Yusuf Zâhir Efendi Kimdir, Tarihte Önemi Nedir?

İstanbul Sütlüce’deki Hasîrîzâde Dergâhı’nda doğdu

--
--> İstanbul Sütlüce'deki Hasîrîzâde Dergâhı'nda doğdu. Babası II. Abdülhamid dönemi Meclis-i Meşâyih reisi Şeyh Elif Efendi, annesi Fatma Talat Hanım'dır. Yusuf Zâhir öğrenim hayatına babasının yanında başladı. Sütlüce İlkmektebi ve Eyüp Askerî Rüşdiyesi'ni bitirdikten sonra öğrenimine babasının nezaretinde devam etti. Eylül 1907'de dergâhın âyin günü olan çarşamba günü kardeşi Sâdî Efendi ve iki arkadaşı ile birlikte ilmî icâzet aldı. Beyazıt Camii'nde Ṣaḥîḥ-i Buḫârî okutan eski Tunus kadısı Şeyh Ebü'l-Fidâ İsmâil ez-Zebîhî es-Safâyîhî'nin derslerine girdi ve buradan Haziran 1911'de icâzet aldı. Ayrıca Eyüp Sultan Camii hatibi ve Kirpâs Tekkesi şeyhi Hâfız Mehmed Celâleddin Efendi ile Şam ulemâsından Şeyh Abdurrahman el-Hatîb'den hadis okudu.

Genç yaşta dedesi Ahmed Muhtar Efendi'ye intisap eden Yusuf Zâhir Efendi onun vefatı üzerine 1902'de babasından ve aynı yılın haziran ayında Sa'diyye tarikatının Abdüsselâmiyye kolundan hilâfet aldı, kendisine bu kola mensup olanların giydiği beyaz sikke giydirildi. Hüseyin Vassâf, Zâhir Efendi'nin Şeyh Abdüsselâm eş-Şeybânî'ye nisbetinin Sa'diyye Âsitânesi şeyhleri arasında adı geçen Şeyh Mustafa Efendi vasıtasıyla olduğunu bizzat kendisine yazılı olarak bildirdiğini kaydeder (Sefîne-i Evliya, I, 462). Ayrıca bazı kaynaklarda Ṣaḥîḥ-i Buḫârî icâzeti aldığı İsmâil ez-Zebîhî es-Safâyîhî'den Kādiriyye hilâfeti de aldığı zikredilir. Babası Elif Efendi'nin Meclis-i Meşâyih reisliğini yürüttüğü yaşlılık yıllarında Mes̱nevî derslerinden sonra hareme çekilip âyinin idaresini oğlu Zâhir Efendi'ye bıraktığı belirtilir. Elif Efendi, Meclis-i Meşâyih reisi iken Koska'daki Abdüsselâm Tekkesi meşihatını elinde bulunduran Kovacızâdeler'den birtakım suistimalleri görüldüğü için şeyhliği alarak oğlu Zâhir Efendi'ye verdi. Ancak tekke bakımsız ve yıkık olduğundan Zâhir Efendi Sütlüce'deki tekkede ikamet etmeye devam edip pazartesi günleri âyin icrâsı, hadis ve şemâil-i şerif dersi için oraya gidip geldi. Harap olmuş binayı yaptırarak buraya eski itibarını kazandıran Zâhir Efendi bu tekkenin son postnişinidir.

Yusuf Zâhir Efendi aynı zamanda 1902 yılından itibaren çeşitli medrese ve mekteplerde müderrislik ve muallimlik yaptı, bir ara ilmiye maaşı aldı. 1925'te tekke ve zâviyelerin kapatılmasından sonra 7 Ekim 1926'da Üsküdar Hacı Selim Ağa Kütüphanesi hâfızıkütüplüğüne tayin edildi. Soyadı Kanunu çıkınca Hasırcıoğlu soyadını aldı. 1948'de yaş haddinden emekliye ayrılıncaya kadar Süleymaniye, Ayasofya ve Râgıb Paşa kütüphanelerinde müdürlük yaptı. Emekliliğinin ardından 6 Ekim 1955 tarihine kadar Başbakanlık Arşiv Umum Müdürlüğü'nde eski metinler uzmanı olarak çalıştı. 9 Mayıs 1956 tarihinde vefat eden Yusuf Zâhir Efendi'nin cenazesi, damadı tarihçi ve yazar Midhat Sertoğlu'nun girişimleri sonucu çıkarılan Bakanlar Kurulu kararıyla doğduğu ve hayatını geçirdiği Hasîrîzâde Dergâhı ile Mahmud Ağa Camii arasındaki hazîreye defnedildi.

Eserleri. 1. el-Muktetaf mine'l-âsâr fî ilmi usûli'l-âsâr. Türkçe muhtasar bir hadis usulü kitabıdır. Müellif eserin girişinde hadis usulü literatürüne ve eserin kaynaklarına değinir. Tertibinde büyük oranda İbn Hacer'in Nuḥbetü'l-fiker'i esas alınmıştır. Eserin biri müsvedde halinde (Süleymaniye Ktp., Sütlüce Dergâhı, nr. 5), diğeri temize çekilmiş olarak (AÜ İlâhiyat Fakültesi Ktp., nr. 7616) müellif hattı iki nüshası bulunmaktadır. Muhteva bakımından daha zengin olan ikinci nüsha Veled Çelebi'ye (İzbudak) takdim edilmiş, eser üzerine M. Masum Şenburç yüksek lisans tezi hazırlamıştır (bk. bibl.). 2. Buğyetü'n-neds fî tercemeti Semerati'l-hads. Hz. Ali'ye atfedilen, nefisle ilgili bir soruya verilen uzunca cevabın Elif Efendi tarafından S̱emeratü'l-ḥads fî maʿrifeti'n-nefs adıyla yapılan şerhinin yarım kalmış Türkçe çevirisi olup müellif hattı on üç sayfalık tek yazma nüshası M. Masum Şenburç'un özel koleksiyonunda bulunmaktadır. Hüseyin Vassâf'ın zikrettiği Fethu'l-habîr fî tercemeti Hizbi'l-kebîr, el-Kavlü'l-heşîş fî tercemeti Salâtı İbn Meşîş, et-Teşevvüf alâ menşei't-tasavvuf, et-Teşerrüf ale't-Taarruf, Terceme-i Risâle-i Reslâniye, el-Besâis fî şerhi'l-Hasâis ve İfâde adlı eserler ise (Sefîne-i Evliya, I, 460) muhtemelen, Zâhir Efendi'nin hayatını geçirdiği Hasîrîzâde Dergâhı'nın harem-selâmlık binasında 1983'te çıkan yangında yanmıştır.

Çeşitli gazete ve dergilerde makaleleri yayımlanan Yusuf Zâhir Efendi müstensih kimliğiyle de öne çıkmaktadır. İstinsah ettiği eserler arasında babası Elif Efendi'ye ait el-Bârikāt (Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 2035), ed-Dürrü'l-mensûr min hızâneti esrâri'n-nûr (Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 2038), en-Nehcü'l-kavîm li-men erâde en yestekīm (Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 2035), S̱emeratü'l-ḥads fî maʿrifeti'n-nefs (Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 2036), et-Tenbîh (Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 2035) bulunmaktadır. Fıkıh, hadis, kelâm, felsefe, tasavvuf gibi alanlarda kaleme alınmış küçük risâlelerden, biyografik ve bibliyografik notlardan oluşan Mecmûʿatü'l-fevâʾid de istinsah ettiği önemli eserlerdendir (Süleymaniye Ktp., Sütlüce Dergâhı, nr. 82).

Kaynak: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA