Spor dediği gibi umut kaynağı onun için. Eskiden hayal kuramazken geleceğe dair hayal kurmaya başladığını anlatıyor Sebahat: "Mahallede oyun oynarken başkaları gibi madde bağımlısı olabilirdim ama bu sene Muay Thai'de Türkiye şampiyonu oldum, Ağustos'ta Muay Thai Dünya Şampiyonası için Tayland'a gideceğim. Heyecanlıyım, hedefim dünya şampiyonu olmak artık." Sonra odasına buyur ediyor bizi. Madalyalarını gururla gösteriyor. Her gün spor salonundaki antrenmanları dışında kişisel çalışmalarını bu küçücük odasında yaptığını anlatıyor: "Erkenden kalkar, odamdaki aynanın karşısında gölge boksu çalışırım!" diyen Sebahat'in belki odası küçücük ama odasından dünyaya açılan penceresindeki hayalleri koskocaman: "Dünya şampiyonu olursam, üniversiteyi burslu bir şekilde okuyabileceğim!" Babası Hakan Özçekiç de bunun için heyecanlı: "Şampiyon olursa hayatı kurtulacak. Buralar suç oranlarının yüksek olduğu yerler. Çoğu kişi gelip 'Bu çocuk buradan nasıl çıktı?' diye tebrik ediyor. Tek gayemiz çocuğumuzun Türkiye'ye yararlı bir insan olması. Bu mahallelere önyargı da var, bizim çocuklarımız sportif başarılarıyla önyargıyı kırıyor. Gurur kaynağınız onlar" diyor.
GECE GİRİLMEZ, GÜNDÜZ TEKİNSİZ
Sokaklarda dolaşıyoruz, karşılaştığımız Yenidoğan mahallesinde doğan çocuklardan biri başlıyor anlatmaya: "Sınıf arkadaşım 13 yaşında evlendi, şu an iki çocuğu var. Çok pişman ve 'Keşke çocuk gelin olacağıma sporcu olsaydım' diyor bana." Hüzünlü gözleri dolu dolu: "Keşke, onun için elimden bir şey gelseydi!" Bu sözlerin etkisi altında donuyoruz adeta. Hemen belirtelim bu bölgede yaşayan çocuklar henüz çocuk yaşta evlendirilenleri 'küçük gelin', 'çocuk gelin' diye tarif ediyor. Kısa süre sonrada başka hikayelerin yaşandığı Çinçin'e yöneliyoruz. Burası gerçekten suçun kol gezdiği bir mahalle. Gece geç saatlerde ara sokaklarında dolaştığınızda eğer mahalleden değilseniz silahlarla yolunuz kesiliyor, kimsin nesin hesap vermek durumunda kalıyorsunuz. Suçun normalleştiği mahallelerde filizlenen umutlara tanıklık etmenin heyecanı korkumuzu üzerimizden atıyor. Çinçin yolunda, ana caddede sabit duran adamlar gelen gideni gözlüyor. Şoför "Bu sabit duran adamlar torbacı!" diye uyarıyor. Göz göze geldiğimiz gencin yüzünde tedirgin bir ifade var. Ara sokaklara girdiğimizde her köşe başında genç toplulukları dikkat çekiyor. Ve sonunda "Buralara girilmez, mahalleden olmayana silah doğrultulur" denilen Ankara'nın meşhur Çinçin mahallesindeyiz. Bütün bunlara inat düzgün bir hayat yaşayan insanlar da var burada. Yoksulluk sinmiş sokaklarda çocuklar her şeyden habersiz oyun telaşında. Biz de yıkıldı yıkılacak gibi duran, kendi içinde şirinliğini barındıran yeşil bir evin önünde duruyoruz.
ÇİNÇİN'DEN ŞAMPİYONLUĞA GİDEN YOL
Mahalleli meraklı bakışlarla bizi izlemeye koyuladursun sakin sokak birden şenleniyor. Gören, duyan yanımıza doluşuyor. Burası bir hafta önce milli takımla katıldığı Uluslararası Dünya Wushu Şampiyonası'nda dünya üçüncüsü olan Sümeyranur Yıldız'ın (15) evinin önü. "Sporla hayatım değişti" diyen Sümeyranur, mahallesindeki çocukların hayatını da antrenörlük yaparak değiştirmek istiyor. Annesi Kiraz Yıldız (47) da evin üst katından bizi görünce hemen aşağı iniyor, koyu bir sohbet başlıyor aramızda. "Bizler çocuklarımızı sporla koruyoruz" diyen anne Kiraz ise bir konuda kızgın: "Yenidoğan, Çinçin deyince hor görüyorlar bizi, bu çevreyi kimse beğenmiyor, sevmiyor. Hâlbuki samimi insanlarız biz!" dedikten sonra: "Buralarda küçük yaşta evlendirme çok var. Geçen hafta düğüne gittik, biraz göze gelmişti çocuğum, hemen isteyeni çıktı" diyor. Kiraz Hanım da 15 yaşında evlenenlerden ama bin pişman: "Kızımın sonuna kadar arkasındayım, sporuna devam edecek. Hayata bakış açım değişti artık" diye seviniyor. "Sümeyra gözümün nuru" diyen Kiraz Hanım'ın gözleri doluyor: "Sporcu olmasaydı, sokaklarda kötü alışkanlıklar edinebilir, küçük yaşta evlenebilirdi. Spor kurtuluşu oldu. Eskiden umudumuz yoktu, çocuklarımızın başarısı umudumuz oldu."
DÜNYA ŞAMPİYONLUĞU HAYALİM
Wushu, Capoeira, Muay Thai ve boks yapan, 20 madalyası bulunan, şampiyon Sümeyra'nın ailevi sorunları çileli bir hayat yaşamasına neden olmuş. Gözlerindeki yılların hüznü sözlerine yansıyor: "Bazen bir ekmek bulamadığımız günlerimiz oldu" diyor ilk. Sonra babasının kazandığı tüm parayı alkole verdiğinden yakınıyor. Hüzünle: "Babam tüm parasını içkiye verirdi. Abim ara sıra iş bulurdu da öyle geçinirdik" deyip, sesi boğuklaşıyor. Ailece çilekeş hayatları hâlâ sürüyor onların. Annesi ise sırf çocukları için eşinden gördüğü şiddete tahammül etmiş. Sümeyranur ise "Buralarda çocuk yaşta evlendirme çokça. Okumasaydım, sporcu olmasaydım, ben de evlenebilirdim. Spor çocuk gelin olmaktan kurtarıyor bizleri" dedikten sonra 15 yaşındaki arkadaşının zorla evlendirildiğini ve trajik sonunu derin bir ah çekerek anlatıyor: "Arkadaşım evlendiği gece kendini camdan aşağı attı" deyip sessizleşiyor. Dünya üçüncüsü olabileceğini hiç hayal etmemiş o. Başarılı olduğu için daha hırslı şimdi. Hedefi ise dünya şampiyonu olmak. Büyük bir sorumluluk da hissediyor o: "Mahallemdeki çocukların hayatını değiştireceğim. Her çocuk spor yapmalı!" Onun başarılarını görüp spora başlayan çok çocuk olmuş. Çinçin ve Yenidoğan'daki çocuklara öncü olduğunu düşünüyor. Dünya üçüncüsü olduğu için beden eğitimi öğretmenliğine sınavsız geçiş hakkı kazanmış Sümeyranur: "Spor sayesinde artık yoksul bir hayattan başka bir hayata geçiş yapıyorum! Hayal kurmanın ne olduğunu bilmezken, hayal kurabiliyoruz" diyor.
YENİ KAYITLAR, YENİ HAYATLARI VAR EDİYOR
Biz sohbete dalmışken yolun başında GÜÇKOBİR'den eğitmenler Hakan Yıldız ve Erdinç Kemal Kara'nın etrafı mahalle ahalisi tarafından çevrilmiş durumda. Mahalleli, çocuklarını spor kulübüne kayıt ettirmek için can atıyor. Hakan Bey her soruya tek tek cevap veriyor. Kemal Bey de mahalle ahalisine spor branşlarını, etkinlikleri usanmadan anlatıyor. Spor kulübünün başarıları da kulaktan kulağa yayılıyormuş. Mahalledeki aileler çocuklarının hayatlarını değiştirmek için sporu bir çare olarak görüyor. İsmini vermeyen bir baba çocuğunu yazdırmak için hocalardan birinin yanına yaklaşıyor: "Bunu da kaydedin!" diyor. Öğreniyoruz ki, burada çoğu aile torbacılık da yaparmış. O baba da onlardan biri. Ama çocuğunun kendisi gibi bir hayatı olmasını istemiyor belli. Bunun gibi birçok örnek var Ankara'nın varoşlarında. Çinçin'den ayrılırken bizim aklımızda varoşlarda yaşam mücadelesi veren, dövüş sporlarında altın madalya kazanan çocuklar ve ulaşılamayan nice Ankaralı çocuk kalıyor.
HAYATLARINA RENK KATTIK
Güç Koşullardaki Bireyler Federasyonu Başkanı Murat Berksun: "Dört yıl önce GÜÇKOBİR Spor Kulübü'nü kurduk. Amacımız sporla çocukları sokaktaki risklerden ve çocuk gelin olmaktan korumak. Lisanslı sporcularımız büyük başarılar kazanıyor. Sporun dışında çocukların eğitimde kalmasını sağlıyoruz. Çinçin, Yenidoğan, Kale ve Hıdırlıktepe mahallelerindeki kız çocuklarının yüzde 80'i çocuk gelin oluyor. Sporun önemi de burada ortaya çıkıyor. 12-13 yaşlarında evlendirileceklerken kurtardığımız çok çocuk oldu. Evlendirilme kaygılarını kaldırdık. Mahallede normal olarak gördüğü suç ortamından koparıp başka bir dünya olduğunu gösterdik. Maddenin zararlı olduğunu öğrendiler. Aynı zamanda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nda sosyal hizmet uzmanı olarak çalışıyorum. Devletin, belediyelerin ya da sivil toplum kuruluşlarının birçok kaynağı var. Bu kaynaklara ulaşamayan çocuklara, kaynakları ulaştırmaya çalışıyoruz. Umutsuzluktan kurtulup hayal kuruyorlar, dünyaya bakışları değişiyor. Aileler de örnek ailelere dönüşüyor. Küçücük dokunuşlarla hayatına renk kattığımız bu çocuklar ya milli sporcu olacak ya üniversite okuyacak ya da antrenör olacaklar. Kurtulan çocuklarımız yüzlerce ama sokağa kaptırdığımız çocuklarımız da var. 2014'te ise Güç Koşullardaki Bireyler Federasyonu olduk. Bünyemizde beş dernek var, federasyonumuz İçişleri Bakanlığı'na bağlı. Hedefimiz Güneydoğu'dan Karadeniz'e, Doğu'dan Batı'ya her ilde ücretsiz olarak spor hizmetini çocuklara götürebilmek."
ÇOCUKLARINI KURTARMAK İSTİYORLAR
Wushu-Futbol Antrenörü Erdinç Kemal Kara: "Spor kulübünde 14 branşımız var. Çocuklar maddeyle tanışmasınlar diye sokakta geçirdikleri zamanı sporla çalıp koruyucu ve önleyici hizmet veriyoruz. Çocuk yaşta evlendirilme yaygın olduğu için ailelerle de konuşuyoruz. Çinçin, Yenidoğan, Kale, Hıdırlıktepe sıkıntılı bölgeler. İlk başta biz de sorun yaşadık. Sonra samimiyet ve dostluk doğdu. Mahallede kendileri bir batağa batmış, kötülüğü yaşayıp görmüş insanlar, çocuklarının o batağa batmasını istemiyor. Çocuklarının kurtulması için spora göndermek istiyorlar. Bu mahallelerde anlayış yavaş yavaş değişiyor. Sadece spor faaliyetleri yapmıyoruz. Türkiye Ulusal Ajansı üzerinden Avrupa Birliği'ne projeler yazıyoruz."
BİZ AİLELERİ DE DEĞİŞTİRİYORUZ
Çepeçevre sarmış gecekondular arasında bir fidan gibiler onlar. Hayalleri de bulutlar kadar beyaz iki kardeşin. Aylin (15) ve Ayla (13) Korkmaz kardeşler Çinçin mahallesinde yaşıyor. Aylin'in 30'un üzerinde madalyası var. Ayla'nın ise sekiz. Üç yıl önce Azerbaycan'da Capoeira'da dünya ikincisi olmuş Aylin, bu yılda Muay Thai'de Türkiye Şampiyonu olmuş. Ayla milli sporcu olmak isterken, Aylin'in hedefi beden eğitimi öğretmeni olup spor kulübünde antrenörlük yapmak, Muay Thai'de dünya şampiyonu olmak. Tayland'daki Muay Thai Dünya Şampiyonası'na katılacağı için heyecanlı. "Hepsi geçti artık" diyerek eskiden kaygılı zamanlar yaşadıklarını anlatıyor Aylin, büyümüş de küçülmüş bir edayla: "Çinçin tehlikeli bir yer. Korkutucu geliyordu. Gelecek kaygısı yaşıyorduk. GÜÇKOBİR ile tanıştıktan sonra evlendirilme kaygısından kurtulduk." İlk madalyasına 11 yaşında ulaşan Aylin "Başarılarımızı görenler kulübe gelmeye başladı. Bizler aileleri de değiştiriyoruz. Artık ailelerimiz bizden daha büyük başarı bekliyor."
SPOR PSİKOLOJİMİZİ DÜZELTTİ
Mahallenin parmakla gösterdiği çocuklardan biri de Makbule Yıldız, 16 yaşında. Çinçin'de çatışma arasında kaldığı günlerde psikolojisi epey bozulmuş. "Sporcu olunca kendime güvenim geldi" diyen Makbule'nin umutları, hayalleri yeniden yeşermiş. Mahalleden arkadaşlarının antrenmanlarını izleye izleye dövüş sporlarına başlamış. İlk başta salona gidip gelmek zor diye ailesi karşı çıksa da ikna olmuşlar sonra. Şimdi tek hedefi antrenör olmak. "Bizim arkadaşlar arasında spora gitmek evlenmemek için bir gerekçe oluyor" diyen Makbule: "Akraba çevresi erken evlendirmeye çok hevesli. Şu an bile 'Yaşın geldi, evlen!' " diyorlar. 'Sporcu olduğumdan beri hedeflerim var!' diyorum. Susuyorlar. Annem de 14 yaşında evlenmiş. 'Ben çektim, siz çekmeyin!' diyor bize."
DERSLERİMİZDE BAŞARILI OLUYORUZ
Ankara üçüncülüğü olan Ceren Kelleci de (14) üç yıldır spor yapıyor. Spora başladıktan sonra dersleriyle daha çok ilgilenmeye başladığını söylüyor. Sonra yüzünde güller açarcasına: "Ailem benimle gurur duyuyor!" diyerek söze başlıyor: "Çinçin, Yenidoğan ve Kale'de çocuklar birbirini etkiliyor, spora yönlendiriyor. Teyze çocuklarım Eylül ve Seçil Tombak da spora başladı. Spor bir nevi kurtuluş oldu bize. Mahallelerimizden çıkan şampiyonlar gibi ben de şampiyon olacağım. Murat Hoca hayatımızı değiştirdi. O olmasaydı sokaklarda öyle serseri gibi olurduk." Bir diğer sporcu Dilan Korkmaz da (14) üç yıldır dövüş sporu yapıyor. Ankara ikinciliği var. "Hiç birinciliğim yok" diye hayıflanıyor ilk. Ama şampiyonluk için gayret gösterdiğini söylüyor. Sporu mahalledeki çocukların umut olarak gördüğünü söyleyen Dilan,"Spora başladıktan sonra derslerime sıkı sarıldım. Okulda başarılı oluyoruz biz" diyor. Seçil Tombak ise: "Spor kulübünde küfürden uzak durmamızı öğütlüyorlar. Saygıyı, dürüstlüğü öğrendiğimiz için dürüst olacağız hep" diye sonlandırıyor sohbeti...
BESLENMELERİNE DİKKAT EDİLİYOR
Milli sporcular ve spor kulübüne üye sporcu çocukların beslenmelerine ve kondisyonlarına da itina ediliyor. Düzenli olarak özel beslenme listelerini hocaları Hakan Yıldız hazırlayıp ailelere veriyor; imkanı olmayan ailelere beslenme listesi konusunda GÜÇKOBİR; devlet, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarından elde ettikleri kaynaklarla destek oluyor.