Cantacasın kimdir?

Muhtemelen Rum kökenli bir İtalyan olup asıl adı Theodoro Spandoni'dir (Spandugino, Spandugnino). Cantacasin lakabı annesinin mensup bulunduğu, Bizans'ın bir imparator (VI. Ioannes [1347-1355]) çıkaran ünlü Kantakuzenos ailesinden kaynaklanır. Kitabının İtalyanca aslında İstanbullu olduğu ve bu imparator soyundan geldiği belirtilmektedir. İstanbul'un fethinden (1453) sonraki yıllarda kardeşi Alessandro buraya yerleşerek ticaretle uğraşmaya başlamış, fakat 1499'da Venedik Cumhuriyeti ile Osmanlı Devleti arasında savaş çıkınca gözaltına alınarak mallarına el konmuş ve bu arada üzüntüsünden ölmüştür.

1502'de kardeşinin mallarını geri almak için İstanbul'a giden Cantacasin Venedik'e döndükten sonra bir süre ticaretle uğraştı. Venedik ile Fransa arasındaki ilişkilerin bozulması üzerine Fransız elçisinin yakın dostu olduğu ileri sürülerek Fransa'ya sürgüne gönderildi. Cantacasin buradan Roma'ya gitti ve Papa X. Leon'u (1513-1521) Osmanlılar'a karşı bir Haçlı seferi açması için ikna etmeye çalıştı; ancak başarılı olamadı. Oldukça ayrıntılı bilgi verdiğinden dolayı 1526'da Mohaç Muharebesi'ne katıldığı sanılır. Kanûnî Sultan Süleyman'ın Viyana Kuşatması'ndan (Ekim 1529) az sonra İstanbul'a gidip Osmanlı Devleti ve Türkler'e dair bilgiler topladı. İtalya'ya döndüğünde Toscana bölgesine geçerek Floransa'nın 50 km. uzağındaki Lucca'ya yerleşen Cantacasin'in 1538'den sonra doksan yaşlarında burada öldüğü tahmin edilmektedir.

Cantacasin İstanbul'a yaptığı birinci seyahatinin arkasından yazdığı Türkler hakkındaki kitabının 1519'da yayımlanan Fransızca tercümesinde, bu eseri kardeşinin mallarını kurtarmak için gittiği İstanbul'da hazırladığı ve bu hususta Osmanlı Devleti'nin ileri gelenlerinden iki kişinin kendisine yardımcı olduğu bildirilmektedir. Kitabın yeni baskısını yapan Ch. Schefer'e göre bu iki kişi Mesih Paşa (ö. 1501) ile Hersekzâde Ahmed Paşa'dır (ö. 1517). Ancak bu tahminlerden Mesih Paşa ile ilgili olanı doğru değildir. Çünkü Cantacasin İstanbul'a bu vezirin ölümünden sonra gitmiştir.

Schefer, Cantacasin'in yazdığı Dell'origine e costumi dei Turchi adlı kitabın yazma bir nüshasının Fransa'da Montpellier Üniversitesi'nin Tıp Fakültesi Kütüphanesi'nde bulunduğunu (MS, nr. 389) bildirmektedir. Bu eserin Balarin de Raconis tarafından yapılan Fransızca tercümesinin iki yazması yine Schefer'in bildirdiğine göre Paris'te Bibliothèque Nationale'de (nr. 5640, 14.681), bir üçüncüsü de Chantilly'de Duc d'Aumale Kütüphanesi'ndedir. Fransızca tercüme eserin İtalyanca aslından otuz yıl önce (1519) yayımlanmıştır; dolayısıyla bunun içinde Cantacasin'in sonradan yazdığı zeyil yoktur. Schefer'in tesbitine göre bu baskının bilinen tek nüshası Chantilly Kütüphanesi'ndedir. Daha sonra aynı tercüme Etienne Denise tarafından 1556'da tekrar basılmıştır. Bu ikinci baskının sonuna, aynı yıl N. Moffan tarafından Latince olarak yazılan ve Paris'te basılan Kanûnî Sultan Süleyman'ın büyük oğlu Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi hakkındaki bir metnin Fransızca'ya tercüme edilerek eklendiği görülmektedir.

Kitabın orijinal İtalyanca metni iki defa basılmıştır. İlk baskı Theodoro Spandugnino della casa regale de Cantacusini, ...delle historie et origine de principi di Turchi, ordine della corte, loro rito et costumi... (Kantakuzenos hânedanından Theodoro Spandugnino'nun Türkler'in tarihi ve hükümdarlarının menşei ile saraylarının nizamı, örf ve âdetleri hakkında...) başlığını taşımaktadır (Lucca 1550). İkinci baskı ise bir yıl sonra daha değişik bir biçimde ve metni biraz farklı olarak Floransa'da yapılmıştır. İtalyanca baskılarda, Cantacasin'in 1538'de kitabının sonuna eklediği, Mısır'da Ahmed Paşa'nın (Hain) isyanından (1524) V. Charles'ın Cezayir seferine (1535) kadar geçen dönemi içine alan bir zeyil de yer almaktadır. Yazma nüshası Paris'te Bibliothèque Nationale'de bulunan bu zeyilde Safevî Hükümdarı Şah İsmâil ile oğlu Şah Tahmasb'a da birkaç sayfa ayrılmıştır.

Eserin Fransızca tercümesinin Schefer tarafından hazırlanan yeni baskısı Petit traicté de l'origine des Turcqz adıyla 1896 yılında Paris'te yapılmıştır. Bu baskıda metne Schefer'in çok âlimane bir üslûpla, fakat metotsuz, çapraşık ve zor anlaşılır biçimde yazdığı yetmiş yedi sayfalık bir önsöz ile çeşitli notlar ve F. Antoine Geuffroy'un (Geuffré) ilk baskısı 1542'de yapılan Description de la court du Grand Turc adlı kitabından alınan Türkler'in fetihlerine dair bir bölüm de eklenmiştir.

Schefer'in yayımladığı şekliyle Cantacasin'in kitabı iki bölümden meydana gelmektedir. Bunların birincisi, Osmanlılar'ın tarih sahnesine çıkışlarından II. Bayezid devrinin sonlarına doğru 1510 yılına kadar geçen olayları anlatan özet halinde bir tarihçedir (s. 1-55). Çok daha geniş olan ikinci kısımda ise (s. 55-264) Osmanlı devlet idaresi ve saray düzeni hakkında bilgiler verilmiştir. Türkçe ad ve unvanlar çok bozuk bir imlâ ile Rumca'yı andırır biçimde yazılmış olmakla beraber (meselâ casnatarbassi=hazinedarbaşı, spacoillains=sipahioğlanı, sillictarbassi=silâhdarbaşı ve allophasotbassi=ulûfecibaşı gibi) kitabın bu kısmı konu itibariyle daha önemlidir. Bu bölümde önce devlet teşkilâtındaki bütün makamlarla saray hizmetlileri hakkında kısa bilgiler verilmiş, daha sonra kıyafetler, oruç, hac, kadılar, dinî görüşler, nikâh, sünnet, okul, kurban gibi konular üzerinde durulmuştur. En sonda da Türkler'in yiyecekleri, cenaze törenleri, mezarları vb. hakkında açıklamalar yapılarak XVI. yüzyıl başlarındaki Türk hayatı bir yabancının görebildiği kadarıyla Batı insanına anlatılmaya çalışılmıştır.

Cantacasin'in kitabı, Schefer'in bol hâşiyelerine rağmen yeniden işlenmesi gereken önemli bir kaynaktır. Fransa ve İtalya'daki bütün yazma ve basma nüshalar gözden geçirilerek hazırlanacak tenkitli bir baskı, Osmanlılar'ın erken dönemlerinde Türk devlet teşkilâtı ile günlük hayatın Batılılar tarafından nasıl görüldüğünü ortaya koyacaktır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA