ATÖLYE YOL GÖSTERECEK
İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'taki Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleşen programın açılış konuşmasını yapan İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Halis Yunus Ersöz, üniversitenin yönetimi olarak bakış açılarının bütünüyle özgür bir akademik ortamı temin etmek ve öğretim üyelerinin serbestçe üretimde bulanacakları, fiziki ve teknik imkanları sağlamak olduğunu söyledi. Bilimsel bilgi üretimini sağlayacak bir atmesferin ve fonksiyonun üniversitelerde oluşturulması ve sağlanması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ersöz, yaşlılığın giderek önemi artan temel konulardan biri olduğunu vurguladı. Fiziksel ve sağlık problemlerin yaşlılık döneminde başladığını anlatan Ersöz, yaşlılık atölyesinin de yol gösterici olarak önemli bir program olduğunu dile getridi. Ersöz, şunları kaydetti:
''YAŞLILIK BİR SORUN OLARAK GÖRÜLMEMELİ''
"Yaşlılığı bir problem olarak nitelendirmek istemiyorum. Yaşlılık bir sorun olarak görülmemeli ve bir mesele olarak ele alınmalı. Çünkü hepimiz yaşlanıyoruz ve yaşlılık kaçınılmaz bir son. Bunu yaşlılık atölyemizde akademisyenler de mutlaka tartışacak ve ele alacaktır. Dünya da yaşlanıyor, yaşlılık daha çok gelişmekte olan ülkelere doğru yayılıyor. Türkiye genç bir nüfus ancak giderek bizi de yakın bir tehlike bekliyor. Demografik çalışmalar bunu gösteriyor. Veriler bize hızlı bir süreç içinde olduğumuzu belirtiyor. 2012'de 65 yaş üstü nüfus yüzde 7 iken 2023'te bunun yüzde 10'lara çıkması bekleniyor.
Ersöz, Türkiye'de, sağlıklı yaşlanma konusunda bir eylem planı da yapıldığını ifade ederek, ülkede yaşlanma konusunda yapılan çalışmalara değindi. Ersöz, Türkiye ve dünyanın önemli konularından bir tanesinin de yaşlılığın bu meseleyi üniversitelerde ele alması olduğunu dile getridi. Ersöz, "Bu alanla ilgili bilimsel bilgi üretmek ve bu alanda karar alıcılara, politikacılara yön verebilmek, katkı sağlayabilmek üniversitelerin temel görevdir" ifadelerini kullandı.
''İŞBİRLİĞİ ÖNEMLİ''
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı ve Sosyoloji Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. İsmail Coşkun, üretim odaklı çalışmak istedikleri için atölye dizileriyle başlayacaklarını ve bugün başlayan atölyenin ilki olduğunu aktardı. Önümüzdeki dönemlerde tarihsel sosyoloji gibi birçok alanda bir dizi atölye çalışmaları yapacaklarını dile getiren Coşkun, kamuoyu yararına bilgi üretmek istediklerini belirtti. Üretimin işbirliği de doğurduğuna dikkati çeken Coşkun, üretim eksenli işbirliğinin önemli olduğunu anlattı.
Coşkun, üniversitenin bünyesinde yapılan çalışmalara değinerek fakültenin bünyesinde çıkan Sosyoloji Dergisiyle ilgili bilgi verdi. Uluslar arasılaşmayı ciddi bir biçimde hedeflediklerine işaret eden Prof. Dr. Coşkun, Bakanlık, üniversite yönetimin çalışmalarıyla ilgili destek olduklarını belirtti. Coşkun, Batı'ya ve çağdaş olana entegresyon şeklini hedeflemediklerine dikakti çekerek, şöyle konuştu:
"Üretim sürecini güçlü kılmaya ilişkin, Türkiye kamusunun ve insanının kendi sözünü söyleme anlamında bir uluslararasılaşma sözkonusu. Buna imkan ve mecrasını yaratma anlamında epey çabamız var. Yaşlılıkla ilgili bu atölyeyi daha kapsamlı ve düzenli kılmak istiyoruz. İşbirliğiyle bunu uluslararasılaştırarak, 2 sene sonrasına ilişkin toplantıya müteakip hazırlaklarımızı başlatarak, uluslararası zemine taşımak amacımız. Buna Türkiye'nin çok ihtiyacı var. Kendimizi kurmanın yolu, içine kapanmak değil, kendini ifade edecek zemin ve mecraların oluşturulmasıdır. "
''HUZUREVİ EN SON ÇARE OLMALI''
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü İshak Çiftçi, yaşlıların toplumun en önemli zenginlik kaynaklarından biri olduğunu belirterek, onların bir toplumun hem geçmişi hem hafızası hem de kuşaklar arasında bir köprü görevi gördüğünü anlattı. Yaşlanmanın aslında bir sorun olmadığına dikkati çeken Çiftçi, amaçlarının bugünün yaşlıları ve yarının yaşlıları için bakım, sağlık, sosyal hayatta katılım sorunlarını tartışmak ve çözümler üretmek olduğunu vurguladı. Ülke olarak bakım hizmetlerinde hizmet çeşitliğini vatandaşların taleplerine ve günlük yaşamlarına uygun şekilde planmalama çalışmalarının devam ettiğini dile getrien Çiftçi, Bakanlığın yaşlıların bakımı konusunda yaptıkları hizmetlerle ilgili bilgi verdi. Çifti, hayatboyu öğrenme, emekliliğe hazırlık programları, evde destek ve bakım, gündüz bakımevi, rehabilitasyon hizmetleri, kısa süreli yatılılı bakımın ülkede başlatılan çalışmalar olduğunu kaydetti. Huzurevi'nin en son çare olarak başvurulması gerektiğine dikkati çeken Çiftçi, şu açıklamalarda bulundu:
''AİLE ORTAMINDA HAYAT SÜRDÜRMELİLER''
"Bakanlığımızda da yaşlılarımızın kendi aile ortamlarında hayatlarını sürdürmelerini öncelikli olarak destekliyor ve bu politikayı benimsiyoruz. Yeni başlattığımız modeli, kendi toplumumuza uygun olsun diye uğraşıyoruz. Gündüzlü bakım hizmetleri başlatıyoruz. 2016 yılı hizmetlelerine bu projeyi koyduk. Modern hayatın getirdiği zorunluluktur. Büyükşehirlerde ihtiyaç olan mahallelerde, cep merkezi, kreş gibi merkezler yapmayı planlıyoruz. Yaşlınız veya engelliniz varsa, sabah işinize giderken bu merekze bırakırsınız, akşama kadar ona bakılır akşam eve döndüğünüzde eve görütürseniz. Hiç olmazsa bağınızı kesmez, gece hizmetinizi görürsünüz. Sabah yine gelir bırakırsınız bizim kültürümüze uygun olan budur."
Bakanlığın çalışmalarının uluslararası düzeyde olduğunu belirten, sözlerini şöyle sürdürdü:
"157 bin 60 yaşüstü vatandaşımıza ağır engelli, bakıma muhtaç olduğu için evde bakım yardımı yapıyoruz. Bu anlamda Bakanlığımıza büyük işler düşüyor. Bugün itibariyle 352 huzurevimiz var 129'u bize ait. Bakanlığımıza bağlı ve tüm huzurevlerinde 22 bin üzerinde büyüğümüz hizmet alıyor. Devletimiz geçmişte sadece ekonomik, sosoyol yoksunluk içinde bulunan yaşlılara hizmet veririken, bugün bakım ve rehabilitasyon hizmetlerinin yanı sıra yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik hzimetler de vermeye başlamıştır. Bu yaşlılık atölyesi çalışması da bilim insanlarının kurumsal çalışma yapan, alana değerli katkılar sağlayacağına inandığımız bir çalışmadır."
Açılışın ardından başlayan oturumda yaşlılık, yaşlanma ve demografi konusunda önemli çalışmaları bulunan akademisyenler sunum yaptı. Oturum Başkanı Prof. Dr. Esin Küntay'ın gerçekleştirdiği oturumda, İstanbul Bilgi Üniversitesi Prof. Dr. Alan Duben, "Yaşlılık ve Kuşaklar: Disiplinlerarası Yaklaşımlar", Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Banu Akadlı Ergöçmen, "Türkiye'nin Demografik Dönüşümü ve Yaşlanma", Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. İlhan Tomanbay, "Yaşlılık ve Güncel Sosyal Hizmet Uygulamaları" ve Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. İsmail Tufan, "Yaşlanan İnsanın ve Toplumun Bugünü ve Geleceği:Gerontolojinin Ödevleri ve Müdahale Olanakları" başlıklı konularla ilgili sunum gerçekleştirdi.
"Yaşlılık Atölyesi", İstanbul Türkiye'de yaşlılık ve yaşlanma alanında çalışan akademisyenleri, kamu kurum ve kuruluşlarını, STK'ları ve özel sektör çalışanlarını bir araya getirerek yaşlılık meselesini çeşitli boyutları ile ele almayı amaçlıyor. Program yarın da devam edecek.