Samet Aybaba Fenerbahçe derbisinde Escude'yi sol savunmacı, Galatasaray derbisinde ise Mehmet Akgün'ü sağ savunmacı olarak kullanıp rakiplerinin ekmeklerine yağ sürmüştü. Bilic ondan aşağı kalmadı, Necip'i sağ kanatta denemek için bula bula derbiyi buldu, ne diyelim helâl olsun! Yahu, Dany sağ bek oynamış, Necip de stoperde denenmiş. Maceraya ne gerek var. Serdar diyeceğim ama hadi onu beğenmiyorsun bari B planını düzgün yap. Hem böylece Dany'yi kaleden de uzaklaştırmış olurdun? Öbür taraftan Galatasaray üçlü savunmayla başlamış, Ceyhun sahada, bunlar da tam Beşiktaş'ın istediği güzellikler! Bilic pragmatik bir teknik adam olsa Galatasaray'ın kadrosunu gördüğü anda Ömer ya da Holosko'yu öne koyardı ama zordur (!) bunları yapmak. Oyunun şekli değişti Maça iyi başlayan ve ilk 20 dakikada daha etkili olan Beşiktaş'tı. İlk yarının ikinci bölümünde Galatasaray aldı sazı eline ve kendi oyuncusu (!) Dany'in yaptığı gereksiz penaltıyla öne geçti. İkinci yarıda sahanın hakimi Beşiktaş'tı. Kartal baskı kurdu, pozisyon buldu ama Almeida bir türlü geçemedi Muslera'yı. Oyunun şekli değişmiş, ilk yarıda çiçek gibi açılan Galatasaray kompakt oyuna ve dörtlü savunmaya dönmüştü. Bu takdirde Oğuzhan, Olcay, Gökhan Töre gibi oyuncuların çilingirlik yapması gerekir ama üçü de günlerinde değildiler. Tek çare Fernandes'i oyuna almaktı Bilic de bunu yaptı, ardından da Ömer kozunu oynadı. Sonuç olarak Galatasaray iyi oynadığı dönemde penaltıyla da olsa bir gol bulup maçı kazandı. Beşiktaş çok üstün oynadığı ikinci yarıda ise gol bulamadı. Çünkü, Galatasaray'da kiralık oynayan bir Beşiktaşlı yoktu! NOT: Semih'in korner itirafı ve Cenk'i alkışlayan Galatasaray taraftarının centilmenlikleri takdire değerdi!
Serkan KORKMAZ: Erdem
Galatasaray maça hiç de iyi başlamadı. Beşiktaş top kendisindeyken oyunu açıp, top rakibe geçtiğinde iyi kapanıyordu ve ilk 20 dakikada maçın boyu en az 70 metreydi. Sneijder, Drogba ve Burak bu süreçte topa değmekte dahi zorlanıyordu. Devrenin ikinci bölümündeyse Necip'in koruduğu sağdan değil, Motta'nın tarafından seyrek de olsa G.Saray akınları gelişmeye başladı. Veysel'in bu kanatta o dakikalara mahsus-yükselen performansı penaltıyı kazandırdı. Herkes o an itibarıyla Dany'yi suçluyordu ama ben bu pozisyonda Kamerunlu'nun elinden geleni yaptığını düşünüyorum. Eğer kayarak müdahaleye yeltenmeseydi Veysel mutlak bir gol pozisyonunun başrolündeydi. Morinho'nun "özellikle Riera'ya dikkat etmeliyiz" demesi çok şey anlatmıyor mu size de? Necip'in sağ bek oynadığı bir maçta birkaç yıl daha pişmesi gereken Telles yerine İspanyol oynasaydı şüphesiz ki G.Saray adına daha iyi olurdu. Fernandes geç girdi İkinci yarıda hayli üstün oynayan Beşiktaş'ta Biliç Fernandes'i oyuna geç sürerek Mancini'nin 70. dakikaya kadar rahat rahat maçı seyretmesini sağladı. Kalan 20 dakikada herkes Beşiktaş'tan beraberlik golünü belki daha da fazlasını beklemeye koyulmuştu çünkü Galatasaray aslında hayli kötü oynuyordu. İlk yarıdaki penaltı olmasa gol atma ihtimali hiçbir şekilde yoktu. Cenk ve Tolga'nın sakatlıkları çok üzücüydü. Özellikle genç file bekçisi hareketsiz yerde yatarken hepimizin yüreği ağzına geldi. Tüm bu yaşananlara rağmen bu derbiyi Semih'in "top benden çıktı hocam" itirafıyla hatırlayacağım. Helal olsun sana Semih; "ne olursa olsun kazanmak" peşindeki bir futbol kamuoyuna en güzel mesajı verdin. Umarım senden yaşça büyük meslektaşların, yöneticiler, yorumcular da seni örnek alır. Futbol ancak senin gibi erdemli gençler sayesinde değerli bir oyun.
Sinan VARDAR: Tempo düşünce
Beşiktaş maça tam saha presle başlarken bu tempoyu ne kadar sürdürecek merak içindeydim. Bu oyun temposuyla dünyanın en iyi takımları bile 60 dakika devam edebiliyor. Beşiktaş pozisyonlar bulurken forvetler yaratıcılıktan yoksundu. Maç bu görünümde sürerken Galatasaray'ın yeni transferi "yetenekli" Veysel, (perşembe günkü köşe yazımı Veysel'e ayıracağım) pozisyonu kendi yarattı. Dany'nin de müdahalesiyle Galatasaray penaltıdan gol buldu. Kiralık Dany için kimse öküzün altında buzağı aramasın. İngiltere'de kiralık oyuncular kendi takımlarına karşı oynayamıyor. Bizim federasyon kış uykusunda. Beşiktaş'ın kanatları yine felçti. Necip'in karşısındaki Telles başarılı olunca Necip'e sadece defansif görevini görmek kalıyordu. 47. dakikada Almeida'nın kaçırdığı golü anlamak mümkün değil, beceriksizdi ve şanssız günündeydi. İdman eksiği olan Oğuzhan ve Veli oyundan iyice düştüler. Böyle olunca Kartal'ın temposu da eksilmeye başladı. Bu Gökhan'ı da çözemedim. Bakıyorsunuz oyunda yok, sonra bir patlıyor herkesi şaşırtıyor. Bilic'in orta sahadaki sorunları görüp Fernandes'i alması biraz geç oldu. Centilmence oynandı Yüksek tempo yorğunluğu oyuncularda görünürken pas hataları maksimuma çıkıyordu. Maçın tamamında Beşiktaş oyuna hakim olmasına rağmen şanssızlık ve becereksizlik sahada 3 puanı bırakmasına neden oldu. Galatasaray'a gelince... Transferde 9 oyuncu aldılar ama satmak için kulüp aranan Yekta oyuna girdi. Bu nasıl bir yapılanma, bu sistemi anlayamadım; herhalde anlayamadan gideceğim. Galatasaray hem moral depoladı hem de yorulmadan maçı kazandı. Centilmence oynanan derbide kalecilerin gözüne lazer tutan eşeği! de tenemmim emniyet tespit etmiştir.
Mert AYDIN: Bir garip derbi
Ligin bitmesine haftalar kala derbiyi ölüm kalım meselesine çevirince iki takımın da futbolları kısır oldu. Daha çok karşı takımın pas ve gol yollarını tıkama üzerine oluşturulan taktikler nedeniyle kaliteli ayaklar aynı düzeyde işler yapamadı. Açıkçası Galatasaray'ın Bursa ve Eskişehir maçlarının yanılsama olduğunu düşünmeye başladım. Ya da Chelsea maçını düşünme konusunu abarttılar. Beşiktaş orta sahası karşısında oyun kurmakta zorlandılar. Melo dışında topu ileri taşıyamadılar. Belki de bunu başarabildikleri 6-7 dakikalık süreçte penaltıyı ve golü buldular. Beşiktaş ise oyundaki üstünlüğünü futbol aklıyla birleştirmekte zorlandı. Böyle zamanlarda işte Fernandes aranıyor. Gökhan'ın ve Almeida'nın performansı iyiydi ama Olcay ve Oğuzhan onların gerisinde kaldı. Dany yaptığı penaltıyla maçın kader adamlarından biri oldu. Hata tabii ki yapılabilir. Ama Kamerunlu için yaşam zor olacak bundan sonra. Kafaya takmasınlar Drogba, o etkisiz maçlara oranla canlanmış gibiydi. Sanki o Chelsea maçını unutmuş gibiydi. Muslera, kötü Galatasaray'ın en iyilerinden biriydi. Burak, Drogba'yı kızdıran ofsayt rekoru peşinde koştu. Tabii bir şeyler söylemek gerek Semih için. Ender görülen hareketi harika. Ama biz de iki yüzlüyüz. Bir yandan onu övüp bir yandan da fair play düşmanlarına alkış tutuyoruz. Saha içinde doğru ile yanlışı beraber alkışlayınca garip oluyor. Beşiktaş'ın bu skoru kafaya takmamalı lazım. Hem art arda maçlar kazanabilirler hem de önündeki takımlar puan kaybedebilir. Galatasaray ise vites arttırmanın yollarını bulmak zorunda.
Fatih DOĞAN: G.Saray'a hediye
Sadece Cüneyt Çakır'ın yanlış kararını düzelten Semih'i alkışladık...
Metin TEKİN: Klasik bir durum!
Fernandes için de ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Beşiktaş'ın ikinci yarı başlangıcına baktığımızda Fernandes'siz bir oyun ve alınan iyi sonuçlar var. Ancak bazı oyuncular vardır ki ya 11'inizde olur ya da kadronuzda yer almaz.
Bunu Drogba için de söylüyorum zaman zaman.
Fernandes'in takımda kalması zor görünüyor. Dün gece tekrar gördük ki kulübeden gelen Fernandes, oyuna diri giren değil, oyuna yabancı kalan bir futbolcu izlenimi veriyor. Maçın son bölümlerinde verimli değildi.
Gecenin en çok konuşulan adamı yaptığı penaltıyla Dany oldu. Klasik bir Dany hatası gördük. Oyunun geneline baktığımızda 'tamamdır' diyebileceğimiz bir Dany vardı ancak öyle bir an vardır ki işe o an bütün skoru belirler. Çok acemice ve gereksiz bir savunma hamlesiyle olmayan bir penaltı yarattı.
Gecenin adamı ise Galatasaraylı Semih oldu. Zirve yarışını belirleyecek böylesine önemli bir maçta, hakeme gidip, "Top benden çıktı" demesi Semih hakkında yanılmadığımı bir kez daha gösterdi. Bir futbolsever olarak Semih'e teşekkür ediyorum. Umuyorum futbolun diğer aktörleri de onun bu olgunluğuna sahip olurlar.
Levent TÜZEMEN: Psikolojik galibiyet...
Not: Penaltıya neden olan Dany adına üzüldüm. Dany, Veysel'in feykine aldandı. Beşiktaş taraftarı Dany'i dilerim suçlamaz.
Rıdvan DİLMEN: Dany anlamsız fauller yapıyor
Semih kardeşim; zaten senin iyi bir futbolcu olduğunu biliyoruz. Centilmen ve iyi bir insan olduğunu da duyuyorum. Seni çok seviyorum Semih kardeşim.
Ahmet ÇAKAR: İmdada Dany yetişti
Cüneyt Çakır sakinliği, faul tespitleri ve oyunculara yaklaşımıyla mükemmeldi. Penaltı kararı da tartışmasız doğru. Ama vermediği bir iki sarı kart var. Bunlara da dikkat ederse zaten dünya çapındaki karizmasına hiçbir leke gelmeyecek. Ama dün gecenin alnı öpülesi adamı Semih Kaya'ydı. Hakem Çakır önce aut verdi, centilmen Semih "Hayır hocam benden çıktı" dedi ve Çakır da korneri gösterip Semih'i kutladı. Bravo Semih...
Erman TOROĞLU: Bari kopya çekin...