G.Saraylılar'ın merakla beklediği Karabük'teki maç öncesinde Rusya'dan çok güzel bir haber geldi. G.Saray Basketbol Takımı, ''THY Euroleague-Top 16''da, L.Kuban takımını yenmişti. Bu sonuçla sarı- kırmızılılar galibiyet sayısını 4'e yükseltip gruptan çıkma umudunu güçlendiriyordu.
O dakikada herkesin aklı daha çok futboldaydı aslında. Ezeli rakip F.Bahçe ile girilen rekabet ''deplasman fobisi'' denen bir illet yüzünden hayli sekteye uğramıştı. G.Saray evinde ''kral aslan'', evi dışındaysa ''evcil kedi'' gibiydi herkese göre! Mancini ve diğer profesyoneller, deplasmanlarda motivasyon ve konsantrasyon adına etkisiz kalınca, Aysal Başkan çareyi, Karabük yolunu tutmakta buldu. Hafta boyu ''G.Saray'dan, Karabük'e yönetici çıkarması'' tarzı haberlerle konu ''köpürtüldü''.
Ataman bile yapmazdı!
G.Saray kazanırsa Ünal Başkan İstanbul'daki görkemli ve konforlu hayatını bırakarak büyük bir fedakarlığa imza atmış olacaktı. İnsan ister istemez- ''peki ya; Rusya'da kaç yönetici vardı?'' diye düşünüyor. Ataman gibi, usta bir teknik adam olunca, ''Basketbol Şube Sorumlusu'' ve şube profesyonelleri kafileye eşlik açısından yeterliydi elbette ki...
Futbolculardaysa, disiplin, hırs ve ciddiyet nedense sadece Avrupa maçlarında ve TT Arena'da boy gösteriyor.
Sizce bunun sorumlusu kim? Mancini - Kerimoğlu ikilisinden ve takımın son derece ''silik'' kaptanlık rolünden başka, bu müthiş kadroyu motive edemeyen bir sorumlu daha var da, benim mi aklıma gelmiyor?
Anlaşılan; basketbol ya da futbolda, Türkiye'de çalışan bir İtalyan yerine, İtalya'da çalışmış bir Türk olmak daha iyi sonuçlar verebiliyor. Terim'i geçtim, Ataman bile, Drogba-Ceyhun değişikliği yapmazdı en azından...
İlker YAĞCIOĞLU: G.Saray'dan hayallere veda
Dün akşam, yine aynı korku filmini izledi Galatasaraylılar.
Mancini geldiğinden beri, deplasmanlarda sadece iki galibiyet alabilen Sarı-Kırmızılılar, dün akşam da Karabük'te iki puan bıraktı ve şampiyonluk yolunda ağır bir yara aldı.
Doğrusu bundan sonra, şampiyonluk ancak büyük bir mucize sonrasında gelebilir. Peki bu puan kaybı sürpriz miydi? Cevabını vereyim...
Asla değil. Geldiği günden beri, defansta defans diye tutturan ve Galatasaray'daki hastalığa yanlış teşhis koyan Mancini'nin eseridir. Türkiye'nin en iyi hücumcularına sahip; Burak, Drogba, Sneijder, Umut gibi forvetlerin onlara geriden destek verecek Melo ve Selçuk gibi orta saha oyuncularının olduğu bir takım bu kadar etkisiz, bu kadar silik bir futbol ortaya koyamaz.
NASIL BİR DEĞİŞİKLİK!
Eğer bu şekilde oynuyorlarsa, bunun tek sorumlusu takımın teknik direktörüdür.
Maça değinecek olursak, Galatasaray dün ilk 15 dakikayı kötü oynadı. Sonrasında oyuna ağırlığını koydu. Çok çabuk oyunun yönünü değiştirerek ve kanatları kullanmaya başlayarak da golü bulabilecek pozisyonları yakaladı. Ama topu filelere göndermeyi bir türlü başaramadı. Özellikle 43. dakikada Drogba'nın harika ortasını Burak'ın bomboş pozisyonda vuramadığı kafa tam anlamıyla saç-baş yoldurttu.
İkinci yarıda Karabük'ün biraz önde basmasıyla Galatasaray neredeyse hiç pozisyon bulamadı. Maçın 89. dakikasında Mancini'nin Drogba'yı çıkartıp, Ceyhun'u oyuna sokması uzun süre unutulmayacak bir teknik direktör hamlesi oldu.
MAÇIN EN İYİ OYUNCUSU
Karabük orta saha oyuncuları son derece etkiliydi. Musa, Furkan ve Sow, G.Saray'a geçit vermedi
MAÇIN EN KÖTÜ OYUNCUSU
Maçın en kötü oyuncusu Burak Yılmaz. Dün akşam çok topu harcaodı. Etkili gününde değildi.
Levent TÜZEMEN: Mancini'ye rotasyon!
G.Saray şampiyonluk yarışına Karabük'te "Elveda" dedi. Futbolda 'kazanan takım bozulmaz' bir kuraldır. Bu kural ne yazık ki, Mancini'ye işlemiyor. Dünya futbolunda başarıyı yakalayan takımların en değişmeyen bölgesi kalecisi ve savunmasıdır. Savunma tarlasından gelen İtalyan Mancini ise G.Saray'da anlamsız biçimde savunmayı değiştirmeye bayılıyor. Karabük'teki beraberliğin tek sorumlusu sadece Mancini değil. Ama balık baştan kokunca, koku tüm takıma da sirayet ediyor.
TT Arena'da Bursa'ya ve Akhisar'a 6'şar gol atan G.Saray'ın hücumdaki en faal oyuncusu Eboue, Karabük'e getirilmiyor. Üst üste kafa golleri atan Chedjou bir anda 'kesik' yiyor. G.Saray, Karabük'te 5 yabancıyla oyuna başlıyor, Chedjou kulübede oturuyor. Öğreniyorum ki; ilk yarı 5 kornerden faydalanamayan G.Saray'ın hocası Mancini'nin aklına birden duran toplarda gol atan Chedjou geliyor, Semih'in yerine oyuna giriyor. Yabancı hakkın olmasına rağmen Chedjou'yu kafadan koymamak İtalyan usülü olsa gerek. Öneriyorum; Mancini rotasyonu kendine uygulayıp deplasmanlara gitmesin. Şaşkınlıkları anlatmaya devam edelim... Yekta çıkıyor, Umut Bulut giriyor. Mancini'nin "Golü düşündüğünü" biz de algılıyoruz. G.Saray tam baskı kurmuşken, Ceyhun giriyor, kafa vuracak Drogba çıkıyor. Haydaaa... Mancini'nin Ceyhun tercihi tamamen 'yenilmezlik unvanını' korumak içindir. Ceyhun girecekse çıkacak olan kişi en azından Burak olmalıydı. İlk yarıda İshak'ın dokunmasıyla golü kaçıran Burak'ın tribünlerin tutumundan dolayı sinirleri yıpranmıştı. Bu arada Türk Milli Takımı'nın golcüsü Burak için Karabük taraftarının "Sahtekar" diye bağırmalarını ayıplıyorum. TFF bu çirkinliğe karşı üç maymunu mu oynayacak?
Hareket halindeki bir oyuncuyu ufak bir dokunuş bile bozar. İshak'ın Burak'a dokunuşu penaltıydı. Acaba hakem İlker Meral'in gözleri mi bozuk? Çünkü örnekleri var; Kasımpaşa'da oynarken Ali Güneş'in topu çizgiden elle çıkarmasını da görememiş ve "Göğsüyle çıkardı" yorumu yapmıştı. Aynı Meral, TT Arena'da karlı bir havada 1-1 biten Antalya maçında göremediği penaltıyı ancak yardımcı hakemi Volkan Narinç sayesinde vermişti.
Rıdvan DİLMEN: Şampiyonluk hayal
Bu maç öncesi Karabükspor ligde 3 maçtır kaybediyordu. Galatasaray içinse olmazsa olmaz hatta bence sezonun en önemli deplasmanıydı. Bu yarışta olmak için kazanmak zorundaydılar. Galatasaraylı yöneticiler Karabük'e neredeyse tam kadro gittiler. Oyuna baktığımızda sadece ilk yarıda Burak'la bir çok pozisyon yakaladı Galatasaray. Bir de ikinci yarının sonunda Drogba'nın getirdiği top var.
Galatasaray 80 dakika boyunca sıfır riskle oynadı. Oyun boyunca sürekli düdük çalan bir İlker Meral vardı sahada. İki takım tempo yükseltmiyor, hakem de temponun düşmesine katkı sağlıyordu. Galatasaray sadece son 10 dakika, "En fazla kaybederim, bir puanı istemem" deyip risk aldı. Orta sahayı da bıraktılar. Kontra tehlikesini göze alarak saldırmaya çalıştılar.
Hakan Balta stoper oynadı. Müthiş hamleler yaptı, kayarak aldı. Sezgileri kuvvetli. Tecrübesi de var. Burak Yılmaz kuvvetli, istekli ama ona katkı sağlamayan, eşlik etmeyen diğer arkadaşları vardı sahada.
Felipe Melo klasik deplasman performansını sergiledi, yani vasat.
BU OYUNLA ARTIK ZOR
Drogba ve Sneijder yine etkisizdi. Telles de... Oyunun sonunda da Drogba ve Ceyhun değişikliğinin nedenini çok merak ettim. Sebebini sormak istedim. Çünkü ben nedenini bulamadım.
Karabük savunma anlamında en rahat maçlarından birini oynadı. Ama özellikle büyük takımlara karşı iyi kontratak yapan Karabük'ü dün fazla etkili göremedik. G.Saray'ın Karabük'te aldığı bir puan sonrası şampiyonluk artık hayal gibi görünüyor. Sadece puan olarak değil oyun olarak da!
Erman TOROĞLU: Pozisyon penaltı!