İsa b. Dinar hayatı...

Muhtemelen 155 (772) yılında Tuleytula'da (Toledo) doğdu. Burada ve Kurtuba'da öğrenim gördü. İlim tahsili ve hac için Haremeyn'e ve daha sonra Kahire'ye gitti. Kahire'de İmam Mâlik'in en önde gelen talebesi Abdurrahman b. Kāsım'dan fıkıh ve hadis okudu. Ayrıca İbn Vehb, İbn Abdülhakem ve Eşheb el-Kaysî gibi İmam Mâlik'in diğer talebelerinin derslerine devam etti. Kādî İyâz, İbn Hazm'dan naklen Îsâ b. Dînâr'ın 190 (806) yılı dolaylarında doğu seyahatine çıktığını kaydederse de (Tertîbü'l-medârik, IV, 108) Huşenî, onun 185'ten (801) itibaren üç defa peş peşe hac yaptığını belirtir (Aḫbârü'l-fuḳahâʾ, s. 270). Daha sonra merkezî yönetime karşı sık sık isyanların çıktığı bir ortamda Tuleytula'ya döndü. Burada halkın sevgi ve saygısını kazandı. Bunu çekemeyen şehrin valisi ve kadısı tarafından Emîr I. Hakem'e şikâyet edilmesi üzerine tutuklanarak Kurtuba'ya götürüldü. Bir yıl hapis yattıktan sonra bir yanlışlık olduğu anlaşılınca serbest bırakıldı ve Hakem kendisinden özür diledi. Bir süre Tuleytula'da kadılık yaptı, ardından Kurtuba'da şûra üyeliğine tayin edildi ve ömrünün sonuna kadar bu görevde kaldı. Aralarında oğlu Ebân b. Îsâ, İbn Habîb es-Sülemî, Asbağ b. Halîl, Hârûn b. Sâlim el-Kurtubî ve İbn Müzeyn'in bulunduğu birçok âlim kendisinden ders aldı. 202 (818) yılında Kurtuba'da çıkan isyanın bastırılmasından sonra Hakem'in sürgün fermanı üzerine o da şehirden kaçıp Ceyyân'a gitti. Ardından Hakem'e mektup yazarak ona karşı tutumunu açıklayınca kendisine eman verildi (metni için bk. Muhammed b. Hâris el-Huşenî, s. 271) ve Kurtuba'ya döndü. Hakem ve oğlu Abdurrahman'dan saygı gören Îsâ b. Dînâr 24 Şevval 212 (16 Ocak 828) tarihinde Tuleytula'da vefat etti.

Takvâsı ve zühdü ile tanınan Îsâ b. Dînâr, Mâlikî mezhebinin otoritesi ve fetva mercii idi. İmam Mâlik'in görüşlerinin Endülüs'te yayılması ve Mâlikîliğin bu bölgede Evzâîliğin yerini alarak resmî mezhep haline gelmesinde, el-Muvaṭṭaʾ râvilerinden akranı Yahyâ b. Yahyâ el-Leysî ve talebesi İbn Habîb es-Sülemî gibi âlimlerin yanı sıra Îsâ b. Dînâr'ın da önemli rolü olmuştur. Kaynaklarda birçok âlim tarafından övülen Îsâ b. Dînâr için hocası İbnü'l-Kāsım'ın da "ardında kendisinden daha fakih bir kimseyi bırakmayan kişi" dediği kaydedilmektedir (a.g.e., s. 270, 271).

Oğlu Ebân b. Îsâ'nın naklettiğine göre Îsâ b. Dînâr, ömrünün sonlarında re'y ile fetva vermeyi bırakarak hadisle amel etmeyi tercih etmiştir. Fıkhın yanı sıra kelâm ilminde de bilgi sahibi olan ve özellikle ceza hukuku alanındaki ılımlı görüşleriyle dikkat çeken Îsâ b. Dînâr, İbn Habîb'in Hâricî ve Mu'tezilîler'in affedilmeksizin öldürülmeleri yönündeki görüşüne karşı onlara fikirlerinden vazgeçip sünnete dönme fırsatının verilmesini savunmuştur.

Kaynaklarda, Îsâ b. Dînâr'ın İbnü'l-Kāsım'dan dinlediği rivayetlerin yirmi kitap oluşturduğu ve Mâlikî fıkhına dair on cüzden meydana gelen el-Hidye (el-Hidâye) adlı bir eser telif ettiği nakledilmektedir. Yahyâ b. Yahyâ el-Leysî'nin eserleriyle İbn Habîb es-Sülemî'nin el-Vâżıḥa'sından daha değerli kabul edilen bu kitapta müellifin İbnü'l-Kāsım'dan aldığı bilgilerin ve kendi görüşlerinin bulunduğu belirtilmektedir. Îsâ b. Dînâr'ın rivayet ve görüşlerine ilk dönem kaynaklarından Muhammed b. Ahmed el-Utbî'nin el-ʿUtbiyye'si (el-Müstaḫrece), İbn Müzeyn'in Tefsîrü'l-Muvaṭṭaʾ adlı eseri ve İbn Ebû Zeyd el-Kayrevânî'nin en-Nevâdir ve'z-ziyâdât'ında geniş şekilde yer verilmiş, Venşerîsî de Endülüs ve Kuzey Afrika ulemâsının fetvalarını derlediği el-Miʿyârü'l-muʿrib'inde bunlardan bir kısmını iktibas etmiştir.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA