Hibri Ali Efendi kimdir?

Kütahya'da doğdu. Babasının adı Mustafa, dedesinin Pîr Mehmed olup Bülbülzâde lakabı ve Kütahyevî nisbesiyle de anılır. Hayatı hakkında yeterli bilgi yoktur. Tahsilini tamamladıktan sonra kendi isteğiyle Eğriboz adasının güneyindeki Kızılhisar (Karistos) kasabasına yerleştiği ve orada vefat ettiği nakledilir. Ölüm tarihi bazı kaynaklarda 1072 (1662) olarak verilmişse de (Hediyyetü'l-ʿârifîn, I, 760; Kehhâle, VII, 241) bu doğru değildir. Hediyyetü'l-Hibrî adlı eserinin sonunda kitabını 1083 (1672) yılında tamamladığını belirttiğine göre Bursalı Mehmed Tâhir'in verdiği tarih (1080/1670'ten sonra) isabetli olmalıdır (Osmanlı Müellifleri, I, 279).

Özellikle fıkıh ve kelâm sahalarında geniş bir birikime sahip bulunan müellif, döneminin genelde ders verme faaliyetine önem verip eser yazmayan diğer âlimlerin aksine muhtelif kitaplar kaleme almıştır. Çeşitli konulardaki hacimli eserlerinin incelenmesinden, Hibrî'nin sağlam bir medrese kültürü aldığı ve dinî konularda halkın daha fazla bilgilendirilmesi için büyük çaba sarfettiği anlaşılmaktadır. Ali Hibrî Efendi ilmihal türünde eserlere ağırlık vermiş, ayrıca bazı Arapça eserleri de Türkçe'ye çevirmiştir. Öte yandan eserlerinde ele aldığı konuları etraflı bir şekilde inceleme metodunu tercih etmiş, bazı eserlerini daha sonra genişletmiş ve şerhetmiştir.

Eserleri. 1. Hadîkatü'l-fukahâ fi'l-fetâvâ. Müellif bu eserini Telhîsü'l-fetâva adıyla şerhetmiştir. Bursalı Mehmed Tâhir, bu şerhin beş cilt halindeki bir nüshasının Manastır Kütüphanesi'nde bulunduğunu kaydeder (a.g.e., I, 279). İsmâil Paşa'nın el-Evfâ fî telhîsi'l-Fetâvâ adıyla kaydettiği eser de (Hediyyetü'l-ʿârifîn, I, 760) bu olmalıdır. 2. el-ʿUḳūdü'd-dürriyye fî şerḥi Ferâʾiżi'l-Ḥibriyye. Müellifin ferâizle ilgili olarak telif ettiği metin üzerine yaptığı Arapça bir şerhtir (Beyazıt Devlet Ktp., Beyazıt, nr. 2640). 3. Zuhrü'l-âhire. İbrâhim el-Halebî'ye ait Mülteḳa'l-ebḥur'un genişletilmiş Türkçe bir tercümesi olup çeşitli yazma nüshası bulunmaktadır (meselâ bk. Süleymaniye Ktp., Serez, nr. 945; Beyazıt Devlet Ktp., Beyazıt, nr. 7884). 4. Münyetü'l-âbidîn. Molla Fenârî'nin Şürûṭü'ṣ-ṣalavât adıyla tanınan birkaç varaklık risâlesinin Türkçe şerhidir. Tahâret ve namaz konularını içeren eser bir mukaddime, on yedi bab ve bir hâtimeden oluşmaktadır (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 949). 5. el-Minhâcü'l-Muḥammedî ve'ṭ-ṭarîḳu'l-Aḥmedî. İslâm dininin esaslarıyla ilgili Arapça bir eserdir (Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 1926). Genel dinî bilgileri ve Ehl-i sünnet akaidini ihtiva eden eser üzerine müellifi tarafından Hediyyetü'l-Hibrî fî tercemeti'l-Minhâci'l-Muhammedî adıyla Türkçe bir şerh yazılmıştır. İlk bölümlerinde şer'î deliller, akıl, taklit ve bid'at kavramlarına yer verilen şerhte dokuzuncu bölümde Sünnî akaid bahisleri, daha sonraki bölümlerde tahâret ve namaz gibi konular, son bölümde ise ahlâkî meseleler ve insanî hasletler anlatılmaktadır (müellif hattı nüshası için bk. Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 581). 6. Zuhrü'l-masîr. Akaid konularını açıklayan Türkçe manzum bir risâledir (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1077/2, vr. 67-107). 7. Şifâü'l-ebdâni'l-merdâ fî sırri menâfii'l-Kur'âni'ş-şerîf ve'l-esmâi'l-hüsnâ. ed-Dürrü'n-naẓîm ve el-Berḳu'l-lâmiʿ gibi Kur'an âyetlerinin faziletine dair kitaplardan faydalanılarak hazırlanmış Türkçe bir eserdir. Esmâ-i hüsnâyı ihtiva eden âyetlerin okunması halinde bunların hastalıkları iyileştireceği hususunu ele alan eser bir mukaddime ile iki bölümden oluşmaktadır. Kitabın sonuna Hz. Peygamber'in bazı duaları eklenmiştir (birçok yazma nüshası arasında bk. Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 178; Şâzelî Tekkesi, nr. 99; Beyazıt Devlet Ktp., Beyazıt, nr. 1272). 8. Fevâid-i Hibriyye. Veba ile ilgili Türkçe bir risâledir (Süleymaniye Ktp., Serez, nr. 2757). 9. Tuḥfetü'ṭ-ṭullâb. Arapça küçük bir risâledir (Âtıf Efendi Ktp., nr. 2515).

Ali Hibrî Efendi'ye ayrıca Zübdetü'l-fiker fî ziyâreti seyyidi'l-beşer, hac menâsikine dair Nebzetü'l-menâsik ve Şerh-i Hadîs-i Erbaîn adlı eserler nisbet edilmektedir (Osmanlı Müellifleri, I, 279).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA