Mağrib'in iç kısmında oturan ve Berberî kabilelerinden biri olan Sanhâce kabilesine mensuptur. Muhtemelen 509 (1115) yılında doğdu. Babası ölünceye kadar terzi çıraklığı yapan Abbas, İbnü's-Sellâr tarafından ordu kumandanlığına getirildi. Bu sırada Halife Zâfir, İbn Mesâl'i (ابن مصال) vezir tayin edince, İbnü's-Sellâr isyan ederek Kahire'ye yürüdü; bunun üzerine halife vezirliği kendisine vermek zorunda kaldı (10 Aralık 1150).
Bu karışıklıklar sırasında tarih sahnesine çıkan Abbas, Sudan'a kaçan İbn Mesâl'in takibine memur edildi. Yapılan savaşı kaybeden İbn Mesâl öldürüldü. Amacı üvey babasını bertaraf edip onun yerine vezir olmaktı. Bunun için oğlu Nasr'ı gizlice Kahire'ye gönderdi; o da halifenin iznini alarak İbnü's-Sellâr'ı öldürdü (20 Ağustos 1153).
Bu gelişmeler üzerine Kahire'ye dönen Abbas, böylece Fâtımî veziri oldu. Ancak Üsâme b. Münkız'ın gayretiyle aradaki soğukluk giderildi ve bu defa halifenin öldürülmesi kararlaştırıldı. Bir davet sırasında Halife Zâfir, Nasr'ın evinde öldürüldü (16 Nisan 1154). Bu cinayetten halifenin yakın akrabalarını sorumlu tutan Abbas, haksız yere birçok kişiyi öldürttü. Öldürülen halifenin küçük yaştaki oğlunu "el-Fâiz-Binasrillâh" unvanı ile tahta çıkardı. Saray erkânı da Münyetü Benî Hasîb'de bulunan Talâi' b. Rüzzîk'e mektup yazarak acele yardım istedi. Kûs Valisi Nâsıruddevle Yâkut'un da desteğini sağlayan Talâi', süratle Kahire'ye doğru harekete geçti. Ordunun ve kumandanların büyük bir kısmının kendi tarafına geçmesi üzerine Kahire'ye girdi ve halife tarafından vezir tayin edildi (3 Haziran 1154).
Abbas, oğlu Nasr ve Üsâme b. Münkız, kendilerine sadık kalan kuvvetlerle birlikte Eyle yoluyla Suriye'ye kaçtılar. Bunun üzerine Haçlılar'a haber gönderilerek Abbas ile Nasr'ın yakalanıp teslim edilmesi halinde kendilerine para verileceği vaad edildi. Haçlılar, kendi topraklarından geçmekte olan Abbas ve yanındakilere baskın yapıp Abbas'ı ölü, Nasr'ı da sağ olarak ele geçirdiler (23 Rebîülevvel 549 / 7 Haziran 1154).
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi