Bekkâîn ne anlama gelmektedir ?

Bekkâîn el-bükâ' kelimesinden türetilmiş olup "çok ağlayan" mânasına gelen el-bekkâ'ın çoğuludur. Kadın erkek bütün müslümanların katılabilmek veya gidenlere yardımcı olabilmek için her türlü imkânlarını seferber ettikleri, münafıkların ise katılmamak için bahaneler uydurdukları; yolun uzak, mevsimin sıcak oluşu sebebiyle Hz. Peygamber'in yalnız güçlü bir bineği olanların iştirak edebileceğini söylediği "Gazvetü'l-usre" (çetin gazve) adıyla meşhur Tebük Gazvesi'ne çıkacak orduyla gitmek için can atan, ancak fakir olduklarından dolayı binek bulamayan yedi sahâbî, sefer öncesi Hz. Peygamber'e giderek durumlarını arzettiler. Hz. Peygamber ise kendilerine binek temin edemediğini söyledi. Buna son derece üzülen ve oradan ağlayarak ayrılan, daha sonra müslümanlar arasında "bekkâîn" diye anılan bu sahâbîler hakkında şu âyet nâzil oldu: "Kendilerine binek temin etmen için sana geldiklerinde, 'size binek bulamıyorum' dediğin zaman, Allah yolunda harcayacak bir şeye sahip olamadıkları için üzüntüden göz yaşı dökerek geri dönenlere de sorumluluk yoktur" (et-Tevbe 9/92).

Bekkâînden sayılan yedi kişiden Sâlim b. Umeyr, Ulbe b. Zeyd, Abdurrahman b. Kâ'b, Heremî b. Abdullah ve İrbâd b. Sâriye'nin adları İbn Hişâm, Vâkıdî ve İbn Sa'd tarafından birlikte verilirken diğer ikisi için İbn Hişâm Amr b. Hümâm b. Cemûh ile Abdullah b. Mugaffel'i, Vâkıdî Amr b. Utbe ile Seleme b. Sahr'ı, İbn Sa'd ise Amr b. Aneme ile Seleme b. Sahr'ı zikretmektedir. Ayrıca İbn Hişâm Abdullah b. Mugaffel'in yerine Abdullah b. Amr'ın adının da geçtiğini belirtirken Vâkıdî Abdullah b. Mugaffel ile Amr b. Avf'ın, İbn Sa'd ise Abdullah b. Mugaffel ile Ma'kıl b. Yesâr'ın bekkâînden olduklarına dair bir rivayetin bulunduğunu kaydederler. Ancak bu sahâbîlerden Seleme b. Sahr, Amr b. Utbe ve Ma'kıl b. Yesâr'ın Üsdü'l-ġābe ve el-İṣâbe'deki biyografilerinde bekkâînden olduklarına dair herhangi bir bilgi yoktur. Tefsir kaynaklarında yer alan ve Mücâhid tarafından nakledilen başka bir rivayete göre bekkâîn, ashap içinde kendilerinden başka yedi kardeş bulunmayan Mukarrin'in oğullarıdır.

Adları hakkındaki farklı rivayetlere rağmen sayılarında ihtilâf edilmeyen bu yedi sahâbînin göz yaşartan halleri ashaptan bazılarını harekete geçirmiş, İbn Yâmîn b. Umeyr ile Abbas b. Abdülmuttalib ikişer kişinin, Hz. Osman da geri kalan üç kişinin binek ve yiyeceklerini temin ederek onların İslâm ordusuna katılmalarını sağlamışlardır. Olayın önemi, birçoklarının bahaneler uydurarak geri kalmaya çalıştığı cihada, bu yedi yoksul müslümanın fakirlik gibi meşrû mazeretlerine rağmen ne pahasına olursa olsun katılmak istemelerinden kaynaklanmaktadır.

Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi


BİZE ULAŞIN
SON DAKİKA