Aruz ve hece vezinlerini son derece rahat kullanan Edib Harâbî'nin şiirleri devrinde büyük bir ilgi görmüştür. Özellikle Bektaşî düşüncesini yansıttığı ve sade bir dille kaleme aldığı şiirlerinde hiciv unsuru ağır basmaktadır. Sadettin Nüzhet Ergun ondaki Melâmîlik etkisi üzerinde de durur.
Şiirlerinin bir kısmı Saâdet ve Yeni Mecmua gibi devrin gazete ve dergilerinde de yayımlanan Edib Harâbî, Nâmık Kemal'in bazı şiirlerini tahmis etmiş, ayrıca Servet-i Fünûncular'ı alaya alan bazı manzumeler de yazmıştır. Nefes, koşma, kalenderî, mersiye ve gazellerle bazı önemli olaylara düşürdüğü tarihlerden oluşan oldukça hacimli divanının kendi el yazısı ile olan nüshası Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunmaktadır (İhsan Mahvî Balkır, nr. 98). Divanın iki defterden ibaret diğer bir nüshası ise İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı'ndadır (K. 541). S. Nüzhet Ergun Bektaşî Şairleri'nde hece ve aruzla elli bir şiirini neşretmiş (s. 82-115), divanından seçmeler ise Hüseyin Hüsnü Erdikut'un Edib Harâbî'nin Divanı (İzmir 1950) ile Sefer Aytekin'in derlediği Harâbî, Hayatı ve Deyişleri (Ankara 1959) adlı kitaplarda yayımlanmıştır.
Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ