Ebü'l-Anbes es-Saymeri Kimdir?

213 yılı Ramazan ayında (Kasım 828) Kûfe'de doğdu. İyi bir tahsil gördükten sonra Basra'nın bir nahiyesi olan Saymere'ye kadı tayin edildi. Bu sebeple Saymerî nisbesiyle anılır. Devrinin birçok şairini hicvetmesiyle tanındı. Şiir kabiliyeti sayesinde Abbâsî Halifesi Mütevekkil-Alellah'ın (847-861) nedimi olarak sarayda kaldı. Bu arada Mütevekkil'in müneccimliğini de yaptı. Daha sonra halife olan Mu'temid-Alellah'ın (870-892) himayesini gördü. Mütevekkil ile Mu'temid arasındaki dönemde onun yine sarayda kalmış olması muhtemeldir. Sarayda pek çok kişiyi hicvettiği için başta vezirler olmak üzere birçok kimse kendisinden çekinirdi. Asıl şöhretini Mütevekkil'in huzurunda Buhtürî'yi hicvetmekle sağladı. Bunun üzerine Mütevekkil kendisini 1000 dirhemle mükâfatlandırdı. Muhtemelen bu sebeple sarayla Buhtürî'nin arası açıldı. Ebü'l-Anbes Bağdat'ta öldü ve doğduğu yer olan Kûfe'de defnedildi.

Ebü'l-Anbes sarayda anlattığı eğlendirici hikâyeler, ustaca taklitleri ve şiirleriyle dikkatleri üzerine çekmesini bildi. Davranışlarını halifenin fikirlerine ve duygularına göre ayarlar, bunu yaparken de çok defa açık saçık ifadeler kullanarak çeşitli tipleri tasvir ederdi. Kaynakların ifadesinden anlaşıldığına göre Saymerî bu konuda kendisini tamamen serbest kabul etmiş ve bu arada Kitâbü'l-Kavvâd adında bir de eser yazmıştır. Şiirlerinin pek azı günümüze kadar gelebilmiştir. Bunlar arasında Buhtürî, Ahmed b. Müdebbir, Tabbâh el-Mu'temid hakkındaki hicviyeleri, Mütevekkil ile Mu'temid'in veziri ve Mu'tez-Billâh'ın kâtibi olan Hasan b. Mahled hakkındaki methiyeleri sayılabilir. Bir şiiri de hikmetli sözle ilgilidir. Charles Pellat onun edebî üslûbunda Câhiz'in tesirinin görüldüğünü söyler. Bosworth ise başkalarının çalışmalarını kendine mal etmiş olabileceğini ileri sürer.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi


BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA