DİYABETES MELLİTUS NEDİR?
Diyabetes Mellitus açlık plazma glukozunun yüksek bulunmasıdır. Teşhis koymak amacıyla yapılan testlerde şu durumlardan biri varsa tanı konulur: 1. Açlık plazma glukozu 126 mg/dl ve üstünde ise 2. Günün herhangi bir saatinde ölçülen rastlantısal plazma glukozunun 200 ve üstünde çıkması(kilo kaybı, ağız kuruması, çok su içme ve sık idrara çıkma gibi şikayeti olan bir kişide)3. Şeker yükleme testinin 2. Saatinde ki plazma glukozunun 200 ve üstünde tespit edilmesi.
DİYABETİN SEMPTOMLARI NELERDİR?
Kilo kaybı, çok su içme, sık idrara çıkma en bilinen şikayetlerdir. Hiçbir şikayete neden olmadan da diyabet tanısı konulabilir. Gözlerde bulanıklık, ayaklarda uyuşma olabilir. Ancak ani bir kalp krizi ya da beyin kanaması ile de kendini gösterebilir.
ÜLKEMİZDE DİYABET SIKLIĞI NE KADARDIR?
Ülkemizde 2000 yılında yapılan TURDEP-I çalışmasında diyabet görülme oranı %7 iken 2010 yılında TURDEP-II çalışmasında bu oran %13.7 ye yükselmiştir, 2019 yılı için bu oranının daha fazla olduğunu tahmin ediyoruz.
KİMLER DİYABET RİSKİ ALTINDADIR?
Birinci derece akrabası diyabetik olanlar, şişman olanlar, hipertansiyonu olanlar, 45 yaşını geçmiş olanlar, hareketsiz yaşam tarzı olanlar, sağlıklı bireylere göre daha fazla diyabete yatkındır.
DİYABETİN VÜCUTTA YAPTIĞI HASARLAR NELERDİR?
Özellikle büyük ve küçük damarların etkilendiği diyabette etkilenen damar yapılarına göre vücutta farklı hasarların oluşmaktadır. Kalp krizi, beyin kanaması, bacaklarda kangren, böbrek yetmezliği, körlük, bacaklarda hissizlik, uyuşma bunlardan bazılarıdır.
HASTALAR KAN ŞEKERİNİN AYARLANMASI AÇISINDAN BAŞARI SAĞLAYABİLİYOR MU?
Diyetine uyan, egzersizini yapan, ilaçlarını düzenli kullanan hastalar büyük ölçüde hedef değerlere yaklaşıyor. Ancak bu çok sınırlı. Tedavi olan/olduğu düşünülen hastalarda yine ülkemizde yapılan TEMD çalışması verilerine göre ideal kan şekeri ayarları maalesef son derece düşük oranlardadır
BEDENİMİZDE BU KADAR TAHRİBAT YAPAN HASTALIK ÜLKEMİZ EKONOMİSİNE NE KADAR TAHRİBAT YAPMAKTADIR?
Diyabet hem hasta için hem ülke ekonomisi için tahribat yapan bir hastalıktır. Bu konudaki verilere bakarsak ülkemizde ve dünyada sağlık harcamalarının ¾ ünden fazlasını bulaşıcı olmayan kronik hastalıklar başka bir değiş ile yaşam stili ilişkili hastalıklar oluşturuyor. Bu hastalıkların başında da şüphesiz diyabet geliyor. Her yıl ülkemizde diyabet ilaçlarına harcanan tutar 1 milyar TL nin üzerindedir. Ancak bu buz dağının görünen yüzüdür. Çünkü yapılan farmakoekonomik çalışmalar, diyabet ilaç harcamalarının toplam diyabet hastalığı harcamalarının sadece %15 i civarında olduğunu gösteriyor. Bu harcamalar içinde en büyük payı ise, diyabet hastalığı iyi yönetilmediği takdirde oluşan komplikasyonlar ve hastanecilik harcamaları oluşturuyor. Özetle, diyabetin iyi yönetilmemesi durumunda sürekli olarak ülke ekonomisine getirdiği yükün miktarının, üçüncü köprü, şehir hastaneleri ya da İstanbul Havalimanı gibi dev yatırımların da üzerinde olduğunu görüyoruz.