evliliklerin kısa sürede bitip tükendiği bir dönemde çok zor bir iş üstlenmiş. Bir bakıma evlenmek isteyenlere psikologluk da yapıyor. Program boyunca çok rahat, arada konuklara takılıyor. Yaptığı taklitlerle de programa renk katıyor.Yıllarca canlı yayına çıkmış olmasına rağmen halen çok heyecanlı. Bu heyecanını dua ederek atıyor. Kuliste ise duvarlarda eşi ve çocuklarının fotoğrafları asılı. Yayın bittikten sonra Esra Erol'u keçiboynuzu, beyaz ve sarı leblebi ile yeşil çaydan oluşan bir mönü bekliyordu. Belli ki beslenmesine özen gösteriyor. Erol; güçlü hafızasını ve konsantrasyon gücünü keçiboynuzuna, formda vücudunu leblebiye, pozitif tavırlarını ise yeşil çaya borçlu sanırım. 'Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır' derler ama Erol ve eşi için tam tersi bir durum söz konusu. Erol'un programında A'dan Z'ye kadar her şeyle Ali Bey ilgileniyor.Konukların arasına oturup değişik hayatları gözlemleme fırsatı bulduk. Mesela eşi öldükten sonra çocuklarıyla yaşam mücadelesi veren Hüseyin Amca'nın hayatı, film senaryosu gibiydi.Programdan sonra kuliste sohbet ettiğimiz Esra Erol, kendisini ünlü olarak görmediğini söyledi. Sokakta kendisine en çok programla ilgili sorular soruluyormuş. İLKER GEZİCİ BEŞ YIL ÖNCEKİ ADAYIN NE GİYDİĞİNİ BİLE HATIRLIYOR Esra Erol'un programını baştan sona hiç izlememiştim. Stüdyoya girince hemen ortamın büyülü atmosferine kapılacağımı da hiç düşünmezdim. Stüdyodaki adayların meraklı gözlerle bize baktığını fark edince ayrıca heyecanlandım. Kendimi adayların yerine koydum. Onların rahatlığı ve doğallığı beni şaşırttı. Yayın öncesi program ekibinden Pınar, stüdyodaki konuklara 'Adaylara bol bol soru sorun. Mantıklı ve makul olsun. Dil, din, ırk ayrımından kaçının ve kimseye hakaret etmeyin' şeklinde bir uyarıda bulunuyor ve program başlıyor. Esra Erol, ilk olarak sosyal sorumluluk duyarlılığını ortaya koyuyor. Programda tekerlekli sandalye dağıtıldığını bilmiyordum. Yayın sonrası bu konuyu sorduğum Erol, 'Bugüne kadar 12 bin manuel, 3 binden fazla da akülü tekerlekli sandalye dağıttık. Düzenli bağışçılarımız var' dedi. 2.5 saat süren program su gibi akıyor. Orkestranın çaldığı müzikler, programın tansiyonunu belirliyor. Konuk olduğumuz programda, kaprisli aday Luvrita'nın kendisi için Finlandiya'dan gelen adayı kabul etmemesi bizi sinir etti! Esra Erol, Luvrita'nın taklidini yaparak oyunculuk yeteneğini de gösterdi. Erol, 10 yıldır bu programı yaptığı için kime nasıl davranacağını, hangi durumda ne yapacağını çok iyi biliyor. Asistanı Yağmur, 'Esra Hanım'ın hafızası çok kuvvetlidir. Beş yıl önceki adayın ismini, hatta o gün üstünde ne olduğunu bile hatırlar' dedi. Erol'un işini kolaylaştıran ve birbirleriyle çok iyi anlaşan 62 kişilik bir ekibi var. Stüdyoda kadın ve erkek adayların birbirlerini görmemelerine özellikle dikkat ediliyor. Stüdyoya farklı araçlarla geliyorlar. Kadın adaylar içeriye girmeden, erkek adaylar alınmıyormuş. Kadınlar Kemerburgaz'da bir villada, erkekler de Avcılar'da bir otelde kalıyormuş.Programda her şey çok doğal; kurgu veya senaryo yok. Adaylar, amatör oyuncular değil. Esra Erol, 'Her şey gerçek ve spontane gelişiyor. Farkımız ve başarımız da burada' diyor.Adayların ekibe karşı tutumlarını ve genel huzuru çok önemseyen Erol, 'Seyirci, bir adaydan rahatsız oluyorsa, bunu görmezden gelemem. Seyirci, benim için çok kıymetli' diyor. İKİ CÜMLEDE ESRA EROL MERVE YURTYAPAN: Saat 14.30'da telefonu elinden bırakıyor. Program bitiminde ise adayların durumunu merak eden yakınlarının telefon yağmuruna tutuluyor. ÖMER KARAHAN: Yayın sonrası mönüsü ilginç. Güçlü hafızasını keçiboynuzuna, formunu leblebiye, pozitifliğini yeşil çaya borçlu. ÖZLEM AVCI: Yıllardır ekranda ama onun rahat olduğu kadar utangaç yönünü de keşfettim. Bazen insanlardan gözlerini kaçırdığını fark ettim. İLKER GEZİCİ: Sosyal sorumluluk bilincini takdir ettim. Şimdiye kadar ihtiyaç sahiplerine 15 bin tekerlekli sandalye bağışlanmış.