Hüseyin Vassâf kimdir ?

8 Mart 1872'de İstanbul Aksaray'da doğdu. Hayatı hakkında bilinenler Sefîne-i Evliyâ-i Ebrâr'ın sonunda verdiği bilgilere dayanmaktadır (V, 280-299). Babası Ürgüplü Hacı Osman Efendi, Mısır Valisi Mehmed Ali Paşa'nın ve oğlu İbrâhim Paşa'nın hizmetinde bulunmuş, bunların vefatından sonra Mehmed Ali Paşa'nın damadı Yûsuf Kâmil Paşa'nın hizmetine girerek uzun yıllar Mısır ve İstanbul'da görev yapmış, Yûsuf Kâmil Paşa'nın eşi Zeyneb Hanım tarafından Fatma Emsâl Hanım'la evlendirilmiştir.

Hüseyin Vassâf Ağayokuşu İbtidâî Mektebi, Medrese-i Hayriyye, Mekteb-i Osmânî, Aksaray Vâlide Rüşdiyesi ve Mekteb-i Mülkiyye İdâdîsi'nde öğrenim gördü. Rüsûmat Emaneti Evrak Kalemi'nde çalışan ağabeyi vasıtasıyla burada göreve başladı (Nisan 1892). Ertesi yıl Şirket-i Hayriyye Tahrîrat Kalemi'ne girdi. Burada bir yıl kadar çalıştıktan sonra eski görevine döndü. Rüsûmat Mektûbî Kalemi mümeyyizi, Galata Emtia-i Dâhiliyye Gümrüğü kontrol memuru, müskirat, zahire ve ihracat gümrükleri müdürü ve Sirkeci Gümrüğü müdürü olarak görev yaptıktan sonra İstanbul Rüsûmat başmüdürlüğüne tayin edildi (Mart 1920). 1922 yılı sonunda kendi isteğiyle emekli oldu.

Tasavvufa karşı ilgisi küçük yaşlarda aile çevresinde başlayan Hüseyin Vassâf'ın annesi Fatma Emsâl Ahmed Ziyâeddin Gümüşhânevî'ye mensuptu. Babası Hacı Osman Efendi ise Şehremini'de bulunan Ümmî Sinan Tekkesi'nin şeyhi Sâlih Efendi'nin dervişiydi. Hüseyin Vassâf da Aksaray Vâlide Rüşdiyesi'ne devam ettiği yıllarda Mehmed Esad Dede'den Farsça dersleri aldı. Gümrük memuru olarak çalışmaya başladığı yıllarda İstanbul'a gelen Kerbelâ hatibi Şeyh Nâsır Efendi'den Süleymaniye Camii'nde bir yıl kadar Ṣaḥîḥ-i Buḫârî okudu. Beyazıt Camii'nde Hoca Hüsnü Efendi'nin Buhârî derslerine devam etti. Nakşibendî şeyhi Abalı Hâfız ile Sünbül Efendi Dergâhı şeyhi Ziyâeddin Efendi'nin sohbetlerinden faydalandı. 1896'da Şam'dan İstanbul'a gelen ve evinde misafir kalan Şâbânî-Bekrî şeyhi Muhammed Sultan Efendi'ye intisap etti. Birkaç yıl sonra icâzetnâme aldı. Küçük Ayasofya'da oturan Şâbânî şeyhi Hacı Kâmil Efendi'nin sohbetleriyle Sünbül Efendi ve Seyyid Nizâm dergâhlarındaki zikir ve sohbetlere düzenli olarak katıldı. Şeyhi Muhammed Sultan Efendi'nin vefatından sonra sürekli mektuplaştığı Gülşenî şeyhi Şuayb Şerefeddin Efendi'nin daveti üzerine Edirne'ye giderek kendisine intisap etti. On yıl kadar hizmetinde bulunduğu Şerefeddin Efendi'nin vefatından sonra da damadı Şeyh Ahmed Müslim Efendi'ye biat etti. Ahmed Müslim Efendi'nin emriyle halifesi Şeyh Şehrî Efendi'den Gülşenî hilâfetnâmesi aldıktan sonra Kasımpaşa'da Hüsâmeddin Uşşâkī Dergâhı şeyhi Mustafa Hilmi Efendi'nin yanında yeniden seyrüsülûke başladı. Mustafa Hilmi Efendi'nin vefat etmesi üzerine halifelerinden İnegöl müftüsü Mehmed İzzet Safiyyullah Efendi İstanbul'a gelip Hüseyin Vassâf'ın seyrüsülûkünü tamamlattı ve şeyhinin taç, hırka ve kemerini bir icâzetnâmeyle birlikte kendisine teslim etti (Haziran 1925). Kādirî şeyhlerinden Müştak Baba'nın oğlu Edhem Baba'nın halifesi Mehmed Kemterî Efendi de ona teberrüken Kādirî icâzeti verdi. Böylece Şâbâniyye, Gülşeniyye, Uşşâkıyye ve Kādiriyye tarikatlarından hilâfeti olan Hüseyin Vassâf dört kişiye (Pötürgeli Ali Rızâ, Sivaslı Ömer Rüşdü, Göreleli Osman Sıdkı, Ankaralı Mehmed Mecdi) Uşşâkıyye tarikatından hilâfet vermiştir.

Hüseyin Vassâf telifi için yirmi yıl çalıştığı Sefîne-i Evliyâ-i Ebrâr'a malzeme toplamak için birçok yer dolaştı, buralarda bulunan mutasavvıflarla görüştü, tekke ve türbelerde incelemelerde bulundu. 2000'e yakın sûfî biyografisini ihtiva eden eserini 1925'te tamamladı. 21 Ekim 1929'da Arnavutköy'deki evinde vefat etti; vasiyeti üzerine Rumelihisarı Kabristanı'na defnedildi.

Tâhirülmevlevî, İbnülemin Mahmud Kemal, Ahmed Remzi Akyürek, Bursalı Mehmed Tâhir, Tâhir Ağa Tekkesi şeyhi Ali Behcet Efendi, Halil Nihat Boztepe, Mehmet Ali Ayni gibi devrin birçok tanınmış siması ile dostluk kuran Hüseyin Vassâf bunların bazıları hakkında müstakil eserler kaleme almıştır. Kitaplarının müellif hattı nüshalarının çoğu oğlu Suat Erler tarafından Süleymaniye Kütüphanesi'ne bağışlanmıştır. Tâhir Ağa Dergâhı'ndan intikal eden bazı eserleri ise Çemberlitaş'taki Karababa Tekkesi'ndedir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA