İbnü’s-sıddîk, ebü’l-feyz

27 Ramazan 1320'de (27 Aralık 1902) Gumâre kabilesi yakınlarında meskûn olan Benî Saîd kabilesinde bir yakınının evinde doğdu ve Gumârî nisbesiyle tanındı. Baba ve anne tarafından Hz. Hasan'ın ve onun torunlarından olup Mağrib'de İdrîsî sülâlesini kuran I. İdrîs'in soyundan geldiği için Hasenî, İdrîsî, Mağribî ve Tancî nisbeleriyle de anılır. Babası sûfî bir muhaddis olup annesi sûfî müfessir İbn Acîbe'nin torunudur. Babası tarafından Tanca'ya götürülen İbnü's-Sıddîk, Kur'an'ı ezberledikten sonra Sîdî el-Arabî b. Ahmed Bûderre'den sarf, nahiv, Mâlikî fıkhı, akaid; babasından nahiv, fıkıh ve hadis okudu. Yirmi yaşlarında iken hadise daha çok ilgi duymaya başladı ve o sırada babasının, zâviyede kalan müridlerini Kur'an'ı ezberlemeye teşvik etmesi üzerine Riyâżü't-tenzîh fî fażli'l-Ḳurʾân ve ḥâmilîh adlı eserini kaleme aldı. 1921'de Kahire'ye giderek Ezher Üniversitesi hocalarından İbrâhim es-Sekkā'dan nahiv, mantık, akaid, fıkıh ve hadisle ilgili bazı eserleri, ayrıca Muhammed b. Sâlim eş-Şerkāvî, Muhammed es-Semâlûtî, Ahmed b. Nasr el-Adevî, Abdülmaksûd Abdülhâliḳ, Muhammed Bahît gibi âlimlerden çeşitli ilimlere dair temel kaynakları okudu. Olağan üstü başarılarıyla temayüz ederek hocalarının ilgisini çekti. Ezher Üniversitesi'ni bitirdikten sonra Fetḥu'l-vehhâb bi-taḫrîci eḥâdîs̱i'ş-Şihâb adlı eserini kaleme aldı. Kahire'ye gelen babasıyla birlikte Mağrib'e döndü. Kendini tamamen hadise veren İbnü's-Sıddîk bu konuda eserler yazdı, ayrıca öğrenci yetiştirdi. Kardeşlerinin tahsili için 1930'da tekrar Kahire'ye gitti ve muhtelif camilerde ders verdi. Mağrib'de çok sayıda müridi ve geniş nüfuzu bulunan babasının (Abdüsselâm b. Abdülkādir İbn Sûde, Delîlü'l-müʾerriḫi'l-Maġribi'l-aḳṣâ, I, 205, 238) vefatı üzerine 1935'te ülkesine döndü, onun halifesi olarak zâviyesinin başına geçti. Burada Kütüb-i Sitte ile bazı hadis ve usûl-i hadîs kitaplarını okuttu. Ayrıca uzun bir aradan sonra Tanca'daki el-Câmiu'l-kebîr'de ve Mısır'da Seyyidinâ Hüseyin Camii'nde verdiği derslerle hadis imlâ geleneğini yeniden canlandırdı.

İbnü's-Sıddîk, Fas'ın Avrupalı devletlerin sömürgesi haline gelmesini önlemek amacıyla mücadele etti; İspanyollar'ın Mağrib'den çıkarılması için 1936 ve 1949 yıllarında halkı ayaklandırdığından üç buçuk yıl hapse mahkûm edildi. Fransızlar'ın Dârülbeyzâ'daki çıkar kavgasına karşı direndi. Hapisten çıktıktan sonra yabancı güçler onu rahat bırakmayınca 1957'de ülkesini terkederek Kahire'ye gitmek zorunda kaldı. Burada ilmî çalışmalarını sürdürdü; ayrıca Hicaz, Dımaşk, Halep ve Sudan'a gitti, buralarda büyük itibar gördü. 1 Cemâziyelâhir 1380'de (20 Kasım 1960) Kahire'de vefat etti.

Mütevazi, cömert ve cesur bir insan olan İbnü's-Sıddîk'ın Fas kralından çekinmeden ülkesindeki yabancılara karşı verdiği mücadeleden Batı basınında övgüyle söz edilmiştir. Mensup olduğu Mâlikî mezhebinde genellikle delile başvurulmadığını görünce delile önem veren Şâfiîler'i takdir ederek Şâfiî mezhebine geçmiş, ictihad derecesine ulaştıktan sonra sünnete göre yaşamaya başlamış, bu sebeple taklid taraftarlarının hücumuna uğramıştır. Ülkesinde ekonomik bakımdan güçlü olan yabancıların etkisi altında kalınmaması için uğraşmış, muhtemelen bu sebeple çocukların modern okullarda okutulmamasını, gazete okunmamasını ve resmî görev kabul edilmemesini teşvik etmiştir. Sûfîmeşrep olan İbnü's-Sıddîk Şâzelî tarikatına mensuptu.

Eserleri. 1. el-Hidâye fî taḫrîci eḥâdîs̱i'l-Bidâye (Hidâyetü'r-rüşd bi-taḫrîci eḥâdîs̱i Bidâyeti İbn Rüşd). Bidâyetü'l-müctehid'deki 1799 merfû hadisin tahriç edildiği kitapta her hadisin Kütüb-i Sitte'de ve diğer kaynaklarda bulunan rivayet tarikleri kaydedilmiş, farklı lafızlar gösterilmiştir. Eser, Yûsuf Abdurrahman el-Mar'aşlî, Adnân Ali Şelâk ve başkaları tarafından Bidâyetü'l-müctehid'le birlikte neşredilmiştir (I-VIII, Beyrut 1407/1987). 2. Fetḥu'l-vehhâb bi-taḫrîci eḥâdîs̱i'ş-Şihâb. Kudâî'nin Şihâbü'l-aḫbâr'ındaki hadislerin 893 ana başlık halinde tahriç edildiği çalışmada hadislerin kaynakları gösterilmiş ve senedlerdeki zayıf râviler tenkit edilmiştir. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî eseri tahkik ederek yayımlamıştır (I-II, Beyrut 1408/1988). Müellif, Şihâbü'l-aḫbâr'ın hadisleri üzerinde ayrıca üç cilt hacminde Veşyü'l-ihâb bi'l-müstaḫrec ʿalâ Müsnedi'ş-Şihâb, bir cilt hacminde Münyetü'ṭ-ṭullâb bi-taḫrîci eḥâdîs̱i'ş-Şihâb ve iki cilt hacminde el-İshâb fi'l-istiḫrâc ʿalâ Müsnedi'ş-Şihâb (fî taḫrîci eḥâdîs̱i'ş-Şihâb) adlı çalışmaları yapmıştır. 3. el-Muġīr ʿale'l-eḥâdîs̱i'l-mevżûʿa fi'l-Câmiʿi'ṣ-ṣaġīr. Müellifin, Süyûtî'nin kitabında mevzû olduğunu söylediği 453 rivayeti bir araya getirdiği eseridir (Beyrut 1402/1982). 4. Miftâḥu't-tertîb li-eḥâdîs̱i Târîḫi'l-Ḫaṭîb. Hatîb el-Bağdâdî'nin Târîḫu Baġdâd'ındaki hadislerin düzenlendiği bir çalışmadır (Kahire 1355). 5. el-Mineḥu'l-maṭlûbe fi'stiḥbâbi refʿi'l-yedeyn fi'd-duʿâʾ baʿde'ṣ-ṣalavâti'l-mektûbe. Fas'ta taş baskısı olarak neşredildiği belirtilen eseri (Mv.M, III, 135) Abdülfettâh Ebû Gudde S̱elâs̱ü resâʾil fi'stiḥbâbi'd-duʿâʾ ve refʿi'l-yedeyn fîhi baʿde'ṣ-ṣalavâti'l-mektûbe içinde yayımlamıştır (Halep 1417/1997, s. 49-120). 6. Derʾü'ż-żaʿf ʿan ḥadîs̱i "men ʿaşiḳa feʿaffe". Âşık olduktan sonra iffetli davranıp aşkını gizli tutan kimsenin cennete gireceğine dair Hz. Peygamber'e nisbet edilen rivayeti uydurma kabul eden İbn Kayyim el-Cevziyye'nin bu görüşünü çürütmek için kaleme alınmıştır (nşr. Ahmed el-Gavc, Kahire 1416/1996). 7. Ḥuṣûlü't-tefrîc bi-uṣûli'l-ʿazvi ve't-taḫrîc. Hadis tahrîci çalışmasının ne zaman başladığını belirten, tahrîcin şartlarını ve usulünü anlatan eserin devamında müellifin Refʿu'l-menâr li-ṭuruḳi ḥadîs̱i "men süʾile ʿan ʿilmin feketemehû ülcime yevme'l-ḳıyâme bi-licâmin min nâr"; el-Müshim fî beyâni ḥâli ḥadîs̱i "ṭalebü'l-ʿilmi farîżatün ʿalâ külli müslim"; el-İstiʿâẕe ve'l-ḥasbele mimmen ṣaḥḥaḥa ḥadîs̱e'l-besmele "küllü emrin ẕî bâlin lâ yübdeʾü fîhi bi-bismillâhirraḥmânirrahîm fehüve aḳṭaʿ" adlı risâleleri yer almaktadır (Riyad 1414/1994; son risâle müstakil olarak da yayımlanmıştır [Dımaşk 1405]). 8. Muṭâbaḳatü'l-iḫtirâʿâti'l-ʿaṣriyye limâ aḫbere bihî seyyidü'l-beriyye. Hz. Peygamber'in uçak, otomobil, telefon, telgraf, radyo, atom ve hidrojen bombası, petrol, elektrik, sunî yağmurlama gibi bazı icatları, ayrıca XX. yüzyılda ortaya çıkan bazı hastalıkları ve diğer gelişmeleri çeşitli hadislerinde haber verdiğini delilleriyle göstermek amacıyla yazılmış olup Kahire'de (1387) basılmış, ayrıca Muḫtaṣaru Muṭâbaḳati'l-iḫtirâʿâti'l-ʿaṣriyye limâ aḫbere bihî seyyidü'l-beriyye adıyla yayımlanmıştır (Dımaşk-Beyrut 1409/1989). 9. Teşnîfü'l-âẕân bi-edilleti istiḥbâbi's-siyâde ʿinde ismihî ʿaleyhi'ṣ-ṣalâtü ve's-selâm fi'ṣ-ṣalât ve'l-iḳāme ve'l-eẕân (Kahire 1972). 10. Beyânü telbîsi'l-müfterî Muḥammed Zâhid el-Kevs̱erî (Reddü'l-Kevs̱erî ʿale'l-Kevs̱erî) (nşr. Ali b. Hasan b. Ali b. Abdülhamîd el-Halebî el-Eserî, Riyad 1413). 11. ʿAlî b. Ebî Ṭâlib imâmü'l-ʿârifîn (el-Burhânü'l-celî fî taḥḳīḳi intisâbi'ṣ-ṣûfiyye ilâ ʿAlî). İbn Teymiyye ve İbn Haldûn'un, tarikatların Hz. Ali ile bir ilgisi bulunmadığı ve Hasan-ı Basrî'nin Hz. Ali'den hadis duymadığı şeklindeki görüşlerinin çürütülmeye çalışıldığı, Hz. Ali'nin tasavvufla yakın ilgisi, sûfîlerin kesintisiz şekilde Hz. Ali'ye bağlandığı gibi konuların yer aldığı eseri Ahmed Muhammed Mürsî neşretmiştir (Kahire 1389/1969). 12. Fetḥu'l-meliki'l-ʿalî bi-ṣıḥḥati ḥadîs̱i "bâbü medîneti'l-ʿilm ʿAlî". Müstakil olarak (Kahire 1354) ve ʿAlî b. Ebî Ṭâlib imâmü'l-ʿârifîn ile birlikte (Kahire 1389/1969) basılmıştır. 13. el-İstinfâr li-ġazvi't-teşebbühi bi'l-küffâr. Gayri müslimlere benzemeyip onlara muhalefet edilmesi gerektiğine dair âyet ve hadisleri ihtiva eden eser, Abdullah et-Telîdî tarafından hadislerin senedleri ve mükerrer rivayetleri çıkarılarak, ayrıca konuyla ilgili diğer bazı rivayetler ilâve edilerek yayımlanmıştır (Dımaşk 1384, 1409). 14. İbrâzü'l-vehmi'l-meknûn min kelâmi İbn Ḫaldûn. Muḳaddime adlı eserinde Mehdî hakkındaki rivayetlerin zayıf olduğunu ileri süren İbn Haldûn'un ve onun gibi düşünen Muhammed Habîbullah eş-Şinkītî'nin eleştirildiği bir risâledir (Dımaşk 1347). 15. İzâletü'l-ḫaṭar ʿammen cemaʿa beyne ṣalâteyn fi'l-ḥażar (Kahire 1369/1950). 16. İġtinâmü'l-ecr min ḥadîs̱i'l-isfâr bi'l-fecr (Dımaşk 1403). 17. Tebyînü'l-beleh mimmen en-kere vücûde ḥadîs̱i "ve men leġā felâ cumʿate leh" (Dımaşk 1403). 18. et-Taṣavvur ve't-taṣdîḳ bi-aḫbâri'ş-şeyḫ Sîdî Muḥammed İbni'ṣ-Ṣıddîḳ. Babasının biyografisiyle onun belli başlı müntesiplerine dair Sübḥatü'l-ʿaḳīḳ fî tercemeti (aḫbâri)'ş-şeyḫ İbni'ṣ-Ṣıddîḳ adlı çalışmasının muhtasarıdır (Kahire 1366/1947). 19. Mesâlikü'd-delâle ʿalâ mesâʾili metni'r-Risâle. Müellif, İbn Ebû Zeyd el-Kayrevânî'nin er-Risâle'si üzerine önce Taḫrîcü'd-delâʾil limâ fî Risâleti'l-Ḳayrevânî mine'l-fürûʿ ve'l-mesâʾil adıyla oldukça hacimli bir şerh yazmaya başlamış, nikâh bahsine gelince eseri daha kısa tutarak Mesâlikü'd-delâle'yi kaleme almıştır (nşr. Abdullah b. Muhammed es-Sıddîk, Kahire 1391). 20. el-Müdâvî li-ʿileli'l-Münâvî. Muhammed Abdürraûf el-Münâvî'nin, Süyûtî'nin el-Câmiʿu'ṣ-ṣaġīr'ine yazdığı şerhin hâşiyesi olup eserde Münâvî'nin hadisleri değerlendirirken yaptığı hatalar gösterilmiştir. Ahmed Muhammed Mürsî eserin dört büyük cilt hacminde olduğunu söylemektedir (ʿAlî b. Ebî Ṭâlib: İmâmü'l-ʿârifîn, neşredenin girişi, s. 17). 21. el-Müʾẕin bi-aḫbâri'ş-Şeyḫ Aḥmed b. ʿAbdilmüʾmin. Şâzeliyye tarikatının Derkāviyye kolunun kurucusu Ebû Hâmid Mevlâ Ahmed el-Arabî ed-Derkāvî'nin talebesi ve bu tarikatın Gumâriyye kolunun kurucusu olan, müellifin ikinci dedesi Ahmed b. Abdülmü'min el-Gumârî'nin (ö. 1262/1846) biyografisidir. Eserde Derkāviyye tarikatının silsilesinde yer alan şahıslarla bu tarikatın belli başlı müntesipleri de anlatılmıştır. 22. Mecmaʿu fużalâʾi'l-beşer min ehli'l-ḳarni's̱-s̱âlis̱ ʿaşer. XIII. (XIX.) yüzyılın Mağrib'de ve diğer İslâm ülkelerindeki tanınmış şahsiyetlerinin alfabetik olarak ele alındığı eserin iki ciltten meydana geldiği belirtilmektedir. 23. Muʿcemü'ş-şüyûḫ. Müellif, hocalarına dair olan bu eseri el-Muʿcemü'l-vecîz li'l-müstecîz adıyla ihtisar ederek 100 hocasının biyografisini bir araya getirmiştir (kaynaklarda son dört eserin yayımlandığı bildirilmekle beraber baskı yeri ve tarihleri belirtilmemiştir; müellifin diğer eserleri için bk. el-Hidâye, neşredenin girişi, I, 57-62).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA