Ebü'l-Ala el-Hemedani Kimdir?

14 Zilhicce 488 (15 Aralık 1095) tarihinde Hemedan'da doğdu. Attâr lakabının kendisine hangi sebeple verildiği kesin olarak bilinmemektedir. Ancak babasının ticaretle uğraştığı dikkate alınarak bunun aileden gelme bir lakap olduğu söylenebilir.

Ebü'l-Alâ yedi yaşlarında Kur'an'ı ezberledikten sonra başta Abdurrahman b. Hamd ed-Dûnî olmak üzere Hemedan'da bazı âlimlerden hadis okumaya başladı. Daha sonra tahsilini ilerletmek için Bağdat, İsfahan, Nîşâbur ve Vâsıt gibi ilim merkezlerine çeşitli seyahatler yaptı; bu arada hac maksadıyla Mekke'ye gitti. Bağdat'ta Ebü'l-Kāsım b. Beyân, Ebû Ali b. Nebhân ve Ebû Ali b. Mehdî'den, İsfahan'da Ebû Ali el-Haddâd ve Mahmûd el-Eşkar'dan hadis okudu. Horasan'da Muhammed b. Fazl el-Furâvî'den Sahîh-i Müslim'i dinledi. Hadis ilmi yanında kıraat tahsiline de ağırlık vererek İsfahan'da kendisinden hadis okuduğu Ebû Ali el-Haddâd'dan birçok rivayetleriyle kıraat öğrendi. Bağdat'ta meşhur kıraat âlimleri Ebû Abdullah el-Bâri' ve Ebû Bekir el-Mizrafî, Vâsıt'ta Ebü'l-İz el-Kalânisî'den faydalandı. Onu bir hadis otoritesi kabul eden Zehebî, bununla birlikte kıraat ilmindeki yerinin daha üstün olduğuna işaret eder. İbnü'l-Cezerî ise kendisini Ebû Amr ed-Dânî (ö. 444/1053) ile mukayese etmiş, Ebû Amr'ın eserleri daha yaygın olmakla beraber Ebü'l-Alâ'nın kıraat ilmine dair daha çok şey bildiğini söylemiştir.

Ebü'l-Alâ, maddî durumu çok iyi olmakla beraber eline geçen parayı biriktirmeyip talebelerinin ihtiyaçlarına harcar, bu sebeple de zaman zaman borçlanırdı. Vefat ettiği zaman evi satılarak borçları ödendi. Derin ilmi yanında güzel ahlâkı ve cömertliğiyle etrafının sevgi ve saygısını kazanan Hemedânî'nin koyu bir Hanbelî oluşu, Mu'tezilî çevreler tarafından bile kendisine saygı duyulmasına engel teşkil etmedi.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi


BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA