Bistami Abdurrahman b. Muhammed kimdir?

Antakya'da doğdu. İslâmî ilimlerde yetişmek arzusuyla çeşitli ilim merkezlerini dolaştı. M. Smith, kaynak göstermeksizin, Bistâmî'nin 803'te (1401) Halep'in Timur tarafından yağmalanmasını görmüş olabileceğini belirtir (EI2 [Fr.], I, 1286). Daha sonra Kahire'ye giden Bistâmî dinî ilimlerin yanı sıra simya, tıp, tarih gibi alanlarda kendisini yetiştirdi. O dönemde Osmanlılar'ın en önemli ilim ve kültür merkezi olan Bursa'ya ne zaman gittiği belli değildir. Burada, ilim adamlarını himaye etmekle tanınan II. Murad'ın ilgi ve teveccühünü kazandı; bazı eserlerini ona ithaf etti ve bu şehirde öldü.

Taşköprizâde, Abdurrahman Bistâmî'yi "(Bâyezîd-i) Bistâmî meşrepli, Hanefî mezhebinden ve Antakya doğumlu" diye tanıttıktan sonra onun hadis, tefsir ve fıkıhta âlim, harf ve isimlerin hassaları ve cifr konularında ârif olduğunu, Bursa'da tanıştığı Molla Fenârî'den Arap dili ve edebiyatı alanlarında çok faydalandığını söyler (eş-Şeḳāʾiḳ, s. 46).

Eserleri. 1. el-Fevâʾihu'l-miskiyye fi'l-fevâtihi'l-Mekkiyye. II. Murad'a ithaf edilen eser ansiklopedik bir çalışma olup Bistâmî'nin en önemli eseridir. Kâtib Çelebi, 100 kadar ilmin tanıtıldığı eserde o güne kadar hiç duyulmamış "garip ve acayip bilgiler" verildiğini, şer'î ve Arabî ilim dallarının gösterildiğini belirterek Bistâmî'yi ilimler ansiklopedisi (mevzû'atü'l-ulûm) tarzında eser veren en önemli müellifler arasında gösterir (Keşfü'z-zunûn, II, 1905). Eserin 85. babından, müellifin Fevâʾiḥ'i 805 (1402) yılında hazırlamaya başladığı ve çalışmasını 844'e (1440) kadar sürdürdüğü anlaşılmaktadır. Aynı yerde eser hazırlanırken faydalanılan kaynakların bir listesi de verilmiştir. Mecdî, Bistâmî'nin bu değerli çalışmasının tamamlanmamış olduğunu söyler (Şekāik Tercümesi, s. 68). Eserin Türkiye'de (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 688, Ayasofya, nr. 4160; Nuruosmaniye Ktp., nr. 2519/20) ve Türkiye dışında (bk. Brockelmann, GAL, II, 300; Suppl., II, 324) birçok yazma nüshası bulunmaktadır. 2. Menâhicü't-tevessül fî mebâhici't-teressül. Bistâmî'nin en çok tanınan eseridir. Harflerin sihrî fonksiyonlarına dair olan eser kırk altı "latîfe" halinde tertip edilmiş olup her latîfede bir "sır" incelenerek bunlara birer "nükte" ve "hikâye" eklenmiştir. Mecdî'nin, "yolunu şaşırmışları hidayete kavuşturmak ve feleğin kahrına uğramış zavallıları mutluluk, talih, şan ve şerefe ulaştırmakta eşi bulunmaz bir kaynak" olduğunu söylediği (Şekāik Tercümesi, s. 68) bu eser Selâhaddin Safedî'nin Cinânü'l-cinâs'ı ile birlikte basılmıştır (İstanbul 1299). 3. Şemsü'l-âfâk fî ʿilmi'l-hurûfi ve'l-evfâk (Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 527). 4. Miftâhu'l-cifri'l-câmiʿ (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2812/3). 5. el-Edʿiyetü'l-müntehabe ve'l-edviyetü'l-mücerrebe (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 377). 6. Reşhu ʿuyûni'l-hayât fî şerhi fünûni'l-memât (Süleymaniye Ktp., Şehit Ali Paşa, nr. 1204). 7. Harâʾidü'l-mülûk fî ferâʾidi's-sülûk. İki babdan oluşan eserin birinci babında faziletli olmanın yöneticilikteki önemi, ikinci babında Hızır ile İlyâs hakkındaki rivayetlerde görülen çelişkinin giderilmesi üzerinde durulmuştur. Kâtib Çelebi eserin Kadı Hızır b. İlyâs'a ithaf edildiğini söyler (Keşfü'z-zunûn, I, 701). Bu zat Bistâmî gibi tahsilini Mısır'da yaptıktan sonra Bursa'ya yerleşen, orada müderrislik ve kadılık yapan Hızır Şah Efendi (ö. 853/1449) olabilir (Taşköprizâde, eş-Şeḳāʾiḳ, s. 95-96). 8. ed-Dürer fi'l-havâdis ve's-siyer. Hz. Peygamber'in vefatından başlayarak 700 (1301) yılına kadar cereyan eden önemli olayların kronolojik olarak anlatıldığı bir tarih kitabıdır (Keşfü'ẓ-ẓunûn, I, 750-751). 9. Nazmü's-sülûk fî tevârîhi'l-hulefâʾ ve'l-mülûk. Hicretten başlayıp 806 (1404) yılına kadar vuku bulan başlıca tarihî olaylar hakkında kısa bilgiler ihtiva eder (Keşfü'ẓ-ẓunûn, II, 1963). 10. Miftâhu esrâri's-saʿâde fî ʿâlemi'l-gayb ve'ş-şehâde. Allah'ın isimlerinin gizli anlamlarına dairdir. Bir mukaddime ile iki "kitab" ve bir hâtimeden meydana gelen eser 828'de (1425) telif edilmiştir (Keşfü'ẓ-ẓunûn, II, 1759). 11. Reşḥu eẕvâḳı'l-ḥikmeti'r-rabbâniyye fî şerḥi evḳāti'l-Lümʿati'n-nûrâniyye. Bûnî'nin hurûf* ve havas ilmi*ne dair el-Lümʿatü'n-nûrâniyye adlı eserinin şerhidir. Bu, Brockelmann'ın Auraq al-hikma arrabbanıya fı šarḥ al-lumʿa an-nuranıya (Süleymaniye Ktp., Yenicami, nr. 785) adıyla kaydettiği (GAL, II, 300) eser olmalıdır. Müellif kendi ifadesine göre Bûnî'nin el-Lümʿa'sını 807 (1405) yılında Mısır'da İzzeddin Muhammed b. Cemâa'dan okumuş, şerhi ise 841'de (1437) tamamlamıştır (Keşfü'ẓ-ẓunûn, II, 1566). 12. el-Fevâʾidü's-seniyye. Nevevî'nin Tehzîbü'l-esmâʾ adlı eserinin telhisidir (Keşfü'ẓ-ẓunûn, I, 514). 13. Kimyâʾü's-saʿâdeti'r-rabbâniyye ve simyâʾü's-siyâdeti'r-rûhâniyye. Bûnî'nin ilâhî isimlerin anlamlarına dair bir eserinin şerhi olup 820'de (1417) telif edilmiştir (Keşfü'ẓ-ẓunûn, II, 1033). Kâtib Çelebi, Bistâmî'nin adı geçen eserlerinin dışında ayrıca çoğu hurûf ve havâs ilmine, tasavvuf, tıp ve tarih konularına dair otuza yakın eserini kaydeder (Türk ve dünya kütüphanelerindeki yazma nüshaları için bk. Brockelmann, GAL, II, 300-301; Suppl., II, 323-324).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA