Trabzonspor'un oyun sürekliliği açısından orta sahada daha çok pas yapan takıma ihtiyacı var. Vahid Hoca şimdilik rotasyonla devre arasında da o bölgeye transferle işi çözmeli. Maçın hakemine gelince... Biz bu ligde çok 'Kahya'lar gördük. Daha maçın 2'nci dakikasında Sefa'ya yapılan harekete sarı kart göstermeyip güya güler yüzle maç yönetip, ilerleyen dakikalarda Trabzonspor'u dilim dilim doğrayan düdüklerinize alıştık. Lakin hiç şaşırmıyoruz. Çünkü sahiplerinizi iyi tanıyoruz. Kimin 'Kahya'sı olduğunuzu iyi biliyoruz. Bir gün hak gelir elbet... Büker kılıç kalkanınızı!
Olcay Çakır: Erken başladılar...
Ortada, keyifsiz, beraberliğe aday bir karşılaşma hakem marifetiyle ne hale geldi... Hakem, bir maçı, oyuncuları, teknik ekibi tribünleri ne hale getirdi... O tribünler ki, bir yıl hasretle takımını görmek için bin bir cefa çekebiliyorken... Şimdi o, muhtemelen bir sürü ödül puan ve övgü alırken onu yönetenlerden, Trabzonspor cezalarla boğuşacak... Bir takımın nasıl yeniden kurulup dirilişe geçişine bir kaç haftadır tanıklık ederken, küçük hesaplarla önüne birileri çıkacaktı elbette.
Bariz ötesi faulü vermiyorsun ve dönen top gol oluyor bu kısır karşılaşmada... O gol olduğu için yazıyorum, onun gibi bir çok kritik kararda elin varmıyor ve çok belli ediyorsun! Hikaye çok bildik, hikaye çok tanıdık... Sizlerle oynamak hakikaten ekstra sabır gerektiriyor. Trabzonspor bazılarının deneme tahtası, test alanı değil, her ne kadar sizlerle oynamaya mecbur kalsa dahi... Yedirilen golün bir benzerinde de Sefa'ya kartlık faul yapılıyor, faulü dahi vermiyorsun. Kimse bu hakemlerin ülke futbolunda yaşananlardan etkilenmediğini söyleyemez...
Daha sezonun başı arkadaşlar... Makasın nasıl açıldığını, makası asıl kimlerin kafadan açabildiğini görün istiyorum... Hoca zaten daha ilk maçlarında ülke de oynanan şeyin futbol olmadığını görmüştür diye düşünüyorum. Çok dikkatli olmalı ama nasıl? Bu sinir yapısıyla ve bu saha içi hakem yönetim anlayışıyla onun kenarda kalması bana zaten mucize gibi geliyordu.
Bir kulüp yeniden diriliş mücadelesi veriyor, ülkesine puanlar kazandırıyor... Kimler için, ne için, neye yarıyor, kimler faydalanıyor? Avrupa'da her nedense iyi giderken, ülkesinde habire hırpalanıyor, bunlar tesadüf mü? Yarıştan erken koparılıyor... Ama yok... Hakemler şikeden ceza almayanları güçlü kabul ediyor, onlara birşey olmadı "bana ne arkadaş" diye kafasından geçiriyorsa; bizler onlardan nasıl adil kararlar bekleyebiliyoruz? Bize ekstra hikaye anlatmayın, bu lig kirlidir!
Cengiz Tokgöz: Tatsız tutsuz çorba gibiydi
Trabzonspor, İstanbul'da da 2 puan bıraktı ve rakibi Başakşehir gibi, beraberlik serisine ligin üçüncü maçında da devam etti. İşin başında uyarmakta yarar var. Bu takım, Halilhadjic'in kenardaki ağresif şovları ile değil sahadaki gücü ile sonuca gider. Halilhodzic'in mutlaka sahada kalması gerek. Bordo-mavililer kale, önündeki savunma ve ileri çıkamayan iki ön libero ile yerine oturdu. Ancak onların önündeki yerlerde sorun var. Constant ile Waris, yararlı olacak topçular. Yanına monte edilecekler çok önemli. İnşallah Halilhodzic kısa sürede bu isimleri bulur da Trabzonspor çok kan kaybetmez. Yoksa bir maçta o, ötekinde bu ile olmaz. Böyle olunca çorbanın tadı olmuyor.
Penaltı da olmasa
Trabzonspor'da bir çalım hastalığı var. Papadopulos bile üç kez kaptırdığı toplarla kendi kalesine tehlike yarattı. Kanatlar çalışmadı. Öne top aktarılamadı. İkili mücadelelerde, Başakşehirliler kazandı. Gol bölgelerine top gitmezse, öndekiler kim olursa olsun skorbord değişmez. O kadar transferden en iyi onbiri sahaya sürmek, Halilhodzic'in görevi. Ancak, gördüğüm kadarı ile henüz o ideal onbiri sahada bulamıyorum. Bu düşündürücü. Tamam takım çok sonra bir araya geldi. Ama, bir şablonu olmalı. Bu yok. Henüz bu şablonu hissetmiş de değilim. Bordo-mavililer'in penaltı ile kazandıkları 1 puan, galibiyet kadar önemli. Bu takım mutlaka kendini geliştirmeli...
Necmi Perekli: İşte bu olmadı
Trabzonspor, İstanbul'da Başakşehir karşısında ne umduğun galibiyeti ne beklenen futbolu ortaya koyamadı. Takım halinde ilk onbeş dakika rakibi karşısında baskılı ve üstün gözüktü. Fakat gelin görün ki bundan Trabzonspor sahada yoktu. Oyun tamamen karşıt takımın baskısı ve üstünlüğüne geçti. Maçta pozisyon yok, kanat akınları ise hiç yoktu bu şartlar altında Trabzonspor'un maçtan puanla ayrılması tamamen rakip takımın hiç beklenmeyen hatalarına endeksli idi. Trabzonspor'un bu yarıda ki en büyük hatası orta sahada yeterli paylaşmayı ve paslaşmayı gereği gibi yapamamasıydı. Ayrıca yine bu alanda savunma ile forvet oyuncuları içersinde yeterli kominikasyonu sağlayamayınca blok üstünlüğü tamamen ev sahibi takımın kontrol ve denetimi altına geçti. Rakip takım, Trabzonspor karşısında ortaya koyduğu umulmadık enerjik ve sert futbolu ile ilerleyen dakikalar içerisinde gittikçe sahada hakimiyet kuruyordu. İkinci devrenin başında buldukları golden sonra da tüm dengesini ve kontrolünü kaybeden bordo-mavililer bu dakikalardan sonra ne yapacaklarını şaşırmaya başladılar. Oyuncuların paniklediği bu zaman içirisinde kulübenin oyuncuları motive etmesi gerekirken Halil hoca adeta oyunu seyredip oyuncularının konsantrasyonuna katkıda bulunamadı.
Beklediğini bulamadı
Zaten rakip ev sahibi takımın da istediği de bulduğu bir golden sonra oyunun deforme olması ile dengesini bozan, mantığını kaybeden Trabzonspor'u oyun dışı bırakmaktı ki bu mantıkta da başarılı oldu. Bundan sonra Trabzonsporu motive edip oyununu toplayacak ne sahada bir ağırlıklı ve motive edici oyuncu ne de kulübeden sahaya bir destek gelemeyince Trabzon bu maçtan beklediğini alamadan ayrılmak zorunda kaldı derken Başakşehir takımı kendi ceza sahası içersindeki topu uzaklaştıramayınca oyuncusu oyuncusunun eline topu nişanlayınca hakemde küçük bir geçikme ile penaltı noktasını gösterdi. Oyuna sonradan giren ve sahada hiçbir varlık gösteremeyen Cardozo düzgün ve sert bir vuruşla skorda eşitliği sağladı.
İskender Günen: Sen o faulü nasıl görmüyorsun!
Trabzonspor 'un bu sezonki maçlarını göz önüne getirdiğimizde atılan gol sayısı 4. Yalnız bu gollerin üçü serbest vuruştan gelme. Yani hücumda organize olamama durumu var. Vahid Halilhodzic bu maçta da kadroda değişikliğe gitti. Constant'ı Medjani'nin yanına çekti, orta alanda hücumu organize etme görevini Mehmet Ekici'ye verdi. Önde ise Sefa yer aldı. İlk yarıda hücumda yine önemli sıkıntıların olduğu gerçeğini gördük. Constant daha çok savunmaya yakın oynadığından ofansif girişimleri sınırlı kaldı. Mehmet Ekici ise uzaktan vurduğu şut dışında ortalıkta gözükmedi. İki kenar bek Zeki ve Musa Nizam da ofansif becerileri kısıtlı oyuncular. Fatih ve Waris çok kenarda kaldılar, top ayaklarına geldiğinde ise adam eksiltemedikleri için savunmadan atılan uzun toplarla sonuca gitmek düşüncesi Başakşehir savunması tarafından rahatlıkla önlendi. İkinci yarı ise savunmanın büyük hatası sonucunda kalelerinde golü gördükten sonra ortaya ne yaptığını bilmez bir Trabzonspor çıktı. Golden önce de net bir faul var. Yapılan oyuncu değişiklikleri ise tam bir kaos görüntüsünü ortaya çıkardı. Kimin ne yaptığı, nerede oynadığı belli değildi. Özellikle savunmada Papadopoulos, Belkalem ve savunmanın önünde oynayan Medjani çıkarken inanılmaz pas hataları yaptılar. Trabzonspor'un öncelikle çözmesi gereken hücumda organizasyonsuzluk. Geriden uzun toplar ve serbest vuruşlar dışında üretkenlikten çok uzaktalar. Maçın son dakikalarında kazandıkları penaltı bile top rakipteyken oluştu! Maçın hakemine gelince; anlamsız kararlar verdi. Her iki takımın lehine ya da aleyh-i ne verdiği faullerde inanılmaz yanlışlıklar yaptı. Trabzonspor'un yediği golden önce bariz faulü görmedi ve 90+4'te Trabzonspor'un attığı golden önce bana göre faul yoktu. Sefa'ya yapılan faulü bir hakem nasıl görmez anlamak mümkün değil. Maçı tam anlamıyla katletti. Bir başka söz de Halilhodzic'e. Kenardaki agresif tavırları oyuncuları da negatif etkiliyor. Çünkü hakemin her verdiği karar sonucunda oyuncuların agresif tavırlar içerisinde olduğunu gördük. Bu durum bundan sonraki maçlarda tekrarlandığı taktirde Trabzonspor büyük zarar görür.
Ömer Üründül: Mantıksızlık!..
Başakşehir, geçen sezon PTT 1. Lig'den gelmesine rağmen sistemi oturmuş, teknik direktör Abdullah Avcı'nın yakından tanıdığı kontrollü anlayışı ve basit oyun modelini iyi uygulayan bir takım. Bunu göz önüne aldığımızda maçın zor geçeceği belliydi. Trabzonspor bu sezon ilk defa ofansif ağırlıklı bir ilk yarı sergiledi. Ama rakibin alan daraltan, iyi yerleşimli alan savunması karşısında üretkenlik sağlayamadı. Trabzonspor açısından en büyük handikap santfor mevkiindeydi. Sefa'nın yapısı kesinlikle santrfora uygun değil. Hele hele kapalı savunmalara karşı hiç değil. Yatabare sakattı. Cardozo ise kulübedeydi. Her zaman hazır olmayan futbolcuların teknik direktör tarafından önce tercih edilmemesi taraftarıyım. Ama elinde santrfor yoksa Cardozo gibi önemli bir ismi yedek oturtmak büyük yanlışıydı. Nitekim hücum ağırlıklı ilk yarıda Cardozo olsaydı, belki de işin rengi değişirdi. İlk yarıyı disiplinli oyunuyla rakibine pozisyon vermeyen Başakşehir, ikinci yarıya Visca'nın ekstra bir golüyle başladı. Bundan sonra Trabzonspor'un oyun düzeni tamamen bozuldu. Takımı ve teknik heyeti stres bastı. Aynı zamanda Costant'ın da sakatlanıp çıkması olumsuz görüntüde diğer bir faktördü. Bu arada yine istenmeyen olaylar meydana geldi. Maçı o dakikaya kadar iyi yöneten hakem Özkahya, Sefa'ya yapılan net bir faulü vermedi. Ama bu orta sahada yapılan bir fauldü. Bunun için bu kadar itiraz, Fenerbahçe maçından ders almayan Halilhodzic'in ihraç edilmesi, kaleci Onur'un kendisini attırmak için uğraşması ve sahaya seyircinin girmesi mantıkla bağdaşan bir olay değil. Bu gerilimden sonra devam eden maçta Trabzonspor, bir şans penaltısı ile son anlarda 1 puanı kurtardı.
Ahmet Çakar: Yazık Halis yazık!
Dün gece Başakşehir'de iki adama yazıklar olsun diyorum. İlki hakem Halis Özkahya diğeri ise Trabzonspor'un hocası Vahid Halilhodzic. Önce Vahid hocaya şunu sormak lazım; bir hakem ilk devrenin son dakikalarında senin takımının aleyhine verilebilecek bir penaltıyı vermemiş ve maç devam ediyor. İkinci devrede orta sahada bir faulü çalamamış. Peki hoca, niye sen sahaya girip, bağırıp çağırıp kendini oyundan attırıyorsun? Bu takımın sana ihtiyacı var. Sadece bu maçta değil bundan sonraki haftalarda da. Ortamı geren Halilhodzic ama onu atan Halis Özkahya bu dakikadan sonra Türk hakemliğinin onurunun ayaklar altına alınmasına müsaade etti. Utanmadan, sıkılmadan Türk hakemliğinin onurunu 5 para etti. Nasıl mı; anlatalım. Vahid hoca tribüne yollandıktan sonra Onur'a sarı kart gösterecekti ki Onur yanında sportmenlik dışı hareketi yapıp bir de topa vurdu. Ama Halis onu oyundan atamadı, atma cesaretini gösteremedi. Bu dakikadan sonra faulleri Trabzon lehine çaldı. Ve uzatmalarda bir penaltı kararına imza attı. Bir oyuncu ben rakibime bir şey yapmadım diyor, ellerini kaldırıyor takım arkadaşı da topu uzaklaştırmak için vuruyor. Top ben bir şey yapmadım diyerek ellerini kaldıran futbolcunun eline çarpıyor. Yahu bu nasıl penaltı? Bir defans oyuncusu orta sahaya vurulan topa niye dokunsun, geri zekalı mı?
TRABZON'UN GOLÜNÜ YEDİ
Yazık Halis yazık! Eyyamın kralını son dakikada yaptın. Orta sahadan doldurulan bir yüksek topta sözüm ona Belkalem faul yaptığı için golü iptal ettin. Burada faulü yapan Belkalem değil onu iten defans oyuncusu. Vereceksen penaltı verirsin ya da golü verirsin. Ama dedik ya ne şiş yansın ne kebap. Yanan Türk hakemliği oldu.
Erman Toroğlu: Trabzon'un başına çorap örüyorlar
Trabzonspor rüzgarı arkasına alırsa kimse tutamaz demiştim. Gerçekten takım olarak çok iyi durumdalar. Ancak dün gördük ki Trabzonspor'a izin vermeyecekler. TFF ve hakemler Trabzon'u durdurmak için ortak operasyon yapıyorlar. Yine Trabzonspor'un başına çorap örüyorlar. Trabzonspor, TFF ile iyi geçinecek. Yoksa hakemler kendine vazife çıkarırlar, çıkarıyorlar da! Federasyon ile iyi geçinmeyen takımlar bugüne kadar hep yanmıştır. Görünen o ki Trabzonspor da yanacak! Dünkü maçı tekrar izlesek hakem 8 sarı kart göstermiş sonrasında 1 kırmızı kart yok. Bu kadar karttan sonra hakem olarak kızartamazsan seni kızartırlar. Hakem öyle enteresan düdükler çaldı ki Trabzonsporlu futbolcuları adeta çıldırttı. Hakem dün ezikti! Başakşehir teknik faul yapıyor. Bunu Ersun Yanal da yaptırıyordu, Abdullah hoca da yaptırmaya başlamış. Bakıyorlar tehlike olacak, hemen teknik faul yapıyorlar. Futbolcular arkadaşlarını itip sen kaybol diyorlar hakem görmüyor faul yapanı. Çünkü ruhunu vermiş! Sedat denen bir futbolcu bu taktik faulu hep yaptı. Hakem hiç bu oyuncuya kart göstermedi. Belli ki hakem bu taktik faulü çözemedi. Sedat denen futbolcu oyunculardan birini yere indirdi. Bunu gören Halilhodziç çıldırdı sahaya girdi. Halis Özkahya iyi bir insan, onu itiyorlar, Avrupa'da da itiyorlar ama nereye kadar gider bilmem. Ne Onur'a ne de Sedat denen o futbolcuyu bırakın kartı ikaz bile edemedi. Dün Trabzonspor maçında tam bir hakem rezaleti izledik. Ben böyle hakemler yüzünden hakem oldum.. Penaltı kararında haklıydı. Elini ceza alanı içinde kaldırmayacaksın. İlk harekette faul yok çünkü futbolcu ayağını geri çekip kendini yere atıyor. Ama elini kaldıran futbolcuya topun çarpıp yön değiştirmesi kesin penaltı! Kaleci Onur, "Bize atılan golden önce faul vardı" dedi. Baktığımız zaman faul var ama 4-5 pozisyon öncesi bu. Gerçekten hareket faul! Faulü yapan Sedat! Dün Sedat'ın yaptığı bir çok faulü hakem görmedi! Çok yazık.