Dünyanın en güzel asistini yapmışsın, asist olarak bile geçmiyor istatistiklere, gol olmadığı için... Benim omzuma çarpıp, senin önüne düşer golünü atarsan bu asist! Benden sana geldiği için... Ama ben senin önüne ayağımın içiyle yuvarlayıp, penaltı gibi, boş kaleye atacağın topu auta atarsan; asist değil! Böyle istatistiklerle futbol yorumlanır mı?
'Efendim, ben bilgisayar ile maç yönetiyorum!' Bu bilgisayarlardaki rakamlar kadar yanlış, yanıltan bir istatistik yok. Hocalar bunlara bakıyorsa, onların da aklına şaşayım!
İstatistiklere göre Emre, Fenerbahçe'nin en çok koşanlarından biriymiş! 10 kilometrenin üstünde koşmuş. O istatistik, Emre'nin kat ettiği mesafeyi gösteriyor; koştuğu mesafeyi değil. Emre, 1 kilometre bile koşmadı. Emre, 10 kilometrenin 9 kilometresini yürüdü. Maçı seyredin göreceksiniz. Eli belinde yürüyordu.
"Emre iyi koşmuş" diyen Lig TV'deki sevgili dostlarım Mustafa Denizli ve Şansal Büyüka'ya bizzat söylüyorum; Emre'nin koşusu şu: Santranın diğer tarafından koşarak kendi yarı sahasına geliyor, kendi stoperinin ayağından topu alıyor, o topu sağa sola ya da ilerideki birine uzun pas olarak atıyor, attığı andan itibaren de eli belinde yürümeye başlıyor. Attığı topun akınına, kendi koşarak gitmiyor, yürümeye başlıyor. Yalancı koşu bile yapmıyor, yürüyor.
Ama istatistik, bilgisayar onu, koştu kabul ediyor. 'Kat ettiği' mesafe deseler olur. Emre'nin maçta kat ettiği mesafe 10 kilometre... Ama koştuğu mesafe 1 kilometre bile değil... Emre'nin bütün koşusu, kendi stoperinden topu almak için geriye yaptığı bedava, boş koşular! Kendi yarı sahasına koşan adamı kimse takip etmez. Hücumda da koşmuyor, sadece yürüyor işte... Pası veriyor, 'benim attığım top nereye gitti' diye bakmaya başlıyor.
Mustafa Denizli ve Şansal Büyüka gibi Türkiye'nin futbolu iyi bilen iki adamı, Rakama bakıp, "Emre koşmadığı kadar koştu" diye yorum yaptılar. Biraz da maç seyredin abi!..