İzzeti Mehmed Efendi kimdir?

1039 (1629-30) yılında Filibe'ye bağlı Çaşnigîr'de doğdu. Babası Çelebi Kadı ve Vişne Efendi lakaplarıyla tanınan Filibe Kadısı Lutfullah Efendi, dedesi Şeyhülislâm Bayramzâde Zekeriyyâ Efendi'dir. Küçük yaşta babasını kaybedince tanınmış şairlerden amcası Şeyhülislâm Yahyâ Efendi'nin himayesine girerek ilk eğitimini ondan aldı ve iyi bir medrese tahsili gördü. Bu sırada IV. Murad'ın teveccühünü kazandı. Padişahın hatt-ı hümâyunuyla Rumeli Kazaskeri Muîd Ahmed Efendi'nin yanında mülâzım oldu. Bu dönemde İzzetî mahlasıyla yazdığı şiirlerini başta amcası olmak üzere devrin diğer büyüklerine sunarak şairlikteki yeteneğini gösterdi.

Şeyhülislâm Yahyâ Efendi'nin ölümünden (1053/1644) sonra Sultan İbrâhim ve IV. Mehmed dönemi şeyhülislâmlarından Ebûsaid Mehmed Efendi'ye damat olan İzzetî, 1055'te (1645) amcasının Fatih Çarşamba'da inşa ettirdiği medreseye tayin edilerek öğretim hayatına başladı. Daha sonra sırasıyla Sahn-ı Semân (1057/1647), İsmihan Sultan, Şehzade ve Süleymaniye (1062/1652) medreselerinde müderrislik yaptı. Süleymaniye dârülhadis müderrisliğinden 1064 (1654) yılında Şam kadılığına tayin edildi. Ardından Mısır (1065/1655) ve Bursa'da (1068/1658) kadılıklarda bulundu. 1073'te (1662) İstanbul kadısı olduysa da ertesi yıl azledildi. Uzunca bir mâzuliyet döneminden sonra 1079 (1668) yılı ortalarında Anadolu kazaskerliğine ve ardından Rumeli kazaskerliğine getirildi, fakat birkaç ay sonra görevinden alındı. 1087 (1676) yılı sonlarında ikinci defa getirildiği Rumeli kazaskerliği makamında bu defa bir yıldan fazla kaldı. 13 Şevval 1092'de (26 Ekim 1681) vefat eden İzzetî Mehmed Efendi, dedesi Şeyhülislâm Zekeriyyâ Efendi'nin İstanbul Çarşamba'daki türbesi yakınında babasının mezarı yanına defnedildi. Zeki, yumuşak huylu, hoşsohbet ve cömert bir kimse olan İzzetî'nin bazı kaynaklarda şeyh olduğu kaydedilmekteyse de tasavvufî kişiliğine dair bilgi yoktur. IV. Mehmed ve II. Süleyman dönemleri şeyhülislâmlarından Debbağzâde Mehmed Efendi İzzetî'nin damadıdır.

Mürettep bir divanı bulunan İzzetî Mehmed Efendi'nin amcası Şeyhülislâm Yahyâ Efendi'den fazlasıyla etkilendiği kabul edilmektedir. Şiirlerinde Şeyhülislâm Bahâî, İsmetî, Nâilî-i Kadîm gibi devrinin klasik ve sebk-i Hindî ustalarından başka Fuzûlî, Bâkî, Cevrî ve Neşâtî'nin de etkisi görülür. Az sayıdaki Arapça ve Farsça şiirlerini de ihtiva eden divanının İstanbul kütüphanelerinde çeşitli nüshaları mevcut olup (TYDK, II, 459-462) divan üzerinde Adnan Çağlı tarafından bir yüksek lisans çalışması yapılmıştır (1990, SÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü).

Mehmed Efendi Keşfü'ẓ-ẓunûn'a ilâvelerde bulunmuştur. Bazı kaynaklarda Kafzâde Fâizî'nin Zübdetü'l-eş'âr adlı tezkiresine zeyil yazdığı belirtilmekte (Safâyî, vr. 141a; Sicill-i Osmânî, III, 455), Uşşâkīzâde İbrâhim ve Şeyhî Mehmed bu zeylin müellif hattıyla yazılmış müsveddelerini gördüklerini söylemektedirler.

İzzetî Mehmed Efendi, Beşiktaş'ta Vişnezâde Mescidi adıyla anılan bir mescid yaptırmıştır (Ayvansarâyî, II, 98-99). Mescidin yer aldığı mahallenin adı da Vişnezâde olup civarında aynı adı taşıyan sokak, meydan ve park olduğu gibi ayrıca Vişneli Tekke adlı bir sokak da bulunmaktadır. Şairin İstanbul Çarşamba'da amcası Yahyâ Efendi'nin medresesine bitişik olarak yaptırdığı dârülhadis ise 1869 yılına kadar faaldi, ancak 1918 Fatih yangınında harap olmuştur (Kütükoğlu, s. 68).

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA