Başkan Obama Amerikan şirketlerine zeytin dalı uzatmakla akıllı bir iş yaptı. Ekonomik başarımız şirketlerin yatırım yapmasına, büyümesine ve istihdam yaratmasına bağlı. Devlet ve iş dünyası, ihracatı artırmaktan altyapıyı geliştirmeye kadar önemli ortak amaçlara sahip. Tümüyle pragmatik bir siyasi görüş açısından bakıldığında, Obama'nın iş dünyasının liderleriyle anlaşması, karşılaştığı düşmanlığı azaltmayı kolaylaştıracak. Kısmen sadece parti rekabetiyle ve ideolojiyle ilişkili bu düşmanlık, geçen yılki Kongre seçimlerinde Demokratları koltuklarından etmek için milyonlar harcayan Birleşik Devletler Ticaret Odası gibi örgütlerden kaynaklandı. Obama yine de kendi gündeminin tamamen şirket çıkarlarına göre belirlenmemesine dikkat etmeli. Bu çıkarlar, hizmet ettiği seçmen kitlesine ait değil. İş dünyasına yakın birisi olan William Daley'nin Beyaz Saray özel kalem müdürlüğüne atanması iyi fikir. General Electric'ten Jeffrey Immelt'in İstihdam ve Rekabet Gücü Konseyi başkanlığına getirilmesi de öyle. Saçma ekonomik düzenlemeleri kaldırma sözü vermek iyi ama geçmişte aynısını yapan yönetimler, bunların saçma olmadığını anlamıştı. Obama şirketlerin ve patronların çıkarlarıyla ülke çıkarlarının mutlaka her zaman aynı olmadığını aklında tutmalı. Tek yapması gereken, finans sektörü dışındaki şirketlerin ulusal işsizlik oranı yüzde 9'un üzerinde seyrederken ellerinde tuttukları, yaklaşık 2 trilyon dolar tutarındaki yatırıma dönüşmemiş nakde bakmak. Şirketleri memnun etmek hassas bir durum yaratabilir. Örneğin, Obama kurumlar vergisinin yüzde 35'lik üst oranını indirmek istiyor. Bu, şirketler için hoş bir haber olabilir ama güçlü bir muhalefetle de karşılaşabilir. Çünkü başkan marjinal vergi oranındaki indirimle, çoğu şirketin olması gerekenden az vergi ödemesine imkan veren, vergi yasalarındaki boşlukları kapatmayı haklı olarak birbirine bağladı. Yüksek kurumlar vergisi hadlerine rağmen kurumlar vergisi geliri, gayri safi yurt içi hâsılanın (GSYİH) yalnızca yüzde 2,1'i kadar bir miktara ulaşıyor. Bu, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı genelinde GSYİH'in yüzde 3,5'ine ulaşan oranın hayli altında. ABD bu alanda sanayileşmiş ülkeler arasında neredeyse sonuncu. İşbirliğine en açık olan konular bile (örneğin, ihracatın artırılması) çetrefilli. İş dünyası, George W. Bush döneminde Kolombiya ve Panama ile imzalanan ticaret anlaşmalarını Kongre'den geçirtmesi için yönetime baskı yapmakta haklı. Ancak sendikalarla karşı karşıya gelmek istemeyen Obama, anlaşmaları geri planda tutuyor. Başkan Obama partisini harekete geçirerek ticaret anlaşmalarını onaylatmalı. Obama iş dünyasıyla, kamu altyapı yatırımları konusundaki planlarıyla ilgili yakın işbirliği yapmalı. Ancak bu çift taraflı bir konu. Şirketler için lobi yapan bazı gruplar, Obama'ya politikaları temelinde değil ideolojik nedenlerle karşı çıkarak sağlık reformunun da aralarında bulunduğu önemli girişimlerine, canlarını dişlerine takarak muhalefet etti. Şirket çıkarlarını savunan gruplar, kördüğüm yaratan kutuplaştırıcı siyaseti bırakarak kendilerine el uzatan Obama'ya karşılık vermeli.