Abdullah-ı Şettari kimdir?

Hakkındaki bilgiler daha çok Gulâm Server-i Lâhûrî'nin Hazînetü'l-asfiyâ'ına dayanmaktadır. Hemedâniyye tarikatının Ali el-Hemedânî'den, Kādiriyye tarikatını Şeyh Abdülvehhâb'dan aldı. Hazînetü'l-asfiyâ'a göre Şehâbeddin es-Sühreverdî'nin soyundan gelen Abdullah, Tayfûriyye tarikatı şeyhlerinden Muhammed Ârif'e intisap etti. Şeyhi ona Şettârî (veya Şettâr) lakabını verdi; hırka giydirerek tarikatı yayması için Hindistan'a gönderdi. Abdullah-ı Şettârî önce Hindistan'ın Bankipûr şehrine, sonra Kanpûr'a gitti ve orada büyük bir üne kavuştu. Bir süre sonra Câlûh'a geldi; Câlûh hükümdarının başşehir Mend'de kendisine tahsis ettiği bir yere yerleşerek tarikatını yaymaya başladı. Nüzhetü'l-ḫavâṭır müellifinin Gülzâr-ı Ebrâr'dan naklettiğine göre 832'de (1428-29) Mend'de vefat etti. Değişik şekillerde kaydedilen tarikat silsilelerinin hepsi Bâyezîd-i Bistâmî'ye ulaşır. Abdullah-ı Şettârî'nin meşrebi, tasavvufta üç genel temayülü ifade eden tarîk-i ebrâr, tarîk-i ahyâr, tarîk-i şettârdan sonuncusudur. Bu yol aşk, vecd ve cezbeyi esas alır. Kendisine "pîr-i tarîkat", "sâhib-i tarîkat" denilmekle birlikte Şettâriyye tarikatı daha önce de mevcuttu. Nitekim bazı kaynaklarda şeyhi Muhammed Ârif'e Şettârî lakabı verilmektedir. Kendisinden önce genel bir tasavvufî tavır ifade eden Şettâriyye, Abdullah-ı Şettârî tarafından özel bir tarikat olarak kurulmuş olmalıdır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA