İbnü’l-fakīh

Nisbesinin yanı sıra kitabında Hemedan'a dair ayrıntılı bilgi vermesi sebebiyle de Hemedan'da doğduğu tahmin edilmektedir. Doğum ve ölüm tarihleri bilinmemekte, ancak kendilerinden rivayette bulunduğu İbn Dîzîl el-Hemedânî (ö. 281/894), İbn Eyyûb er-Râzî (ö. 294/907), İbn Abdûs el-Cehşîyârî (ö. 331/942-43) ve İbn Lâl el-Hemedânî (ö. 398/1007) gibi şahsiyetlerle görüşmüş olmasından yola çıkarak 255-330 ([869-942]; bk. Pervîz Ezkâî, s. 10) veya 230-318 ([845-930]; bk. Kitâbü'l-Büldân, neşredenin girişi, s. 11) yılları arasında hayatta olduğu düşünülmektedir. Hayatına dair hemen hemen hiç bilgi yoktur. Hemedan'dan başka Bağdat'ın topografyasını da çok iyi bilmesinden orada uzun süre yaşadığı anlaşılmaktadır. Ailesinden birçok fakih, muhaddis ve edip yetiştiği gibi babası ve kendisi de hadis ilminde ün kazanmıştı (Yâkūt, II, 200).

Eserleri. İbnü'l-Fakīh'in günümüze ulaşan tek eseri Kitâbü (Aḫbâri)'l-Büldân'dır. İsmi, bazı yazma nüshalarında Aḫbârü'l-Büldân şeklinde geçmekle birlikte (Tskitishvili, XXIII/3 [1980], s. 307) tahkikli neşrini yapan Yûsuf el-Hâdî'ye göre Kitâbü'l-Büldân'dır (neşredenin girişi, s. 13). Önceleri yalnız muhtemelen Ebü'l-Hasan Ali b. Ca'fer eş-Şeyzerî'ye ait olan 413 (1022) tarihli muhtasarı ile tanınan eserin (Berlin Staatsbibliothek, nr. 6035; British Library, nr. 7496; India Office, London, nr. 617; bu muhtasarın daha sonra tesbit edilen bir nüshası Özbekistan Bilimler Akademisi, Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü, nr. 3097/1'de kayıtlıdır) 1923 yılında Zeki Velidi Togan tarafından Meşhed Âsitân-ı Kuds-i Razavî Kütüphanesi'nde 200 varaklık bir nüshası bulunmuştur. Muhtasarda yer almayan Türkler'e ve Irak coğrafyasına dair orijinal bilgiler içeren bu nüshanın da kitabın tamamı değil ancak bir kısmı olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan İbnü'n-Nedîm eserin aslını 1000 varak olarak gösterirken (el-Fihrist, s. 675) çağdaşı Makdisî, İbnü'l-Fakīh'in bu kitabını beş cilt halinde gördüğünü yazmaktadır (Aḥsenü't-teḳāsîm, s. 5); bu da mevcut nüshanın beş katı demektir. Bazı araştırmacılar ise eldeki metnin orijinalin yarısı kadar olduğu kanısındadır (Krachkovski, s. 163). Mevcut nüshayı muhtasarla birlikte neşreden Yûsuf el-Hâdî'ye göre muhtasar denilen metin aslında kitabın birinci bölümünün muhtasarı, Togan'ın bulduğu nüsha ise eserin orijinalinin ikinci bölümüdür (Kitâbü'l-Büldân, neşredenin girişi, s. 6).

Eserde en son 290 (903) yılı olaylarından bahsedilmesi telifinin o yıl civarında tamamlandığı kanaatini uyandırmaktadır (Muḫtaṣaru Kitâbi'l-Büldân [nşr. M. J. Goeje], neşredenin girişi, s. 10). Irak ekolünün Bağdat ve Irak yerine Mekke ve Hicaz'a öncelik veren koluna mensup olan İbnü'l-Fakīh eserine kozmografik bir girişle başlamakta ve Arap yarımadası, Mısır, Mağrib, Suriye, Filistin, Anadolu, Irak, İran, Azerbaycan, İrmîniye, Mâverâünnehir, Türkistan ve Yedisu bölgeleri hakkında coğrafî, edebî, efsanevî bilgiler verdikten sonra Türkler'in içtimaî hayatına, âdet ve geleneklerine dair önemli açıklamalar yapmaktadır. Müellifin yoğunlaştığı konular özellikle fetihler, şehirlerin kuruluşu ve vergilerdir. Eserin tesbit edilebilen yazılı kaynakları Çin ve Hindistan için Süleyman et-Tâcir, Bağdat ve topografyası için Yezdicerd el-Kisrevî'nin günümüze ulaşmayan Feżâʾilü Baġdâd ve ṣıfatühâ adlı kitabı, Türk kabileleri ve şehirleri için Ebü'l-Abbâs-ı Mervezî ve Saîd b. Hasan es-Semerkandî'dir. Bunların yanında, ilâveten İbn Hurdâzbih'in eserinin şu anda elde bulunmayan kısmından ve Belâzürî'nin kayıp bir çalışmasından alıntılar yapmış olması kitabın değerini arttırmaktadır. Müellif, İbn Kuteybe'nin ʿUyûnü'l-aḫbâr'ından ve Câhiz'in Kitâbü'l-Ḥayevân'ından geniş pasajlar aktarmış, ayrıca eski Grek coğrafyacılarından da faydalanmıştır (eserin kaynakları hakkında geniş bilgi için bk. Kitâbü'l-Büldân, neşredenin girişi, s. 13-37; Pervîz Ezkâî, s. 50-57). Kitapta yazılı kaynakların yanı sıra pek çok şifahî rivayete de yer verilmiştir.

İbnü'n-Nedîm'in, İbnü'l-Fakīh'in Ceyhânî'nin kitabındaki bilgileri çaldığına dair iddiasını ihtiyatla karşılamak gerekir. Zira onun eserini Ceyhânî'den önce yazmış veya Ceyhânî'nin ondan almış yahut her ikisinin İbn Hurdâzbih'ten yararlanmış olmaları da ihtimal dahilindedir (Kitâbü'l-Büldân, neşredenin girişi, s. 39; Krachkovski, s. 239-240). Muhammed b. Ahmed el-Makdisî, İbnü'l-Fakīh'i kitabının içeriğinden dolayı eleştirerek Câhiz'in mukallidi olmakla suçlamış, ancak yine de onu İbn Hurdâzbih ile birlikte coğrafyanın öncüleri arasında saymıştır. Yâkūt el-Hamevî ve Zekeriyyâ el-Kazvînî de İbnü'l-Fakīh'i üstat kabul etmiş ve kitabından nakiller yapmışlardır. Öte yandan Hasan b. Muhammed Kummî gibi tarihçiler kitaplarında geniş biçimde ondan faydalanmışlardır. Muhammed b. Mahmûd b. Ahmed et-Tûsî ise ʿAcâʾibü'l-maḫlûḳāt adlı kitabının büyük kısmını müellifinin adını vermeden Kitâbü'l-Büldân'dan almıştır. Bundan dolayı eser sadece coğrafya değil aynı zamanda tarih ve edebiyat için de kaynak olmuştur.

Kitâbü'l-Büldân'ın muhtasarı önce Michael Jan de Goeje tarafından yayımlanmış (Leiden 1885), daha sonra tamamını Henri Massé Fransızca'ya (Abrégé du Livre des Pays, Damas 1973), yalnız İran ile ilgili kısımları H. Mes'ûd Farsça'ya (Tahran 1349/1970) çevirmiştir. Meşhed nüshasını önce Fuat Sezgin (tıpkıbasım halinde; Frankfurt 1987), ardından Yûsuf el-Hâdî muhtasarla birlikte (Beyrut 1996) neşretmiştir; Dayfullah Yahyâ ez-Zehrânî ile M. Saîd Asîrî de nüshanın Sevâd, Ahvaz ve Türkler'le ilgili bölümünü yayımlamışlardır (Mekke 1417/1997). Ayrıca kitap pasajlar halinde çeşitli dillere çevrilmiştir (Tskitishvili, XXIII/3 [1980], s. 305-306; EIr., VIII, 25).

İbnü'l-Fakīh, biri İbnü'n-Nedîm'in söz ettiği Kitâbü Ẕikri'ş-şuʿarâʾi'l-muḥdes̱în ve'l-büleġāʾi minhüm ve'l-müfḥamîn (el-Fihrist, s. 675), diğeri ise kendisinin Kitâbü'l-Büldân'ın âteşkedeler bahsinde (s. 509) atıfta bulunduğu Kitâbü'l-ʿAcâʾib adlı iki eser daha kaleme almıştır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA