İbn Hiccî kimdir ?

4 Muharrem 751'de (14 Mart 1350) Dımaşk'ta doğdu (Nuaymî, I, 139; İbn Tolun, I, 178). Kur'an'ı ezberledikten sonra başta babası olmak üzere Şemseddin İbn Kādî Şühbe ve Bahâeddin Ebü'l-Bekā Muhammed gibi âlimlerden fıkıh okudu. Hadis öğrenimini Ebü'l-Fidâ İbn Kesîr ve İbn Râfi'in yanında tamamladı; ayrıca aralarında İmâdüddin eş-Şîracî, Ahmed b. İsmâil, İbnü'l-Mülakkın, Muhammed b. Humeyd'in de bulunduğu Kudüs, Medine, Ba'lebek ve Halep gibi şehirlerin muhaddislerinden icâzet aldı. Hadis ve fıkıh yanında tarihle de ilgilenerek Dımaşk'ın meşhur âlimlerinden biri oldu ve şehrin Şâfiî mezhebine bağlı medreselerinin çoğunda müderrislik yaptığı gibi kadı nâibliğini ve Emeviyye Camii'nin hatipliğini de yürüttü. Birçok defa Kahire'ye giderek hadis rivayet edip ders ve fetva verdi. Bu seyahatlerinin sonuncusunu, sekiz yıl sonra Memlük tahtına çıkacak olan o sıradaki Dımaşk nâibi el-Melikü'l-Müeyyed Şeyh el-Mahmûdî'nin Sultan el-Melikü'n-Nâsır Ferec b. Berkūk'a yolladığı mektubu götürmek için yaptı. Bu arada Kahire'de İbn Hacer el-Askalânî ile karşılaştı ve onun Taġlîḳu't-Taʿlîḳ adlı kitabını ezberledi. Dımaşk'a döndükten sonra kadılığı bıraktı; kendisine birçok defa kādılkudâtlık makamının teklif edilmesine rağmen kararından vazgeçmedi ve geri kalan ömrünü ibadetle ve kitap yazmakla geçirdi. Öğrencileri arasında Takıyyüddin İbn Kādî Şühbe ve oğlu Bedreddin İbn Kādî Şühbe de bulunmaktadır.

Eserleri. eẕ-Ẕeyl ʿalâ Târîḫi İbn Kes̱îr (Târîḫu İbn Ḥiccî). İbn Hiccî'ye "müerrihu'l-İslâm" denilmesine yol açan en önemli çalışmasıdır; 741 (1340) yılından itibaren ay ay olaylar hakkında bilgi verip her ay vefat eden meşhur şahsiyetleri tanıtır. İbn Hiccî, İbn Kesîr'in el-Bidâye ve'n-nihâye adlı tarihine zeyil olarak hazırladığı kitabında 741-747 (1340-1346) ve 769-816 (1368-1413) yılları arasındaki olayları konu edinmiş, eksik kalan 748-768 (1347-1367) yılları arasının yazılmasını ise öğrencisi Takıyyüddin İbn Kādî Şühbe'den istemiştir; o da bu kısmı ve 816'dan (1413) 840 (1437) yılına kadar meydana gelen olayları ekledikten sonra zeyli yeniden kaleme almıştır (İbn Kādî Şühbe, IV, 13; Keşfü'ẓ-ẓunûn, II, 1122-1123). İbn Hacer'in İnbâʾü'l-ġumr'u yazarken çok faydalandığı bu eserden İbn Tolun et-Târîḫu't-teẕyîl adıyla bahseder (el-Ḳalâʾidü'l-cevheriyye, I, 181). Kitabın yazma nüshası ilk bulunduğunda (Berlin Staatsbibliothek, nr. 9458) İbn Hacer el-Askalânî'ye nisbet edilmiş, daha sonra Wilhelm Ahlwardt eserin İbn Hiccî'ye ait olduğunu ortaya koymuştur (Verzeichnis, IX, 65-66). Muhtemelen iki cilt hacmindeki kitabın II. cildini oluşturan bu nüsha, 769-815 (1368-1412) yılları arasındaki olayları ve vefeyât konularını içermektedir; ancak 805-808 (1402-1406) yılları arası eksiktir.

İbn Hiccî'nin diğer eserleri zamanımıza ulaşmamış olup kaynaklardan onun geleneğe uyarak hadis aldığı hocalarının ve okuduğu ders kitaplarının isimlerini el-Muʿcem adlı eserinde bir araya getirdiği, zamanındaki Dımaşk medreseleri hakkında kaleme aldığı ed-Dâris min aḫbâri'l-medâris adlı kitabında bu medreseleri kurup vakfeden kimselerle oralarda ders veren âlimlerin hayat hikâyelerini anlattığı, Şemseddin İbn Abdülhâdî'nin el-Muḥarrer adlı eserinin bazı bölümlerini şerhettiği, bir reddiyede İsnevî'nin el-Mühimmât ve'l-elġāz adlı eserindeki birçok yanlışı ortaya koyduğu ve ilimlerin faydaları üzerine Cemʿu'l-müfteriḳ adlı bir eserle hocası İbn Râfi'in Vefeyât'ına bir zeyil yazdığı öğrenilmektedir (Nuaymî, I, 143; İbnü'l-İmâd, VII, 117). Bazan İbn Hacer el-Askalânî'ye nisbet edilmekle birlikte yazma nüshalarının çoğunda müellifi Zeynülkudât Ahmed b. Muhammed el-Hiccî (el-Hacerî) olarak kaydedilen el-Münebbihât ʿale'l-istiʿdâd li-yevmi'l-mîʿâd adlı eserin de İbn Hiccî'ye ait olması muhtemeldir (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 481; Şâkir Mahmûd Abdülmün'im, I, 394-395).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA