Yazarlar Kasımpaşa-F.Bahçe maçını değerlendirdi

Ömer ÜRÜNDÜL: Üç puan Caner'in

Fenerbahçe ilk devrenin başından sonuna kadar sürekli hücumu düşünüp oyunu karşı alana yıktı. Ancak Ersun Yanal'ın göz ardı ettiği önemli bir konu vardı. Kasımpaşa kaliteli futbolculara sahip tehlikeli bir takımdı. Eğer ofansif ağırlıklı oyunda etkili bir takım presin yoksa ve de buna ilaveten ani atakları ligimizde en iyi karşılayan ön libero olan Mehmet Topal da oynamıyorsa savunma güvencesi oluşturmak mümkün olmaz Nitekim Fenerbahçe oyuna iyi başlamasına ve istekli de olmasına rağmen ilk devrede iki gol yedi. İki yüzde yüzlük gol pozisyonunu da Egemen ve Holmen önledi. Kasımpaşa ataklarında hem geride geniş alanda yakalanmak hem de ileri uç oyuncularından kenarlarda Caner ve Gökhan'a yardım gelmeyişi ciddi handikap teşkil etti. F.Bahçe 2. yarıda da oyunu karşı alana yıktı. İkinci yarı başında Caner'in frikiğinde iki kere direk, arkadan da Emenike'nin boş kaleye topu atamayışı takım adına şanssızlıktı. Bu riskli oyunda Kasımpaşa'nn yine kontratakları oldu. Sonra da Caner'in güzel ortasında Webo skora denge getirdi. Artık maçın bu sonuçla biteceği beklenirken ceza alanı içindeki bir karambolde Webo takımına 3 puan kazandıran golü attı. Fenerbahçe dün gece kaybedebileceği bir maçı son dakikada kazandı. Ama bunda da bir numaralı etken mükemmel performans sergileyen Caner'di. Ersun Yanal'ın da mutlaka bu çok önemli üç puanın ardından dikkatli bir analiz yapması gerekir. Çünkü Aykut Kocaman döneminde Fenerbahçe çok paslı, kontrollü anlayışla takım savunmasını hiç ihmal etmeyen bir oyun modeline alıştı. Bunu birden değiştirmek hiç de kolay değil. Kasımpaşa'da çok kaliteli oyuncular var. Ancak genel olarak takımın fizik gücü ve temposu yeterli değil. Şota'nın ivedilikle bu sorunu çözmesi gerekir. Hakem Mustafa Kamil Abitoğlu başarılı bir maç yönetti.

MAÇIN ADAMI: CANER

Gürcan BİLGİÇ: Olanlar, olmayanlar

Bir başlangıç aranıyordu. Bunun adını koymak için süreklilik gerekiyordu. Sivasspor karşısında 116 kilometre koşarak, geçmişin paslarını silmeye uğraşanların, Kasımpaşa'daki duruşları önemliydi.
İki kez geriye düştüler. İyi oynadılar mı, hayır. Çok hata yaptılar mı, evet... Öne çıkan oyuncu var mıydı; Caner Erkin. Ama maçı kazanmak adına her şeyi yapmayı denediler mi; elbette.
Bu duruşu kaybetmeden, bu ısrarı formanın ve oyunun bir parçası yaparak, kazanmak adına çimi yıpratmak, Fenerbahçe'nin karakteri olmalı. Çünkü taraftarının ve camianın yüreği burada böyle çarpıyor.
Sonuç üstüne fazla konuşmadan yorum üretmek gerekiyor. Çünkü kazanmak, öz eleştiriyi geciktirebilir. Rakibe kontra pozisyonlar verilmesi sürpriz değil, sahada risk alırken bunu da göze alırsınız. Fakat basit hataların sahiplerinin en tecrübeli ve beklentili oyuncular olması dikkat çekici. Ya aşırı öz güven, ya rakibi çok küçümseme, ya da milli maç sonrasında gelen dikkat eksikliği ile birlikte, fiziksel sorunlar, bu zaafların sebebi.

ENSTANTANE GOLLER
Kasımpaşa'nın ceza alanı önünde duvar oluşturup, Fenerbahçe'yi sürekli kaleden uzak, uzun toplarla atağa zorlaması ilginç. Kalabalıkta, uzun kaleci ve stoperler ile "eritirim" diye düşünmüş olabilir Şota. Ama bu bir teslimiyete gidip, ön tarafın tamamen oyuncu yaratıcılığına emanet edilmesi belirsizliği de getirir. İki golün enstantanelerden doğması, düşünülmüş pozisyonlar olmaması, genç teknik adamın üstünde durması gereken ayrıntı. Selçuk, Meireles ve Holmen üçlüsünün neredeyse tüm maç boyunca şeffaf olması, rakip oyuncuların dirençle karşılaşmadan ceza alanına yaklaşmaları da, 90 dakikayı zora sokan başka faktör. Üçlü sıkıştırmalar, rakibin hataya zorlanması, oyunu uzun toplara bıraktırma gayreti de hep boşa çıktı.
Galibiyet golü sonrasındaki Fenerbahçe kulübesi, bitiş düdüğünün peşinden sahadaki oyuncuların gösterisi, aynı yolda yürüyenlerin de bir kararlılık fotoğrafı. Alın terlerini paylaşıyorlar. Birlikte üzülürken, birlikte de sevinmenin kıymetini anlıyorlar. Takım oluyorlar.
MAÇIN ADAMI: CANER ERKİN

Ahmet ÇAKAR: Caner

Fenerbahçe ipten döndü... Çok iyi oynamadılar ama fizik güç olarak Kasımpaşa'yı son yarım saat sahadan sildiler. Bu tür galibiyetler, hem moral olarak hem de puan olarak çok önemli. Ama bazı eksiklerin üzerini kapatmamalı.
Fenerbahçe'nin en önemli eksikliği çok kolay gol yemesi... Bu sadece dün geceki maç için geçerli değil. Sezon başından beri yenen goller ve verilen pozisyonlar çok düşündürücü.
Kasımpaşa iki gol attı, 3-4 tane daha atabilirdi ama maçı Caner aldı desek abartmamış oluruz. İlk yarıda duran toptan harika bir gol attı. Enerjisi, mükemmel, ortaları cabası... İkinci yarı yine duran topta çok iyi vurdu, top iki direği aşıp gol olmadı. Ama Webo'ya attırdığı ikinci golde de Caner muazzam bir orta yaptı. Önce Fenerbahçe defansında neler oluyor anlamak lazım. Kanat beklere asla yardım gelmiyor. Onların arkasına atılan tüm toplar, çok önemli gol pozisyonları yaratıyor. Kasımpaşa'nın da attığı iki gol, birbirine çok benzer. Üstelik Bruno Alves, yenilen gollerde ortada yok. Diri, kuvvetli ama sadece bu kadar. Gereksiz şekilde, kritik yerlerde fauller yapıyor.

EMENİKE HALA HAZIR DEĞİL
Fenerbahçe'nin dün geceki galibiyeti asla küçümsenmemeli. Moral olarak çok önemli bir katkı yaptı ve bu stattan 3 puanı almak da her babayiğidin harcı değil. Aslında Fenerbahçe son saniyelerdeki şansı olmasa maçı kazanamayacaktı.
Son anlarda Kasımpaşalı oyuncular birbirine girip topu Webo'nun önüne bırakınca Fenerbahçe'nin sürpriz golü ve galibiyeti geldi. Emenike hala beklediğimiz Emenike değil. Holmen, koşuyor çabalıyor ama ne kadar Fenerbahçe'nin oyuncusu bu tartışılır. Ama Webo, Fenerbahçe'ye transfer olduğu günden beri yapması gerekeni yapıp, gollerini atıyor.
Hakem Kamil Abitoğlu'nun en kritik kararı, Emenike'ye faul yapan oyuncuya "Bariz gol şansı değil" deyip sadece sarı kartla geçiştirmesiydi. Oysa ki o pozisyonda "Emenike'ye faul yapıldı" diyorsa, pozisyonda bariz gol şansı olduğundan kırmızı kart vermeliydi.

MAÇIN ADAMI: CANER VE WEBO

Rıdvan DİLMEN: Bıçak sırtında oynardı

Fenerbahçe, Caner ve Webo ile Kasımpaşa'yı yendi. Kaybetse Elazığ karşısında bıçak sırtında oynardı.
Fenerbahçe, öncelikle çok çok önemli bir üç puan aldı.
İstanbul'da oynadığı son üç lig maçında üçte üç yapması büyük moral oldu. Avrupa kupalarında sıkıntı yaşamış, deplasmanda Konyaspor'a üç gol yiyerek lige başlamıştı. Eskişehirspor, Sivasspor ve Kasımpaşa maçlarında alınacak kötü bir sonuç, camiayı sıkıntıya düşürebilirdi. Son anlarda alınan üç puan teknik heyeti, oyuncuyu ve camiayı rahatlattı. Kasımpaşa karşısında puan kaybetseydi gelecek hafta oynayacağı Elazığ karşısında bıçak sırtında oynamak zorunda kalırdı. Fenerbahçenin gol atmadığı maç yok ancak yemediği tek maç var, o da en fazla pozisyonu verdiği Eskişehir karşılaşması... Konya'dan üç, Sivas'tan iki, Kasımpaşa'dan iki gol yedi, keza Avrupa kupası maçlarında da kalesinde gol gördü. Esasında Fenerbahçe'nin kazanmak adına yapması gereken tek şey gol yememesi... Çünkü Fenerbahçe her halükarda gol atar, frikikten atar, kornerden atar, karambolden atar...
İlk haftadaki fikrim değişmedi. Fenerbahçe, bu sezon geçen sezondan daha fazla gol atar ama geçen sezondan daha fazla gol yer. Gökhan Gönül-Alves-Egemen-Caner dörtlüsünden oluşan savunma, bireysel hatalardan rakibine pozisyon vermiyor...

BÜYÜKLERE KARŞI BU KADAR GERİ YASLANILMAZ

4-1-4-1 gibi bir dizilişle sahaya yayılan Fenerbahçe, topu rakibe kaptırdığında ceza sahası çevresinde büyük boşluklar veriyor çünkü ön libero Selçuk'un önünde görev yapan Meireles, Holmen, Kuyt, Emenike ve Webo beşlisi topa sahip olduğunuzda etkili oluyor, rakibi karşılama anlamında zafiyet gösteriyor.
Fenerbahçe'nin takım savunması anlamında zafiyet yaratan bu soruna bulabileceği tek çözüm, önceki gün Beşiktaş'ın Bursa'da yaptığı gibi alan daraltarak oynamak... Caner'in performansı dikkat alkışlanmalı, gol öncesi Webo'ya yaptığı bir orta var ki aslında görerek attığı bir pas, frikikten bir golü var, bir kez direğe takıldı, ikinci goüln asistini yaptı. Oyuna giren çıkan 22-23 oyuncunun en iy-i siydi. Esasında bugün Caner ve golcü özelliklerini sahaya yansıtan Webo, Kasımpaşa'yı yendi. Fenerbahçe'nin bir diğer önemli özelliği ise özellikle son yarım saatlerde kazanmak adına çok fazla çaba göstermesi ve alternatif sunabilmesi.
Takımın yüzde 70'inin iyi oynamadığı bir günde kazanmak önemli ancak Kasımpaşa'nın teknik direktörü Şota'nın son bölümde yaptığı hatalar, Fenerbahçe'nin galibiyetinde önemli rol oynadı. Yaptığı oyuncu değişiklikleri sonrası Kasımpaşa çok fazla geriye yaslandı, tam anlamıyla kaşındı. Büyük takımlara karşı bu kadar geriye yaslanarak kazanamazsınız, büyük takımlar ite kaka, ite kaka o golü atmayı biliyor...

BUGÜNDEN İTİBAREN SOW'U HAZIRLAMALI

Ersun Yanal'ın 5-2 kazanılan Sivasspor karşılaşması sonrası dün Holmen'in yanı sıra ileri üçlüde yine Emenike, Webo ve Kuyt'ı tercih etmesi normal. Ancak göz ardı edilmemesi gereken bir Moussa Sow gerçeği var.
Yanal, bugünden itibaren gelecek hafta oynayacağını Sow'a hissettirmeli ve gelecek hafta gerekirse Emenike ya da Kuyt'ı tribüne gönderebilmeli. Aksi takdirde Sow'u kaybeder ve bir daha kazanması çok zor olur. Emenike, klasik 4-4-2'nin ikinci forveti gibi oynuyor.
Evet, çok güçlü ama çok hızlı olduğu söylenemez yani öyle uzayıp gitmiyor.

Hakkı YALÇIN: Caner'e saygı
Dün gece, ilginç bir Fenerbahçe vardı sahada. Bir yanı iyi futbolun mührünü basmaya hazır. Öte yanı kötü futbolun kaşesini.
Bu takım, rakibiyle uğraştığı kadar kendisiyle de uğraşıyor. İlk yarıda Kasımpaşa 3 kez geldi, ikisini gol yaptı. İkinci yarıda Kasımpaşa'nın her gelişinde yelpaze gibi açılan bir savunma ve buna yataklık eden orta alan izledik. Bir takımın böylesine bonkör olması şaşırtıcı. Ama bir takımın son dakikaya kadar galibiyeti kovalaması da övgüye değer.
Dün gecenin bir yıldızı varsa, onun adı Caner'di. Tempoluydu, yürekliydi, düşüncede de hızlıydı, eylemde de. Galibiyet onun emeklerine saygıydı belki de. Attığı gol de bir ustalık eseriydi. O pozisyon öncesinde Donk'a kırmızı kart göstermeyen Kamil Abitoğlu'na haksızlık ödeştirmesinin yanında!
İki yarıda da maça iyi başlayan bir Fenerbahçe vardı sahada. İlk yarıda yediği kopya gollerin bir adresi varsa, onun adını Gökhan Gönül koyalım. Fenerbahçe'nin ikinci yarıda ayakta kalan dirençli yanını öne çıkaralım. Futbolcular arasındaki uzaklığın, ikinci yarıdaki yakınlaşmayla gelen galibiyetin sebebi olduğunu, Kuyt ve Meireles'in son 20 dakikada uyandığını hatırlatalım.
Ve "futbol oynar gibi kazanmak, futbol oynayarak kazanmaktan zordur" derken, Fenerbahçe'nin kazandığı 3 puanın aslında çok önemli olduğunun mührünü basalım. Çünkü dün gece sahada dişli bir Kasımpaşa olduğu gerçeğini yok saymayalım.
Caner'in harika performansını, Webo'nun"usta golcüler olması gerektiği yerdedir" gerçeğini gecenin repertuarına yazarken, Fenerbahçe'nin beraberliğe bile itiraz eden halini, gelecek haftalardaki "Mücadele ruhunun vtr'leri" olarak anons edelim. Şimdilik elimizden gelen budur.

Gürkan KUBİLAY: Hepimiz Caner'iz
Ara vermek bazen iyi gelmiyor takımlara. Öyle bir oyunla başladı Fener, Sivas maçı oyununu inkar edercesine. Hani 'iki takım da birbirini tartıyor' lafı vardır ya. Öyleydi ilk 15 dakika. Tatsız, tuzsuz. Sonra bir duran toptan golü buluverdi Kasımpaşa, Volkan'ı yere yatırmadan. Aslında, yediği 4 golün 2'sini kornerden yemiş Paşa için ilginç bir goldü bu. Sonra Fener, Caner ve Gökhan'ı biraz daha öne atmaya başladı ama Kuyt ve Webo etkisiz, Holmen de hücuma katkısız olunca pek de sıkıştıramadı Paşa'yı. Caner'in golü, 41 hafta sonra Fener'in ilk frikik golüydü, Caner'in yükselen formunun taçlanmasıydı aynı zamanda. Ama konsantre değil gibiydi sarı lacivertliler. Oyuna pek kendilerini veremeyince kademe hataları da yapınca, 4-4-2 ile cesur oynayan Kasımpaşa, bir kenar ortasına yine Volkan'ı yere yatırmadan 2.'yi atıverdi.

Kasımpaşa çekilince
İşler kötü gidiyordu belki ama Fener'in rakibe göre daha iyi olan ve haftalar ilerledikçe yükselen fizik ve kondisyonu, 2. yarıda maçı rakip alana yıkmasını sağladı. Holmen kötüydü, çekti Yanal onu, aldı Alper'i, daha bir hızlandı takım. Selçuk'un yerine Topuz hamlesi de öne oynattı. Çok şut attı, % 70'le topla oynadı Fenerbahçe. Pozisyonları bulmaya, direkleri dövmeye başladı. Geriye çekilerek buna çanak tuttu Kasımpaşa, korktu resmen. Bu kadar çekilince de, bir ceza alanı içi golcüsü olan Webo, önce maçın yıldızı Caner'in ortasında, sonra da Kuyt'ın faul yapıp yapmadığı konusunda şüphem olan pozisyonda fişini çekiverdi, Yalçın'ın süper oynadığı Kasımpaşa'nın. Sow'un yerine, antrenmanda ve maçta daha çok çalışmalı düşüncesi ile Webo'yu sahaya süren Yanal bu maçta haklı çıktı. Fenerbahçeli oyuncular da bu takımın ilk 11'i değil, ilk 15'i olacağını anlar ve küsmez iseler ve 'hepimiz Caner'iz' derseler, Fenerbahçe yürüyecektir.

Emre BOL: Volkan'a rağmen
Sow'u kadro dışı bırakması konusunda Ersun Yanal'a destek vermiştim.
Kimin kadroda olacağını oyuncunun ismi değil, idman performansı belirler.
Volkan sezon başından bu yana formsuz. Neredeyse çerçeveyi bulan her top gol oluyor!
Peki, nedir Volkan'ı bu kadar vazgeçilmez kılan?
Yanal bu takımı adil yönetecekse; Sow gibi bir süre Volkan'ı da dinlendirmesi gerekir. Yoksa onun "kişisel problemlerle" takımı idare ettiğine inanırım!
Alper Potuk'u transfer edebilmek için G.Saray'la kıran kırana bir savaş yaşandı.
Ama Alper ilk 11'de yok!

Selçuk 'beyin' olursa!
Fenerbahçe'nin"beyni" Selçuk olmuş! Toplar onda toplanıyor, "beyin" Selçuk pas dağıtıyor!
Hal böyle olunca Fenerbahçe'de "Selçuk kadar" oynuyor işte!
Alper'in oyuna girmesiyle Fenerbahçe oyunu rakip sahaya yıktı. Gecenin adamı Caner'in katkısını unutmayalım.
Sahada ondan başka kazanmayı isteyen ikinci bir isim yoktu. Savunma yaptı, hücum etti, asist yaptı, frikikten de nefis bir gol attı.
Volkan'a rağmen kazandı dün gece Fenerbahçe! En dikkat çekici özelliği ise yaşlı bir takım olmasına rağmen takım kondisyonu üst düzeydeydi.
Uzatmalarda gelen gol bunun göstergesidir.
Çok iyi oynamasa da skor katkısı yapan Webo bu takımın olmazsa olmazıdır.

İlker YAĞCIOĞLU: 3 puanı Caner getirdi
Bu ligde kazanılacak her 3 puan değerli. Hele ki Kasımpaşa gibi bir deplasmanda konuşuyorsanız, ve 2 kez geriye düştüğünüz maçı uzatma dakikalarında bulduğunuz golle kazanıyorsanız aldığınız 3 puan altın değerindedir.
Ama dün geceki skora bakıp F.Bahçe'nin muhteşem oynadığını söylemek ve F.Bahçe'ye övgüler yağdırmak olmaz.
Futbol bir takım oyunudur, tamam.
Kazanılan ya da kaybedilen puanlarda tüm oyuncuların payı vardır.
Ama Fenerbahçeli oyuncular kusura bakmasın dün gece Caner Erkin olmasaydı, Fenerbahçe bu maçı kazanamazdı.

SOW KAZANILMALI!
Dün akşam Caner belki futbol hayatının en iyi maçını oynadı. Gol attı, attırdı, attığı frikik direkten döndü. Bütün bunları yaparken defansif görevini ihmal etmedi. Ve girdiği kritik kademelerle de Kasımpaşa'nın birçok atağını kesti. Bütün bunları da sol bek oynarken yaptı. Modern futbolda beklerin ne kadar değerli olduğunu Caner bir kez daha herkese gösterdi.
Oyunun geneline bakarsak geçen haftaki Sivas maçının aksine F.Bahçe'nin üretken olamadığını görüyoruz.
Emenike, Kuyt ve iki gol atmasına rağmen Webo Kasımpaşa defansını fazla zorlayamadılar.
Ersun hocanın Sow ile yaşadığı sorunu halledip kazanması lazım.
Çünkü yedek kulübesinde skoru değiştirecek oyuncu yok. Maçın kurtarmak için oyuna soktuğu oyuncuların Alper ve M.Topuz olduğuna bakarsak ne demek istediğim daha iyi anlaşılır.