Yazarlar dün akşam oynanan maçları yorumladı

Spor Toto Süper Lig'in son haftasında Galatasaray, Trabzonspor'u 2-0 yenerken, Fenerbahçe deplasmanda Karabükspor'a 3-2 mağlup oldu. İşte yazarların bu maçlar hakkındaki yorumları...

Levent TÜZEMEN: Bu ikili bozulmaz

TT Arena'nın tribünlerine asılan, "İnsanlar masum, zalimlerin eli kanlı. Bu insanlık suçunda yanındayız Reyhanlı. Zalimler suçlu, silahlar zanlı, acın acımızdır Reyhanlı" şeklindeki pankartlar Türkiye'nin yaşadığı acıyı anlatıyordu. Bu pankartlar şampiyonluk şöleni yapılmayacağının işareti olduğu gibi G.Saray taraftarının acıya gösterdiği mükemmel duyarlılıktı.
TT Arena'da gösterişten uzak güzellikler vardı. 19 şampiyonluğu simgeleyen çatıdan aşağıya sarkan sarı-kırmızı bayraklarda şampiyonluğun yılı, oyuncuların isimleri ve teknik adamların adları yazıyordu. G.Saraylı ve Trabzonlu futbolcuların el ele tutuşarak tribünlere gitmeleri büyük alkış aldı.

MELO MUTLAKA KALMALI
Maça gelince; G.Saray şampiyon olmuş, Trabzon'un aklı ise kupa finalinde... Şartlar izin verse G.Saraylılar "Kupayı alalım" Trabzonlularsa "Bir an önce eve gidelim" zihniyetindeydi. Ani bastıran sıcak havada Riera, sakatlanıncaya kadar Melo, Muslera ve Emre Çolak çok istekli, diğerleri tatil modundaydı. İlk 15 dakikada Drogba'nın gollük iki vuruşunu Tolga engelledi. Riera ve Emre Trabzon'un sağ tarafını adeta yol geçen hanı yaptı. Günün yıldızı Riera hazırlanışı mükemmel bir pozisyonun finalinde çok klas vuruşla golü attı. Gol öncesi, Hamit'in Eboue'ye verdiği ara pası sonrası, Burak'ın Tolga'dan dönen vuruşunu Riera mermi gibi üst ağlara yapıştırdı. Üst üste ikinci krallığını ilan eden Burak'ın sol ayağıyla attığı golün pozisyonunu Amrabat hazırladı. Kadıköy'de daha kolay pozisyonda Burak golü atamamıştı. G.Saray'ın camiasına, Fatih Terim ve oyuncularına 19. şampiyonluk hayırlı olsun.
Uyarıyorum; Melo çıkarken tribünlere "Elveda" der gibiydi. Futbolda kaprise yer yok. İki şampiyonlukta Melo-Selçuk uyumunun önemi büyük. Bu ikiliyi bozmak hatanın ötesinde bir davranış olur.

Emrah KAYALIOĞLU: Alkışlar ve ayıp!

Teşekkürler Galatasaraylı ve Trabzonsporlu futbolcular... Teşekkürler Galatasaraylı taraftarlar... Daha maça bir saatten fazla varken zemini kontrole çıkan Tolga Zengin lehine tezahüratlarla "Bu gece burada farklı şeyler olacak" dedirttiler. Tolga bunlara alkışla karşılık verdi. Sonra Zokora'yı çağırdılar. O da, bu desteği yumruk şovla ödüllendirdi. İki takım birlikte ısınırken "Selçuk İnan Trabzonspor'u tribüne getir" tezahüratı uzun süre karşılık bulmadı. Öyle ısrar ettiler ki, Selçuk önce rakip takımın kaptanı Tolga'ya gitti. Konuşup anlaştılar. Ve iki takım tamamen karışık bir halde el ele tribünü selamladı ve alkışladı.
Evet maçın gazı kaçmıştı... Evet iki tarafın da iddiası yoktu... Yine de iki büyük takımın jübile havasındaki maçta bile olsa bu tabloyu sergileyebilmesi önemliydi. Hele geçen haftaki şiddet, ırkçılık ve "Anneler gününde annelere küfür" olaylarından sonra... İddialı bir maçta olur muydu; zor. Ama bir başlangıç yaşadığımız ümidini de çok görmeyin bizlere... Özellikle ikinci yarıda şampiyonluğu kutlamak varken F.Bahçe'ye yapılan küfürlü tezahüratlar da bu güzelliğe yakışmamanın ötesinde, fazlasıyla ayıp oldu.

ŞÜKÜR'DEN SONRA BURAK
Gazı kaçmış maçta G.Saray ağırlıklı olarak solunu kullandı. Burdan Emre ve Riera ile etkili oldu. Tolga'yı zorlayan Drogba imzalı şutlar da burdandı. Trabzonspor, G.Saray'ın fazla basmadığı anlarda ceza alanı yakınlarına kadar geldi. Ancak ortalarda sarı-kırmızılı savunma Melo'nun yardımıyla hata yapmadı. İkinci yarının başında Amrabat'ın pasında Burak farkı ikiye çıkarırken Süper Lig'de Hakan Şükür'den beri ilk üst üste Gol Krallığı'nı (bugün bir gol sağanağı olmazsa) yaşayacağını duyurdu. Maçın önemli notlarından biri de sakatlanan Melo'nun 41'de çıkarken tribünlere adeta veda edişiydi.

İskender GÜNEN: Yanlışlardan ders alınmalı

Önce Galatasaray'ı şampiyonluğundan ötürü kutlayalım. Trabzonspor ise dünkü maçtan çok kendileri için daha önemli çarşamba günü Fenerbahçe ile yapacakları kupa finalini düşünüyordu. Tolunay Kafkas geçen haftaki ilk 11'den farklı bir takım sahaya sürdü. Yapılan bu rotasyon sonucunda ortaya çıkan tablo ise oyun olarak olumsuzdu.
İlkyarıda Galatasaray bütün ataklarını, Trabzonspor'un sağ kenarından geliştirdi. Bunun en önemli nedeni Adrian'ın geri dönüşlerdeki yetersizliğiydi. Bu da Zeki Yavru'nun çoğu kez rakipleri ile tek başına kalmasına neden oldu. Galatasaray önce bu kenardan gelişen ataklarda iki net gol pozisyonu yakaladıktan sonra Riera'nın golüyle öne geçti.

ÜRETEMEYEN BİR TAKIM
İkinci yarıda yapılan değişikliklerden sonra ise bir kez daha görüldü ki; Trabzonspor gol pozisyonu üretmede bu sezon Süper Lig'in en yetersiz takımlarından biri. Öyle pozisyonlar var ki, oyuncu seçimi doğru yapılabilse ya da pasın şiddeti doğru ayarlanabilse gol noktalarında daha etkin bir görüntü verebilirdi Trabzonspor. Burak Yılmaz'ın ayağından yenilen ikinci gol öncesi yine top Trabzonspor'da iken atılan yanlış pasın golle sonuçlanması da bunun bir örneğiydi.
Artık bu sezon bitti. Çarşamba günkü final bu takım için büyük önem taşıyor. Fakat bu sezon başı yapılan saha içi ve saha dışı yanlışlar, takımı bugünkü noktaya getirdi. Bu yanlışlardan ders alınması gerekmektedir. Özellikle yabancı oyuncuların bu sezon takıma yaptıkları katkıların istenilen düzeyin çok altında olduğu gerçeğini kimse göz ardı etmemeli ve yabancı oyuncu transferleri daha akılcı yapılmalı.

Rıdvan DİLMEN: Taş gibi oyun

Kim ne derse desin güzel oyun vardı dün... Ligin son haftasında üç takımdan biri düşecekti. Heyacan oldukça yüksekti... Elimde kumanda bir o maça gidiyorum bir bu maça... Basıyorum Karabük'teyim taş gibi bir oyun görüyorum. Basıyorum Belediye'ye onlarda da durum farklı değil. Herkes kazanmak için elinden geldiğince asılıyordu ama sonuçta bir takım düşecekti.
İlk 45 dakikalar bittiğinde düşen takım Karabük'tü... 90 dakikalar sonunda ise düşen takım İstanbul Büyükşehir Belediye oldu.
Fenerbahçe takımı tabii ki kafasında ligi bitirmiş kupa maçını düşünmeye başlamıştı. Geçen sene olduğu gibi bu sene de kupayı kazanmak istiyorlar. Bu sezon 63 maç oynamanın verdiği yorgunluk ve tabii ki kupa nedeniyle rotasyona gidilmişti. Ama kalan oyuncular, farklı bölgelerde oynayanlar bile (Orhan Şam stoperdeydi) ellerinden geldiğince oyuna tutunmak istediler. F.Bahçe özellikle 10. dakikadan sonra iyi top oynadı, golü de buldular. Ama ikinci yarının başında attıkları iki gol Karabük'ü morallendirdi. F.Bahçeli futbolcular beraberliği yakalamalarına rağmen yine sezonun iyi oyuncularından LuaLua'nın golüyle Karabük öne geçmeyi bildi. Maçla ilgili çok şey yazmak ne kadar doğru bilmiyorum ama kimler iyi oynadı dersek F.Bahçe'de Mehmet Topuz'u söyleyebiliriz. Ama zor şartlarda oynayan Karabük'ün tamamı iyiydi. Mustafa Kamil Abitoğlu zor müsabakayı en az hatayla bitirdi. Penaltı kararı da doğruydu.

Ahmet ÇAKAR: Gazozuna maç

Maç öncesi iki takım el ele tribünlere gidiyor. G.Saray tribünleri şike sezonunun şampiyonunu Trabzonspor olarak belirlemişler bile. Tabii ki bu sırf F.Bahçe'yi kudurtmak için yapılmış bir pankart. Maç başlıyor herkes birbirini öpüyor. Alan razı, veren razı. Ama şunu söyleyelim ki ciddiyet ön planda. Özellikle Drogba sahada futbol değil ama futbolculuk dersi veriyor. Rakibin kramp girmiş ayağına masaj yapıyor, faul yaptıktan sonra rakibiyle öpüşüyor, herkes birbirini öpüyor ve sahada da güzel bir maç oynanıyor. Herhalde Türk futbol tarihinin en rahat, en gerilimsiz Galatasaray-Trabzonspor maçı oynanmıştır.
Burak yine çok ciddi. 'Lig bitti ben de azıcık rölantiye geçeyim' demiyor. Gidiyor, geliyor deparını atıyor. Bunlardan birinde de Amrabat'ın kurtardığı topu çok iyi götürdü ve kendi klasiklerinden olan gollerden birini daha attı. Aslında birçok oyuncu için dün geceki maç özlenen bir tablo. G.Saray şampiyon olmuş, tatili düşünüyor. Trabzonspor ise tempo yüksek olsa da maçı bir idman gibi görüp Türkiye Kupası finaline hazırlanıyor.

EMRE'Yİ BEĞENDİM
Şimdi şunu sormak lazım. Böyle güzel tabloyu oluşturan şartlar mı yoksa başka bir şey mi? Ya bu maç F.Bahçe-Trabzon maçı olsaydı aynı tabloyu yaşar mıydık bilemiyoruz.
Artık G.Saray önümüzdeki sezona bakıyor. Her mevkisiyle Türkiye'nin en önde takımlarından biri. Ama mesela bazı yerli oyuncular fazla şans bulamadılar. Bunların başında da Emre Çolak geliyor. Ben dün gece kendisini çok beğendim. Harika bir futbolculuk kumaşı var. Şu bir gerçek ki, G.Saray'da kaldığı sürece senede pek az maç oynar. Ama bir başka takımda olsa belki de Milli Takımımızın yeni yıldızı olabilir.
Böyle maçlar hakemler için de öyle güzel ki... Ne çalsan, hangi kararı versen futbolcular tamam diyor. Kasıtlı hareket yok. Ceza alanı içinde kendini atıp penaltı bekleyen yok. Durum böyle olunca Hüseyin Göçek de yönettiği maçtan büyük keyif almıştır sanırım.

Gürcan BİLGİÇ: Tatil modu!

Belli ki Aykut Kocaman kadroyu yaparken ikilemler yaşamış... Çarşamba günü oynayacağı kupa maçı aklındayken, düşme hattının kader maçı da önünde. Kadro seçimindeki hassasiyeti, peşinden başka hassasiyetleri de getirebilirdi. Takımını finale saklasa, ligde kalması alacağı üç puana endekslenen Karabükspor'a avantaj sağlamakla eleştirilebilir. Tersini yapsa, bu kez final öncesinde takımını, amaçsız bir maçta yorabilir.Bu nedenle dengeli oynadı takım tertibiyle. Kimsenin ağzına sakız vermeyecek, "Bu niye yok" denmeyecek on bir oyuncu ile puanların peşine düştü.
Yine de, oyuncular bu ciddiyetin farkında veya umurunda olmadılar. Kazanma arzusunu gördüğünüz iki - üç Fenerbahçeli sayabilirdik.
Gerisi maçı bir an önce bitirmenin, bazıları tatil hesaplarının, bazıları Ankara finalinin gölgesinde saklandı. İki takımın da yediği gollere baktığınızda Karabük'ün düşme hattında neden olduğunu açık şekilde görüyordunuz. Fenerbahçe'nin ise liderin neden bu kadar puan gerisine düştüğünü...

KARABÜK 2. YARI UYANDI
Karabük, öteki maçların sonuçlarına aldırmadan, kendi göbeğini keseceğinin farkına ancak ikinci 45'te vardı. Rakip defans göbeğinin aslında en iyi forvetleri olduğunu anlayıp, iki ara topla bir penaltı, bir de gol yarattılar. Üçüncüsünde ise Cristian'ın ikramını reddetmediler. Bu pozisyonda LuaLua şutu çekerken, Bekir sırtını dönüyor. Bir defans oyuncunun toptan korkmasını hiç kabul etmedim. Bir çok maçta bunu tekrarlayan Bekir'i ve diğerlerini de anlayamayacağım.
Sakatlandığı Lazio maçından beri Sow ortalarda yok. İyileşti dendi, forma verildi ama sorumluluk almadan, bitik görüntüsüyle sahada dolaşıyor. Aykut Kocaman da buna izin veriyor. Aynı performansı Semih Şentürk'de görse, sonraki maçı bırakın ikinci yarıya başlatmazdı. Aykut Hoca erken tatilcileri tekrar amacın içine sokmak zorunda. Böylesine görkemli bir sezonun taçlanacağı bir maç kaldı çünkü.