İlker YAĞCIOĞLU: Teşekkürler Mancini
Geldiği günden beri yaptığı uygulamalarla herkesi şaşkına çeviren, bize daha önce şahit olmadığımız olayları yaşatan ve artık daha fazlası da olamaz dediğimiz anlarda yine de bizleri şaşırtmaya devam eden Mancini, dün akşam bir ilke daha imza attı. 0-0 giden maçta 93. dakikada Ontivero'yu oyuna almaya çalıştı.
Çok merak ediyorum bu hamleyi yaparken düşüncesi neydi.
Mesut Bakkal'ın yapması gerekeni, yani maçı tamamlamak için zaman kazanmak adına oyuncu değiştirmeyi Mancini'nin yapması akıl alır gibi değil. Bu yüzden Mancini'den rica ediyorum, bizim ayarlarımızla daha fazla oynamasın. Çünkü ben onu anlamaya çalışırken beynim kısa devre yapacak ve galiba kısa devre yapıcaz!
Ama yine de resmin diğer tarafına baktığımda Galatasaraylı oyuncuların da en azından kendileri adına giydikleri formanın hatırına bu maçlarda ortaya futbol adına bir şeyler koymaları lazım.
DAHA FAZLA MÜCADELE
Ne olursa olsun ligde şampiyonluk şansı sona ermiş olsa da Galatasaray forması giyen oyuncular her maçta rakiplerinden daha fazla koşup mücadele etmek zorundadırlar. Dün akşama bakacak olursak galibiyete yakın olan taraf yine de Galatasaray'dı. Rakip Konya'nın maç boyunca Galatasaray kalesini bulan şutu yoktu.
Buna karşın Galatasaray, ilk devre Sneijder'le 2. devrede de genç Berk İsmail ile yüzde yüz gol pozisyonları kaçırdı. Burak'ın direkten dönen topu Galatasaray adına gecenin şanssızlığıydı. Sonuçta Sarı-Kırmızılılar, zaten haftalar önce lige havlu atmıştı. Şimdi önlerindeki ilk hedef ligde önümüzdeki hafta oynanacak olan Fenerbahçe derbisini kazanmak ve taraftarını mutlu edebilmek.
Serkan KORKMAZ: Çorap kokusu
Bulunan ilk fırsatta Terim ile yolların ayrılacağını 9 ay öncesinde yazmıştı Levent Ağabey (Tüzemen)... Şampiyonlukla geçilen 2012-13 sezonunun son 90'A programındaysa Hıncal Ağabey (Uluç) ile birlikte Aysal'ın Fatih Terim'den, Terim'in Aysal'dan ne derece hoşlanmadığını vurgulamıştık.
Terim'e yakın yöneticilerin cımbızla ayıklandığı "sürpriz kongre" ve tüm bunlardan haberdar TFF yönetiminin boş kaleye topu göndermesiyle "beklenen" gerçekleşmişti. Golü Galatasaray yemişti... Çilek-milek, kurumsallaşma- durumsallaşma falan derken Mancini'li günler başlamıştı.
Dün 37. maçıydı Mancini'nin. Hepsinde farklı kadro ve taktikle oynadı. İki sene üst üste şampiyon olmuş, Süper Kupa ve Emirates Kupası'nı alan takım nire, bu takım nire...
Game Over Ontivero!
Arada "gençleştirme" bahanesiyle yapılan fuzuli transferler, gönderilenleri fazlasıyla arattı.
Olsun; camianın önde gelen isimlerinin çok azı, hafif çemkirse de, taraftar çok mutluydu.
Arda'nın satıldığı paraya alınan Bruma, onlar ve medya için de önemli bir yatırımdı(!).
Güney Amerika, Doğu Avrupa orjinli "ikinci lig topçusu" kıvamındaki isimlerle kadro kabarıyor, geleceğin paraları kasaya girmeden ipotekleniyordu. Şimdi o futbolcular sahaya çoraplarında mesaj taşımak için kullanılıyor. Galatasaray adına maçtaki tek güzel şey; Berk'in oyuna girmesiydi.
Konya'da oynanan maçta Galatasaray'ın en önemli oyuncusunun Felipe Melo olduğu net bir şekilde anlaşılmıştır diye düşünüyorum. Oyun bitiminde sahaya giren Ontivero'nun çorabında sanırım şu yazıyordu; "Game Over"...
Levent TÜZEMEN: İnşaat Konya'da başladı!
Başkan Ünal Aysal yaşanan sıkıntılı günler için, "Yağmur yağar, bulut olur. Ama yılın 360 günü G.Saray'da hava hep güzeldir" demişti. Görünen o ki; gökkuşağı G.Saray için çıkmayacak.
G.Saray Mancini ile deplasmanlarda ciddi bir istikrar yakaladı. Ne kazanıyorlar ne de kaybediyorlar!
Eğri oturalım, doğru konuşalım. Bazı maçları oyuncular kazanır. Kritik maçları da teknik adamlar belirleyecekleri stratejiler ve yapacakları doğru hamlelerle takımının kazanmasını sağlar. Konya maçına Mancini'nin özel hazırlanacağını düşündüm ama yanıldım. Karşıma aynı tas aynı hamam çıktı.
Rüzgarın etkili olduğu maçta Konyaspor'un akılda kalan tek pozisyonu olmadığı gibi G.Saray kalesine isabetli tek şutu bile yoktu. İlk yarı rüzgara karşı hücum eden G.Saray'ın Sneijder- Selçuk ikilisiyle iki frikiği "Buyur sen at" hovardalığında harcadı. Sneijder 30'da kaleci Itandje'nin üzerine vurup net golü kaçırdı. Vuruş ustası Sneijder'in nedense aklına topun dibine girmek gelmedi.
İkinci yarı G.Saray yüklendi, rüzgar altındaki Konya direndi. Sneijder'in üç tane, biri üst direkten dönen Burak'ın iki şutu gol olmadı. Aydın Yılmaz akla geldi ki; Umut'un yerine giren Berk İsmail net golü atamadı.
Mancini, "Bu golleri ben mi atacağım?" diye isyan edebilir, haklıdır. Ancak Melo'nun yokluğunda Ceyhun- Yekta ikilisine G.Saray'ın orta alanını teslim etmek doğru muydu? Bu ikili maç boyu ne dikine gittiler, ne de olumlu pas verdiler. Ceyhun'un çok top kaybıyla ve pas hatasıyla oynadığını görmesine rağmen değiştirmek için 80 dakika bekledi. Mancini'nini oyun zekası ve top kontrolü mükemmel olan Veysel'i hiç düşünmemesi de şaşırtıcıydı.
90+2'te Ontivera'yı oyuna sokmaya çalışan bir hocanın ruh hali kafaca dağıldığını gösteriyor. Mancini Bursa maçından sonra "G.Saray'ın geleceğini inşa ediyorum. Sabır gösterin" demişti. İnşaat Konya'da başladı galiba! Kritik maçta Umut çıkıyor, Berk giriyor. Hajroviç 80'de forma şansı buluyor, 3 dakika uzayan maçta 90+2'de Ontivero giremiyor! Girse ne olacak ki! Umut Gündoğan'a, Koray Günter'e ayıp olmuyor mu? Roberto Mancini'nin "Onu büyük yapacağım" dediği 2 milyon 750 bin Euro'luk Salih Dursun'dan da haber alınamıyor. Başkan Aysal, "Mancini cesur adamdır pes etmez" demişti. Ne var ki G.Saray pes etti bile!..
Rıdvan Dilmen: Artık hedef ikincilik!
Karabük-Beşiktaş maçı ile benzer bir karşılaşma oldu. Tek fark ilk yarıda Konyaspor rüzgarı arkasına aldı, ikinci yarıda Galatasaray... İlk yarıda Konyaspor 3-4 tane şut attı...İkinci yarıda da 5-6 tane denedi..Galatasaray'a ikinci yarıda 3 puana daha yakındı. Muslera'ya ikinci yarı iş düşmedi. Her puanın sezon sonu için önemli olacağı bir maç. Belki ev sahibi 1 puana üzüldü, aynı şekilde Galatasaray da...Ama belki de bu birer puan sezon sonu birisini kümede bırakacak diğerini de direkt Şampiyonlar Ligi'ne götürecek. Durumları itibarı ile birer puan kazandılar diyebiliriz. Galatasaray bu bir puanla Beşiktaş'ın üstüne çıktı. Bu yüzden önemliydi... Mancini 4-3-1-2 oynayıp Sneijder'i iki forvetin arkasında kullanıp, hücumda etkili olmaya çalıştı. Açıkçası Sneijder iyi de oyna dı. İtalyan hoca, oyunun sonlarında risk alıp, Ceyhun'u çıkararak hemen hemen dört forvete döndü. Ama bu da sonuç getirmedi. Galatasaray bu bölümde savunma güvenliğini de bıraktı ama Konyaspor istediği kontratakları gerçekleştiremedi. Mancini'nin Berk'i kullanması hoşuma gitti... Bundan sonraki maçlarda da kullanacağını umarak bu oyuncunun geleceği açısından önemliydi diye düşünüyorum. Mancini hafta içinde "Avrupa'da hiçbir teknik direktör Türkiye ile ilgilenmiyor" dedi. Gelme o zaman!.. Bunları çok yanlış buluyorum.
Geldiği kulüp de Avrupa'da şampiyon olmuş Galatasaray... Mancini Türkiye ligini ve G.Saray'ı hafife alıyor. Böyle demeçlerle kendi oyuncuların performansını da etkiliyor. Galatasaray maç kaybedilir veya puan da kaybedebilir. Ama hiç bir zaman özgüvenini eksik görmedik. Gördük ki Galatasaraylı futbolcular havlu atmış. Artık Galatasaray için tek hedef ikinciliği korumaktır ve buna konsantre de olacaktır.
Gelecek haftaki Fenerbahçe maçına da taraftarlarına ödül vermek için çıkacaktır Galatasaray.
Erman TOROĞLU: Mancini bence gitmek istiyor
G.Saray bildiğiniz gibi. Mancini geldiğinde, Drogba- Sneijder-Mancini rüzgarıyla rakiplerin üzerine gidip onları zorluyordu. Ama şu anda rakipler G.Saray'ı hiç sallamıyorlar. G.Saray kendi istediğini yapamıyor, rakipleri ne istiyorsa onu yapıyor.
G.Saray maçı yönlendiremiyor, rakipleri yönlendiriyor. G.Saray rakibi bozamıyor, rakipleri G.Saray'ı bozuyor. Türkiye'de bazı takımların isimleri büyük olduğu için puan listesinde yerleri farklı oluyor, o kadar. 90 dakika boyunca Burak'ın attığı ve direkten dönen şuttan başka ne var? Peki şimdi diyecekler ki "Çok rüzgar vardı." İyi, güzel de kaliteli oyuncu yağmurlu havaya da, karlı havaya da, rüzgarlı havaya da uyacak. İyi oyuncu o zaman kendini belli eder. İlk yarı rüzgar G.Saray'ın aleyhine. O zaman nasıl oynaması gerekirdi? Kısa toplarla çıkacaklar, fazla uzun top atmayacaklar ve mümkün olduğu kadar topa sahip olacaklar. G.Saraylılar ne yaptı? Habire toplara uzun uzun vurdular. Bu attıkları topların hiçbirine de hakim olamadılar. Peki ikinci yarı bu sefer ne yapmaları gerekirdi? Bol bol rakip kaleye şut atmaları gerekirdi. Bir defa Burak denedi, bir-iki defa Sneijder. Sokaktaki insanın bile bildiği doğruları G.Saray sahada yapmaktan acizdi. Bu G.Saray takımı eğer Beşiktaş sallanırsa ikinci olur.
Beşiktaş biraz dikkatli olsa kesinlikle ikinci olamazlar. Herkes göstermelik oynuyor. Canını kurtarmaya bakıyor. Maç 0-0. G.Saray için son şanslar.
Mesut Bakkal oyuncu değiştiriyor, 0-0'a razı. Hakem neredeyse bitiş düdüğünü çalacak, Mancini de oyuncu değiştirmeye çalışıyor! Demek ki o da 0-0'a razı. O en son oyuncuyu neden oyuna dahil edeceğini Mancini bir açıklasa çok memnun olacağım. Bence bu saatten sonra Mancini gitmek istiyor. Aslında Mancini'nin bazı söylemleri doğru. Türkiye Ligi'nin nasıl bir kalitesi olduğunu, Avrupa'da esamesinin okunmadığını, bunun için de gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söylüyor, doğru. Bunlar Türk futbolunun genel sorunları. Sen önce G.Saray'dakileri hallet. Türk futbolunu bazıları belki düzeltirler.
Tabi düzeltecek adamlar bulursan.