Beşiktaş, bir kez daha Atatürk Olimpiyat Stadı'nda kendi sahasında oynadığını hissetmeden, hissettiremeden bir İstanbul maçı oynadı. Ben futbolu sayılarla anlatmayı hiç sevmeyen, hatta sayılarla anlatılacağına inanmayanlardan biriyim. Ama dün akşamki maçta ortaya çıkan rakamlara baktığınızda Beşiktaş-Ç.Rize maçının kısa bir özetini ortaya koyduğunu gördük rakamların. İlk yarıda Beşiktaş'ın attığı şut sayısı: 3, kaleyi bulan şut sayısı ise: 0... Rizespor'un şut sayısı: 4, kaleyi bulan şut sayısı: 1... Yani hiç pozisyon üretilemeden bir 45 dakika oynandı. Mücadele edildi, paslar yapıldı, koşuldu ama tekrar vurguluyorum, tek tehlikeli pozisyon çıkmadı. Böyle oyunların gol yolu duran toplardır. Rize taç attı, gol oldu. Beşiktaş korner attı, maç 1-1 oldu. İşte bence dün akşamki maçın, özeti buydu. Evet, ikinci yarıda tempoyu artırdığını söyleyebiliriz Beşiktaş'ın ama üretkenlik aynıydı. Oyuncuların bireysel performansına baktığımızda tablo daha da kötü. Beşiktaş'ın santrforu Cenk, maçı tek bir kafa vuruşuyla tamamladı. O da çok kötü bir vuruştu. Veli-Atiba orta sahasından hücum organizasyonu çıkmadı. Burada Oğuzhan'ın eksikliğini vurgulamamız gerek. Yeni transfer Sosa katkı sağlar mı bunu da göreceğiz. Arsenal maçlarından sonra söylediğimiz bir şey vardı. Takım bu maçları ölçü alıp, "Arsenal'e böyle oynuyorsak, ligde çok rahat oynarız" düşüncesine kapılırsa kötü olur diyordum. Bunu da gördük. Lig aynen böyle başladı Beşiktaş için. Ayrıca ilk iki haftayı değerlendirdiğimde Ç.Rize oyun anlamında ligin en yetersiz takımı görüntüsünde. Tabii ki büyük resme baktığımızda puan kayıpları olacaktır ama böylesi maçlarda olmaması Beşiktaş'ı yukarılara taşıyacaktır. Şunu belirtmek isterim. Artık Beşiktaş'ın yapması gereken 3 puan serisidir. Çünkü ligin seri yapma zamanı geliyor.
ÖMER ÜRÜNDÜL
BEŞİKTAŞ BU SİSTEMDE SIKINTI ÇEKER
Beşiktaş, ilk yarıda oyunu karşı alana yıkıp, baskılı bir futbol sergiledi. Ancak tempo yüksek değildi ve de hücum girişimlerinde takım tertibinin yapısı itibari ile organize olamıyorlardı. Bunun yanında Rizespor'un hareketli, başarılı alan savunması da gündemdeydi. Mustafa Pektemek ve Cenk, stoperlerin markajında çok yetersiz kaldılar. Maça iyi başlayan Gökhan Töre'de devrenin ilerleyen dakikalarında etkisini kaybetti. Kazanılan duran toplar da iyi kullanılamadı. Rizespor ise ilerideki etkili sprinterleri ve LuaLua gibi adam eksilterek öne doğru mesafe kaydeden bir oyuncu olmasına rağmen geniş alanları değerlendirecek girişimler yapamadı. İkinci yarıya bir taç atışı sonunda konuk Rize sürpriz bir golle başladı. Beşiktaş ilk şoku atlattıktan sonra fizik üstünlüğü ile çok yoğun bir baskı kurdu. Ama rakibin iyi yerleşimi ve alan savunması karşısında bir türlü pozisyon bulamıyorlardı. Görüntü bir tesadüf gole kalmıştı. Nitekim de öyle oldu. Olcay bir duran topta topu iğne deliğinden geçirdi. Ondan sonraki gayretler de bir sonuç vermedi ve çok önemli iki puan kaybedildi. Beşiktaş'ta çok alternatifli bir kadro var ama alternatifi olmayan tek futbolcu Demba Ba... Cenk-Mustafa çift santrforu ile 4-4-2 sisteminde Beşiktaş, alan savunmasını iyi uygulayan her takım karşısında pozisyon sıkıntısı çeker. Beşiktaş'ın bir önemli handikabı da Olimpiyat Stadı'nda oynadığı için Galatasaray ve Fenerbahçe gibi saha ve seyirci avantajını kullanamaması. Rizespor iyi ve disiplinli bir mücadele sergiledi. Pas yaparak çıkamayışları son yarım saatte sürekli baskı altında kalmalarına neden oldu. Bana göre Mehmet Özdilek'in Holosko'yu çıkarmaması gerekirdi. Bütün riskleri alan rakip karşısında 50 metrelik genişlik, tam Holosko'nun sevdiği ortamdı.
MURAT ÖZBOSTAN
ŞANS ESERİ ATILAN BİR GOL, HEPSİ BU
Yarıştaki 3 rakibin haftayı bir puanla kapatmış... Milli maçlardan sonra en çok dinlenen takım sensin. Şu maçı kazansan; geçen sezonun başındaki havayı yakalayacaksın. Ama Beşiktaş ezeli rakiplerine uydu dün gece. Mazeretleri yok mu var! Demba Ba yok! Oğuzhan yok! Ondan daha tecrübeli diye alınan Sosa yok, sağ bek arasan zaten kadroda yok! Eğer 4-4-2 oynayacaksan ve orta sahanın göbeği Veli ve Atiba gibi, iki santrforuna top atamayacak adamlar ise, kanatlarındaki Gökhan ve Olcay'ın kötü oynama kredileri yok. Kanatlardan (bekler de dahil) isabetli orta gelmeyince Cenk'in hali Galatasaray'ın top göremeyen forveti Burak'a benzedi. Siyah-beyazlı takımın kulübesindeki Kerim Frei dışında oyunu değiştirebilecek adamı olmayan teknik direktör Bilic'in suçu yok. Onun sahaya yolladığı 11 bu maçı almalıydı. Geçen sezon Gençlerbirliği ile Beşiktaş'ı deviren 'evlat' Mehmet Özdilek, kısıtlı bir bütçe ile kurulan kadrosuna haddini bilen bir futbol oynattı. Anadolu takımlarının futbolcuları, İstanbul'un 3 Büyükleri'nin oyuncularından yere daha sağlam basıyor. Daha güçlüler.. İstanbul'un havası ve suyundan bu şehrin yıldızları belli ki yeterli idman yapmıyor. Kısacası Beşiktaş iğne deliğinden geçen bir şans golüyle bir puanı aldı. Hepsi bu dün geceye dair.. Hakem Hüseyin Göçek'in bir yönetim standardı var. Kendisi her zaman kötü maç yönettiğinden dün akşam da doğrusu hiç şaşırmadım. Beşiktaş sanki Olimpiyat Stadı'nda cezalıydı da tribünler boş kaldı. Geride kalan 2 haftada bu boş tribünleri TFF, kulüpler ve medya el birliği ile dolduramazsak eğer hepimizin işi zor .. Gidişat kötü! Son paragraf da zeminler için.. Her stadın zemini bir felaket.. Buna kim çözüm bulur bilmiyoruz.. Zeminler için TFF bir komisyon, bir araştırma ekibi kurup, reçete yazmalı..
FATİH DOĞAN
GÖÇEK BERABERLİK İSTEDİ
Beşiktaş 'ın adı konmamış bir takıntısı var. Son yıllarda rakiplerinin puan kaybettiği haftaları bir türlü avantaja çeviremiyor. Beşiktaş'tan başlayalım. Siyahbeyazlı takım evinde galibiyeti, Rizeli oyunculardan daha çok istemedi. Gerekli agresifliği, dinamizmi gösteremedi. Bunun üç nedeni olabilir. Birincisi, seyircinin yokluğu. Sayıları 5 bini bulmayan taraftarların yokluğu takımı olumsuz etkilemiş olabilir. İkincisi, milli arayı ya çok iyi değerlendiremediler ya da Perşembe günkü Avrupa maçını düşünerek motivasyon kaybı yaşadılar. Ancak bunların toplamı bile Beşiktaş'ın vasatı aşamayan futbolunu açıklamaya yetmez. Rize orta sahayı iyi kapatan, dengeli futbolunu koruyup hücumda ani çıkışlarla gol bulma anlayışını iyi uyguladı. İkinci yarının başında Ümit Korkmaz'ın attığı gol Rize'nin akıllı futbolunun ödülüydü. Ancak gol vuruşunu yaptığı pozisyonda 6 Beşiktaşlı oyuncunun ceza alanı içerisindeki pozisyon alımı ve paylaşımı, olumsuz örnek olarak derslerde pratik olarak gösterilmeli. Beşiktaş'a dün geceki futbol yakışmadı. Ancak Olcay'ın golüyle 1 puanı kurtaran Beşiktaş, 2 puan kaybını vasat futbolundan ziyade Hakem Hüseyin Göçek'in vermediği iki penaltıyla yaşadı. "Göçek, Beşiktaş'ın iki penaltısını vermeyerek 2 puanını çaldı" desek yanılmış olmaz. 56'da Gökhan'ın kaleye giden vuruşunu Giray ceza sahası içinde eli-koluyla perdeleyerek kesti. Yine 61'de Motta ceza sahasına girerken Eren, Motta'yı eliyle arkadan iterek dengesini bozdu. El de netti, penaltı pozisyonu da. Dün Göçek sanki beraberliklerin yaşandığı bir haftada maçı berabere bitirmek ister gibiydi. Hiç kuşkusuz daha iyisini oynamayan Beşiktaşlı oyuncuların yardımıyla!
HAYRİ ÜLGEN
RİZE KARTAL'A VİZE VERMEDİ!
Beşiktaş bu sezonun en kötü oyununu Rize önünde sergiledi. Ne takım oyunundan eser vardı ne oyunu organize edecek bir şef ne de oyunu kurtaracak bir golcü.. Demek ki milli maç nedeniyle verilen ara maalesef diğer kulüpler gibi Beşiktaş'a da yaramamış. Eğer Beşiktaş bu maçı kazanmış olsaydı tam tamına 9 puan hanesine yazacaktı. Çünkü Trabzon, Fenerbahçe ve Galatasaray 2'şer puan kaybetmişti. Oğuzhan'ın artık Beşiktaş'ta devamlı forma giyip orta sahayı zenginleştirmesi lazım. Onun istikrarsız oluşu oynayıp oynamaması Beşiktaş'ın gerçekten orta sahasını güçsüz bırakıyor. Bilic, Beşiktaş için iyi bir teknik adam. Ve bu sene "Biz şampiyon olacağız" derken hangi anlamda söylediğini merak ediyorum Beşiktaş bu futboluyla değil şampiyonluk ilk 3 arasında bile zorlanabilir. Defans problemi hala çözülememiş. Sağ kanata ya Atiba'yı yerleştirmesi lazım, ya da Serdar'ı iyi hazırlayıp ona forma vermesi lazım. Rize önünde ne sağdan ne de soldan Motta'nın tarafından bir organize kanatlardan top getirdiği olmadı. Beşiktaş her zamanki gibi orta göbekteki oyuncular uyurken Rizespor golü attı. Bilic ne olursa olsun o Sivok'u da ortanın göbeğine yerleştirmesi gerekli. Yoksa Beşiktaş çok gol yer. Dün bir de dikkatimi çeken bir konu koskoca Olimpiyat Stadı'nda sadece ve sadece 2 bin kişi vardı. Futbol Federasyonu maç tarihlerini maç saatlerini takım taraftarlarına göre ayarlayamazsa böyle tribünler hep boş kalacaktır. Olcay gol attım diye sevinmesin. Öyle ki oyun boyunca bir müspet harekmeti yoktu. Attığı gol de şans golüydü. Bilic ve futbolcular hemen aklını başına almalı. Demba Ba'nın sakatlığı sürecekse Oğuzhan'ın da sorumsuzluğu böyle devam edecekse hem Avrupa'da hem de ligde büyük yara alır. Şampiyonluk trenini de kaçırır.