15 Temmuz gecesi demokrasiye, milletin iradesine, ekonomiye ve Türkiye'nin uluslararası alanlardaki itibarına bir darbe yapılmak istendiğine dikkat çeken Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, "Milletimizin azmi, hükümetimizin doğru hamleleri ve ülkemizin güçlü finansal altyapısı sayesinde başarısızlığa uğrayan bu darbe girişimi sonrasında, ekonomi yönetimi ve bakanlıklarımızın girişimleriyle birçok reform hayata geçirildi" dedi.
ÖNLEMLER HAYATA GEÇTİ
Halkbank olarak, 15 Temmuz gecesi ve izleyen günlerde olağandışı nakit çıkış risklerine karşı her türlü likidite önlemini derhal hayata geçirdiklerini ifade eden Arslan, "Sonrasında, hükümetimizin teşvik ve destek çağrılarına anında cevap vererek piyasalarda güven ve istikrar ortamına katkıda bulunduk. Döviz piyasalarındaki yıpratıcı dalgalanmalara ve spekülatif ataklara karşı aracılık hizmetimizi ticari çıkar ve kaygılardan uzak devam ettirerek, piyasadaki fiyat oluşumlarının sağlıklı gerçekleşmesini destekledik. Başta KOBİ'ler ve sanayicilerin desteklenmesi konusunda öncü rol üstlendiğimiz bu dönemde de ülkemiz ekonomisine katkı sağlamayı sürdürdük" diye konuştu.
ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPTIK
Bankacılık sektörünün her zaman ekonomik büyümenin ve istikrarın en önemli bileşenlerinden biri olduğuna değinen Arslan, "Ekonominin tüm aktörleriyle işbirliği içerisinde yürütülen projeler başta olmak üzere bankacılık sektörü olarak Türkiye ekonomisi üzerinde oluşturulmaya çalışılan güvensizlik algısını bertaraf etmek için üzerimize düşen görevleri yerine getirdik" dedi. Bankacılık sektörü olarak organize hareket ederek reel sektörü desteklemek ve ekonomiyi canlandırmak amacıyla Nefes Kredisi ve Kredi Garanti Fonu (KGF) destekli kredileri hayata geçirdiklerini hatırlatan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçen yıl KGF kefaleti kapsamında toplam 20.6 milyar TL kefalet kullanımıyla ilk sırada yer alan Bankamız, bu yıl devreye alınan ve toplam 55 milyar TL tutarlı ikinci dilim programında da 4.6 milyar TL kefalet kullanımıyla yine ilk sırada yer aldı. TOBB ile imzalamış olduğumuz Nefes Kredisi Protokolü doğrultusunda, TOBB tarafından yatırılan toplam 125 milyon TL'lik mevduat karşılığında da Hazine KGF kefaletiyle bugüne kadar 12 bin 865 firmaya toplam 2 milyar TL kredi kullandırıldık. Darbe girişiminin hemen öncesinde, Haziran 2016'da 139 milyar TL olan nakdi kredilerimizi yüzde 55 oranında artışla Mart 2018'de 216 milyar TL'ye yükselttik."
TÜM EKİP SAHAYA İNDİ
Diğer taraftan tüm ekiple sahada müşterileriyle birlikte olduklarının altını çizen Arslan, "Sektörel bazda ihtiyaç duydukları yeni inovatif ürünler geliştirdik. Örneğin, Savuma Sanayi Destek Kredisi, Enerji Verimliliğine Yönelik Dönüşüm Kredisi, KOBİ'lere Enerji Veren Kredi, Yeşil Enerji Kredisi, Konut Yalıtımı Destek Kredisi, KOBİ'lere İstihdam Destek Kredisi gibi birçok ürünü hizmete sunduk. Son olarak da, KOBİ'lerimizin nakit akışlarını daha iyi planlayıp verimliliklerini arttırmalarına olanak sağlayacak Paraf Esnaf kredi kartımızı çıkardık" dedi.
3 BİN GENCİ İŞE ALDI
Türkiye'nin, güçlü ekonomik yapısı ve istikrarlı yönetim anlayışıyla darbe girişiminin etkilerini minimuma indirmeyi başardığının altını çizen Arslan, "Hükümetin 'İstihdam Seferberliği', reel sektörde karşılık buldu. 2017 yılında 1.5 milyondan fazla vatandaşımıza çalışma imkânı sağlanırken bankamız da üniversitelerin ilgili bölümlerinden mezun 3.000'e yakın gencimizi işe aldı. Darbe girişimiyle düşen ihracat oranları, reel sektörü destekleyen reformlar sayesinde yükselerek ekonominin düzelmesine katkıda bulundu. Ekonomik kalkınmanın en önemli destekçisi yatırımlar da güven ve istikrar ortamının sağlanmasıyla tekrar ivme kazandı" diye konuştu.
GÜVEN TAZELENDİ
Halkbank Genel Müdürü Osan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü. "Hükümetin güven ve istikrar tazelediği bu ortamda, yatırımların da hızla artacağı görüşündeyim. Yeni dönemde daha da hızlı karar alınabilen yönetim sisteminin, ekonomik göstergeler üzerinde olumlu etkisi olacaktır. Yeni yönetim sistemiyle Türkiye, 2023 hedeflerine doğru emin adımlarla yürüyecektir."
BÜYÜME DE VAM EDİYOR
Türkiye'nin ekonomideki aralıksız büyümesinin arkasında üç temel unsur olduğunu ifade eden Arslan, "İstikrar, güven, tutarlılık. İstikrarlı ekonomi politikaları, yerli ve yabancı yatırımcıya sağlanan güven ortamı ve finansal destek, iç ve dış siyasette sergilenen tutarlı tavır Türkiye'nin bugünkü itibarının ana kaynağıdır. Ekonomik büyüme de itibarla birlikte gelir. Türkiye ekonomide hayata geçirdiği politikalarıyla, özel sektörün ve yabancıların da desteğini alarak büyümesini sürdürüyor" dedi.
