Her sanayi devriminin insanlığa olumlu ve olumsuz etkileri oldu. 4. sanayi devrimine hiçbir ülkenin direnme lüksü yok deniliyor. Ama bu devrime ne kadar hazırız, robotların yerini aldığı işçilere ne olacak, akıllı şehirler ve evlerde yaşamak ruhumuza iyi gelecek mi, mülteci sorununu bile çözemeyen bir dünyada yeni dünya düzeni nasıl kurulacak? Bir devrim süreci yaşanırken gelecekle ilgili planlardan haberdar olmak için Endüstri 4.0 tartışmasına ışık tutuyoruz...
Sabah uyandınız, hava durumuna göre gardırobunuzdaki, beden ölçülerinize göre üretilmiş, belki de kendi tasarladığınız kıyafetleriniz hazır. Duş alıp giyiyorsunuz. Mutfaktaysa, uyandığınız an devreye giren kahve makinesi kahvenizi hazırlamış sizi bekliyor. Müzik çoktan devreye girmiş, sevdiğiniz bir müziği çalıyor. İlgi alanlarınıza ve okuma alışkanlığına göre tasarlanmış gazeteniz (muhtemel dijital) telefon ya da iPad'iniz de hazır ve nazır. Gazetenizi okuduktan sonra çalışma vakti. Ama sokağa çıkıp arabaya binip bir ofise ya da fabrikaya gitmenize gerek yok. Çünkü oralarda insan yok artık. Siz iPad'ten talimatları veriyorsunuz sizin yerinize dijital dünyaya uyumlu, birbirleriyle anlaşabilen robotlar işleri yürütüyor... Çok değil, 20 yıl sonra birçoğumuz güne böyle başlayacak. Çünkü dünya yeni bir sanayi devriminin eşiğinde ve bu devrimin gerçekleşmesi halinde bildiğimiz hayat çok farklı akacak... Endüstri 4.0 ya da 4. sanayi devrimi denilen süreç çoktan başladı aslında, 2011'de de Almanya'da adı kondu, şimdilerde birçok ülkede iş dünyası, bilişim sektörü, mühendisler, akademisyenler, ekonomistler, siyasetçiler bu süreci anlama ve adapte olma derdinde... İlk olarak 'bir dakika, kaç sanayi devrimi var?' diyebilirsiniz. Çünkü genel olarak 18. yüzyılda İngiltere'de buharlı makinelerin kullanımıyla başlayan sanayi devrimi bilinir. Çünkü okullarda tarih kitaplarında sadece bu öğretilir ve devamı getirilmez. Oysa o ilki. İkincisi 1870'te elektrik enerjisinin kullanımıyla başladı. Fabrikalarda üretim bandının hayata geçirilmesiyle somutlaştı. Üçüncüsü ise 1970'lerde elektroniğin devreye girmesiyle yaşandı. Dördüncüsü ise dijital ve bilişimin üretimde kullanılmasını hedefliyor. İnsansız fabrikalardan, akıllı şehirlerden, evlerden, kişiye özgü üretilen ürünlerden, çalışma saatlerinin daha da aşağıya çekilmesinden, insanın kas gücü yerine beyin gücünden yararlanılmasından, 3D yazıcıların üreteceği organların nakillerinden, insan ömrünün daha da uzamasından, şimdi adı konmamış yepyeni mesleklerden bahsediliyor. Yani her şeyin bir otomasyonla tıkır tıkır işlendiği yepyeni bir hayat vaat ediyor Endüstri 4.0. Dünya büyük bir heyecan içerisinde. Özellikle bu yılın başındaki Davos Zirvesi'nde Endüstri 4.0'ın ana gündem maddesi olması, çizilen yeni bir yaşam hayali ve kurulacak yeni dünya düzeni bu heyecanı kat be kat artırıyor. Tabii madalyonun bir de diğer yüzü var. Endüstri 4.0'a direnmenin mümkün olduğunu söyleyen yok. Ama bu iyimser bakış açısı yerine olaya serinkanlı bakanlar da var. Çünkü Endüstri 4.0 temelde üretimde insan emeğini sıfırlamayı hedefliyor. İşçilerin yerini robotların alacak. Peki işçilere ne olacak? Üretime katılan robotlar, yapay zeka, makinelerin birbiriyle iletişim halinde olması, her türlü sistemin uyum içinde koordineli bir şekilde çalışmasına olanak sağlayacak. Hayatlarımız şimdikinden çok farklı olacak. Ama mesela giyilebilir teknoloji ürünleri nedeniyle her şeyimizin kayıt altına alınacak ve bu veriler büyük bir hafızada toplanacak. Peki mahremimiz olmayacak mı? Biraz daha ileri gidilirse makineler, robotlar birbiriyle konuşur hale geldikten sonra Terminatör'ün öngördüğü gibi bir kıyamet kopma olasılığı var mı? Ya da mülteci meselesini çözemeyen, savaşların, terör saldırılarının kanıksandığı bir dünyada, Endüstri 4.0 insanlığa ilaç olacak mı? Merak edilmesin, Endüstri 4.0, her yönüyle tartışılıyor. Ama bu bir süreç ve bu süreçte daha çok şey tartışılacak. Lakin şöyle bir durum var; dünyada geniş kitleler bu konuda pek fikir sahibi değil. Biz de Endüstri 4.0'ın ne olduğunu anlamaya ve anlatmaya çalıştık...
ROBOT ÇAĞI BAŞLIYOR
Endüstri 4.0. temel olarak küreselleşme sonucu gelişmiş ülkelerin endüstriyel üretim gücünü gelişmekte olan ülkelere kaptırmasına bir çare olarak ortaya çıktığı konusunda birçok insan hem fikir. Endüstri 4.0 sayesinde insansız fabrikalar hedefleniyor. Aslında bunun altında Batı'nın Doğu'ya ya da gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere kaptırdığı endüstriyel üretim üstünlüğünü yeniden kazanma amacı var. Küreselleşme sürecinde ucuz işgücü nedeniyle üretimi gelişmekte olan ülkelere kaydıran Batı, bu sürecin sonucunda üretim üstünlüğü kaybetti. Şimdi yeniden kazanmak istiyor. Günümüzdeki bilişim teknolojisinin imkanlarını kullanarak da bunu daha verimli ve daha ucuza nasıl yaparım diye düşününce insanın yerini robotların ve birbiriyle iletişim halinde olan makinelerin yer aldığı, tüketici nezdinde bu üretimi cazip kılmak için kişiye özel ürünlerin seri bir şekilde (farklı özellikteki ürünleri aynı anda) üretildiği fabrikalar yapmanın yolları arandı. Bu yollar bulunmuş gibi görünüyor.
İNSANCA ÇALIŞMA HAYATI VAAT EDİYOR
Endüstri 4.0 ile ilgili Türkiye'deki en yetkin isimlerden biri Ali Rıza Ersoy. Siemens Türkiye Genel Müdür Yardımcısı, İcra Kurulu Üyesi ve Dijital Fabrikalar Bölüm Direktörü olan Ersoy, seminerler, konferanslar veriyor, her gün birkaç sunum yaparak Endüstri 4.0'ı anlatıyor. Ersoy "Bu bir süreç. Bu işin lokomotifi olan Almanya'nın bile kendisine çizdiği yol haritasında 3.0'dan 4.0'a geçme süreci 20 yıl. Türkiye olarak bizim iyimser bir bakışla 30 yılımız var. Yani hayatımız bugünden yarına radikal bir şekilde değişmeyecek. Ama yavaş yavaş değişecek" diyor. Ersoy'a göre Endüstri 4.0 insanca bir çalışma dünyası vaat ediyor: "Kas gücünün yerini akıl gücü alacak" diyor ve bu vaadi anlatıyor: "Bugün biz bir işçi kardeşimizden, hayatı boyunca bir vidayı sıkmasını istiyoruz. Bu çok vahşice. Endüstri 4.0 bunu değiştiriyor. O vidayı oturan robotlar sıkacak. Biz de o işçi kardeşimizin en kıymetli varlığına, beynine ihtiyaç duyacağız. Bilgisinden, görgüsünden, öngörü ve problem çözme kabiliyetinden faydalanılacak. Ayrıca bu üretim süreci çok daha gezegensever. Çünkü bugüne göre daha az enerjiyle daha fazla üretim yapma olanağı olacak. Bütün bunların insanlara pozitif bir şekilde yansıyacağı çok net. Çalışma saatleri azalacak. İnsanların çalışma saatleri dışındaki zamanı artacak. Bu da onların aileleriyle, arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirmesi, hobilerine, bilgi ve eğitime daha fazla zaman ayırması anlamına geliyor."
ZİHNİYETİN DEĞİŞMESİ ŞART
Forbes dergisi yazarı ekonomist Prof. Dr. Ümit Özlale ise "Tüm dünyada bu konu gündeme gelince geleceğe yönelik iyimser bir tablo çiziliyor, bu da çok normal. Birinci, ikinci, üçüncü sanayi devrimlerinde ciddi dönüşümler yaşanmış, bu dönüşümden de özel sektör ziyadesiyle faydalanmış. Bu da nihayetinde 4. sanayi devrimi ve bundan da fayda sağlanacak düşüncesi böylesi bir iyimserlik yaratıyor. Ama bu iyimserlik havasının altı tam anlamıyla doldurulmuş değil. Çünkü eğer zihniyet devrimi yapılamazsa bu dönüşüme hazırlanmayanlar için çok yıkıcı bir süreç yaşanacağı kesin. Ama şunu belirteyim Türkiye dahil hiçbir ülkenin de bu sanayi devrimine direnme lüksü yok. Sorun bu devrim sürecine herkesin nasıl adapte olacağıyla ilgili" diyor.
YAZICIDAN HEM AYAKKABI HEM KARACİĞER...
Endüstri 4.0'ın hedefi şimdiki gibi herkese standart ürünler üretmek yerine kişiye özel ürünleri seri bir şekilde üretmek. Nedir kişiye özel ürünler derseniz, bir örnekle açıklayalım: Herkesin TV izleme alışkanlığı farklı. Siz yeni bir TV almak isteyince izleme açınız, mesafeniz, göz bozukluğunuz incelenecek (ki bu bir önceki TV'nizin hafızasında var olacak zaten) ve sizin alışkanlıklarınıza uygun bir TV üretilecek. Ya da rengini, tipini, ihtiyacınıza göre bagaj büyüklüğünü, koltuk özelliklerini sizin seçtiğiniz bir arabayı fabrika üretecek. Ki ayakkabılar üretilmeye başlandı bile. Tabii bunlar günlük ihtiyaçlarınız için. Prof. Dr. Ümit Özlale, bu sürecin daha büyük ve şaşırtıcı gelişmelere gebe olduğunu söylüyor ve "Mesela 10 yıl sonra 3D yazıcılardan çıkma karaciğerlerin insanlara naklini konuşuyor olacağız" diyor.
ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞINA YOL AÇACAK
Sanayi devrimlerinin toplumsal hayatta, siyasi tercihlere, yaşam standartlarına, günlük hayat alışkanlıklarına, ülkelerin birbiriyle ilişkilerine değin pek çok alanda olumlu olumsuz sonucu oluyor. Mesela 1. Sanayi Devrimi modern şehirleşmeyi başlatırken, insan ömrünün uzamasını sağlarken aynı zamanda emperyalizmin de ortaya çıkmasına neden oldu. 2. Sanayi Devrimi ile birlikte başlayan küreselleşme dolaylı da olsa 1. Dünya Savaşı'nın nedenleri arasında gösteriliyor. 1. Dünya Savaşı'nın oluşturduğu dünya tablosu, 1929'daki Büyük Bunalımı, o da 2. Dünya Savaşı'nı tetikledi. Dolayısıyla geniş perspektifte düşününce Endüstri 4.0'ın insanlığa nasıl değişim ve dönüşüm yaşatacağını kestirmek güç. Acaba üretim ilişkilerinin değişmesi, robotlaşma, pazar savaşları yani bir dünya savaşına neden olur mu? Prof. Dr. Ümit Özlale "Umarım çıkmaz. Ama çıkarsa bunun sebebi sebebi Endüstri 4.0 olmayacak, küreselleşme sonucu, yeni dünya düzeninde ortaya çıkan istihdam krizine, toplumsal sorunlara ve yapısal problemlere çözüm bulamayan politikacılar olacaktır" diyor.
YUMUŞAK KARNI İSTİHDAM
Peki fabrikalarda robotlar, makineler çalışınca orada çalışan insanlara ne olacak? Yani Endüstri 4.0'ın yumuşak karnı istihdam meselesi mi? Bu konuda farklı yaklaşımlar var. Ersoy istihdam sorununun çözüleceğini düşünüyor: "Şimdi en erken 30 yıl içinde fabrikalarda insan sayısı kademeli olarak azalacak. Bu yıllar içinde benim gibi kır saçlı jenerasyon köşeye çekilecek. Yeni gelen jenerasyon zaten bu endüstriye göre eğitilip yetiştirilecek. Mesela kodlama yapamayan kalmayacak. Ki bu jenerasyon Endüstri 4.0'a göre kurulan fabrikaların mühendisleri, çalışanları olacak. Yani bu yeni kuşakta da sorun yok. Tek sorun bugün 30'lu 40'lı yaşlarını yaşayan kuşakta olacak. Bu kuşak için de şimdiden herkese iş düşüyor. Biz önümüzdeki yıllar içinde bu kuşağı Endüstri 4.0'a iyi hazırlayabilirsek, onları kol gücünün yerine beyin gücünü kullanması için eğitirsek çok da büyük sorunlar çıkacağını düşünmüyorum. Ayrıca yeni meslekler ortaya çıkacak. Bu da yeni istihdam alanları demek."
KALİFİYE OLMAYAN KİTLE SİSTEMİ DOMİNE EDEBİLİR
Prof. Dr. Ümit Özlale ise bu konuda daha temkinli: "Aslında Endüstri 4.0'da işin üretim kısmında devrim niteliğinde gelişmeler oluyor, olacak da. İnsan eli değmeden çok komplike ürünler elde edilecek, ama bunları tüketecek insanlar yaşamak için parasını nasıl kazanacak? Küreselleşme sürecinde üretim dışı kalan kalifiye olmayan iş gücü, Endüstri 4.0'da iyice 'gereksiz hale' gelecek. Ama bu kitlenin bir özelliği var, onlar aynı zamanda sandığa giden seçmen. Seçmen de Endüstri 4.0'a ya da küreselleşmeye direnç gösteren siyasi partiye oy verecektir. Ki Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi ve Brexit'te gördüğümüz durum biraz da bununla alakalı. Bu anlamda benzer durumların başka ülkelerde de ortaya çıkacağını düşünüyorum. Bu bakımdan bir devrim sürecini yaşıyoruz, istihdam da bu süreç içerisinde halledilebilir demek bana fazla iyimser bir bakış gibi geliyor. Özellikle emeğin dolaşımı konusunda bu süreç kimi problemlere gebe..."
TÜRKİYE İÇİN MÜTHİŞ BİR FIRSAT
Türkiye'nin Endüstri 4.0'la ilişkisi ne durumda diye soruyorsanız, anlatalım: Son birkaç yıldır ama özellikle de bu yıl, Endüstri 4.0 (kamuoyuna hakkıyla yansımasa da) siyasilerin, akademisyenlerin, iş dünyasının, küçük, büyük girişimcilerin gündeminde. Başbakan Binali Yıldırım bu yaz "Sanayi 4.0'a geçiş sürecini de ıskalamamamız lazım. Katma değeri yüksek, ülkemizin lokomotifi olup 2023 hedeflerini yakalamayı önemsiyorsak, sanayi devrimini, bilişim ve teknoloji devrimiyle birlikte düşünüp, bunu başarmamız lazım" diyerek sürecin farkında olduklarını ve hükümet olarak hazırlandıklarını anlatmıştı. Bu yıl Türkiye'deki köklü üniversitelerden, Van'daki Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne kadar pek çok bilim yuvasında Endüstri 4.0 ile ilgili kapsamlı seminer ve konferanslar düzenlendi. Geniş katılımlı fuarlarda, toplantılarda bu konu dört başı mamur bir şekilde masaya yatırıldı. Ocak ayındaki Davos'un ana konularından biri olduktan sonra ise TÜ- SİAD Endüstri 4.0 ile ilgili bir rapor bile hazırladı. Ekonomi ve bilişim dergilerinde konu farklı boyutlarıyla inceleniyor. Ayrıca internette www. endustri40.com adresli bir platform açılarak konuyla ilgili gelişmeler ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Yani biraz da birinci, ikinci ve üçüncü sanayi devrimini kaçırmış olmaktan çıkarılan dersler nedeniyle Türkiye istekli bir şekilde Endüstri 4.0'ı anlamaya ve bir yol haritasıyla bu sürece adapte olmaya çalışıyor. Ali Rıza Ersoy "Şuna gönülden inanıyorum. Çevremizdeki ülkeleri bir düşünün. Bunların hiçbirinde bizim gibi köklü üniversiteler, buralardan yetişmiş kıymetli hocalar yok. Bunların hiçbirinde 70-80 yıl boyunca içşelleştirilmiş bir kapitalizm anlayışı, Gümrük Birliği sayesinde Batı'ya entegre olmuş bir ekonomi, Afrika'nın balta girmemiş ormanlarına gitmeye kalkan girişimci ruhu ve genç nüfus yok. Bizim için Endüstri 4.0 müthiş bir fırsat. İçinde bulunduğumuz, orta-gelir tuzağından çıkmak için de önümüzde bundan daha iyi bir fırsat yok" diyor.
YENİ MESLEKLER ORTAYA ÇIKACAK
Çok değil 10 yıl önce sosyal medya uzmanı diye bir meslek yoktu. Ama bugün bu yeni meslek çok ciddi prim yapıyor. Endüstri 4.0 da yeni mesleklerin ortaya çıkmasına neden olacak. Peki bu meslekler neler olacak?. Öngörülen mesleklerden birkaçı şöyle: Endüstriyel veri bilimciliği, robot koordinatörlüğü, endüstriyel bilgisayar mühendisliği, bulut hesaplama uzmanlığı, veri güvenliği uzmanlığı, şebeke geliştirme mühendisliği, 3D yazıcı mühendisliği, endüstriyel kullanıcı arayüzü tasarımcılığı, giyilebilir teknoloji tasarımcılığı ve şu an adını bilmediğimiz ama yakında ad verilecek yeni meslekler.